Paylaş
Soyunma odasına ilk girenlerden biri benim. 22 Mayıs 2011 akşamı. Sivasspor maçı beş dakika önce bitmiş.
Fenerbahçe şampiyon.
Takımın büyük bölümü henüz sahada. Soyunma odasının girişinin hemen solundaki bankta Emre Belözoğlu oturuyor. Formasını çıkarmış. Başını ellerinin arasına almış, inceden ağlıyor.
Hemen yanında Gökhan Gönül var. Başı önünde.
Onun sağında Niang’ı görüyorum. Ayakkabısını çıkarmış, kramponlarını temizliyor.
Tam karşılarındaki banktaysa Aziz Yıldırım...
Beş dakika önce biz sahaya fırlarken, o tribünde yapayalnız oturuyordu.
Ertesi gün gazetelerde yayınlanan fotoğrafı, bence 3 Temmuz’da kendisi hakkındaki iddiaları çürüten en kuvvetli delildi. Heyecandan duramamış, maçın son 20 dakikasını dışarıda geçirmişti.
ALEX İÇERİ GİRİYOR VE “HADİ DIŞARI” DİYOR
Soyunma odasında şampiyonluk sevinci değil, ağır bir hüzün var.
Biraz sonra içeriye Selçuk giriyor.
Arkasından Stoch…
Sonra ötekiler.
Hava bir anda değişiyor.
Gazeteciliğimi falan unutup, ben de havaya fırlıyorum. Hep birlikte bağırmaya başlıyoruz.
İşte o sırada sahneye Alex giriyor. Her zamanki ‘cool’ kaptan.
Karizma bir anda soyunma odasına hakim oluyor. Yüzünde son derece ciddi bir ifade var. “Arkadaşlar hadi sahaya. Taraftar bizi bekliyor…”
Başkan içeride kalıyor, hepimiz sahaya fırlıyoruz.
22 Mayıs 2011 akşamı, Sivas 9 Eylül Stadyumu’ndaki hava buydu.
UĞURSUZ GELMESİN DİYE ŞAMPANYA BİLE KONMADI
Bir yıl önce son maçta kaçan şampiyonluğun ağır havasını atmak çok zor olmuştu.
Önceden hiçbir hazırlık yapılmamıştı.
Çünkü bir yıl önce maçtan önce hazırlanan şampiyonluk kutlamaları iptal edilmişti ve bu ıstırap hâlâ hatıralardaydı.
Bu yüzden, kutlamalar için, dönüş uçağına şampanya bile konmamıştı.
2010 - 2011 Şampiyonu kadrodan geriye sadece Mehmet Topuz, Volkan Demirel, Gökhan Gönül ve Miroslav Stoch kaldı. |
3 TEMMUZ SABAHI BÜYÜK ŞOK YAŞIYORUM
Meslek hayatımın belki de en güzel işlerinden birini yaptım. Sabah Fenerbahçelilerden ve meslektaşlarımdan gelecek tepkileri merak ediyordum.
Ancak sabah beni hayatımın en büyük sürprizlerinden biri bekliyordu.
O sabah tarih 3 Temmuz’du ve televizyonlar Aziz Yıldırım’ın evinden canlı yayın yapıyordu.
Gazetenin üst tarafında Alex dizisi vardı. Alt tarafındaysa çok büyük bir fotoğraf...
Başkan polisler arasında evinden çıkıyordu. Evine ancak bir yıl sonra dönebilecekti.
SOYUNMA ODASINDAKİ O KADROYA NELER OLDU?
22 Mayıs 2011 akşamı, soyunma odasında kafama kazınan o fotoğraf şimdi sadece bir hatıra.
Emre Belözoğlu, ne olduğunu hâlâ tam olarak bilemediğimiz nedenlerle Fenerbahçe’den ayrıldı.
Şike davasının yarattığı umutsuzluk Niang’ın ayrılmasına yol açtı.
Aynı duygu Lugano’yu da takımdan ayırdı.
Ve şimdi Alex gidiyor…
Sadece Fenerbahçelilere değil, bütün Türkiye’ye güzel ve zarif futbolu anlatan Brezilyalı..
Futbol sözlüğüne ‘Fairplay’ kelimesinin gerçek anlamını yazan insan.
Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu ve Metin Oktay’dan sonra en büyük idolüm…
Futbola Dior estetiğini giydiren,
Topun adabı muaşeret kurallarını yeniden yazan dostumuz…
Büyük Taraftar Alex…
Çok teşekkürler…
Güle güle demeye dilim varmıyor;
Çünkü hiç gitmeyecekmişsin
gibi geliyor…
Paylaş