Paylaş
Yemeğin ev sahibi, dünyanın en ünlü iki şarap dergisinden biri olan “Decanter”di. Derginin her yıl düzenlediği “Yılın şarap ödülleri” verilecekti.
Yemeğe özellikle katılmak istememin nedeni, bu yıl Türk şaraplarının bu yarışmada büyük bir performans göstermesiydi.
Üstelik bunlardan ikisi, kendi dallarında uluslararası başarıya imza attı.
Şimdi sizi bu büyük yarışmanın kapalı odalarına götüreceğim.
1- Kaç jüri üyesi var, Türkiye nerede
DECANTER yarışması şöyle yapılıyor.
- Dünyaca tanınmış 211 jüri üyesi belirleniyor.
Bunların 54’ü, “Master of wine” denilen şarap uzmanı.
11 ise “Master sommelier” denilen restoranlarda şarap uzmanı olmuş kişiler.
- Bu yıl yarışmaya 47 ülkeden 14 bin 120 şarap katıldı.
Sonuçta 9 bin 902 şaraba çeşitli derecelerde ödül verildi.
- Şaraplar 118 ayrı bölgeye ayrılarak tadılıyor. Bu bölgelerin bazıları Fransa, İspanya, İtalya gibi tek ülke.
Bazıları ise Ortadoğu, Uzakdoğu, Doğu Akdeniz, Orta ve Doğu Avrupa gibi bölgeler.
- Türkiye, Malta, Fas ve Kıbrıs’la birlikte Doğu Akdeniz bölgesinde yarıştı.
- Buna karşılık Yunanistan tek başına ülke olarak yarıştı.
Türk şarapçılığının hedefinin de ileriki yıllarda ayrı bir ülke olarak yarışmaya girmek olmalı diye düşünüyorum.
- Yarışmada 9 binin üzerinde şaraba ödül veriliyor ama bunların içinden 86’sı uluslararası şarap listesine giriyor.
- Verilen ödüller şöyle:
118 bölgesel tropi
255 Altın
1832 gümüş
4284 bronz
3413 tavsiye
Her bölgede en yüksek notu alan şaraplar, daha sonra uluslararası kategoride yarışmaya giriyor. Bu ikinci aşama tadım sonunda her dalda 3 şarap “Short list’e” (kısa liste) giriyor.
2- O şahane burun günde kaç kadehe girebilir
- Jüri üyeleri günde ortalama 85 ayrı şarabı tadıyor.
- Düz ve duvarları beyaz bir odada ve mutlaka tabu ışıkta oturuyorlar.
- Riedel marka bardak kullanıyorlar.
- Tadım genellikle 12 kişilik gruplar halinde yapılıyor ve her seansa “Flight” (uçuş) adı veriliyor.
- Uçuş anında, müzik dinlemek, telefon konuşması, tweet atmak yapmak yasak. Telefon, e-mail ve tweet ancak uçuş aralarında yapılabiliyor.
- Her jüri üyesi bağımsız tadım yapıyor. Sonra bir araya gelip bir uzlaşma yapmaya çalışıyorlar.
- Değerlendirmede şarabın rengi, üzümün türü, hasat yılı, tadı ve fiyatı dikkate alınıyor. Mesela 5-8 pound arasında altın madalya alan bir şarap, 30 pound kategorisinde yarışmaya kalkarsa altın almayabiliyor.
- Üreticiler, yarışmaya soktukları her şaraptan 4 şişe gönderiyor. Dergi bunları gruplara ayırıyor, her birinin teknik bilgilerini yazıp özel kılıflara koyuyor.
Kılıfların üzerine sadece ülkenin adı yazılıyor.
3- İşte büyük başarıya imza atan Türk şarapları
BU yıl, Doğu Akdeniz bölgesinden yarışmaya giren şaraplar arasında yapılan tadımda, en büyük ödül olan üç “bölgesel tropi” ödülü de Türk şaraplarına gitti.
- 10 POUND ÜSTÜ BEYAZ: Suvla Grand Reserve; Roussan-Marsanne; 2011; Trakya bölgesi, Türkiye
Geçenlerde yazmıştım. Bu yıl benim için en büyük sürpriz, Suvla’ydı.
Yanılmamışım, 10 pound üzerindeki karma şarap dalında bölgesel tpopiyi aldı.
Ancak Suvla’nın başarısı burada kalmadı.
Bu dalda, uluslararası tropinin kısa listesine girmeyi de başardı.
Sonuç gala gecesinde açıklandı ve Rhone ve Bordeaux gibi asırlardır şarap üreten iki bölgenin ardından 3’üncü sıraya girmeyi başardı.
- 10 POUND ÜZERİ KIRMIZI: Kavaklıdere Pendore Öküzgözü, 2009; Ege bölgesi,
Kavaklıdere Pendore’nin bölgesel tropiyi almasına çok sevindim.
Türkiye’nin eski şarap üreticilerinden olan Kavaklıdere’nin yeni kuşağı gerçekten güzel işler yapıyor.
Ali Başman’ı içten kutluyorum.
Pendore’nin başarısı burada kalmadı. O da, bölgesel tropiler seviyesine girmeyi başardı.
Bu dalda, iki Arjantin, bir Güney Afrika ve Fransız şarabının arkasından 5’inci sıraya oturdu.
- 10 POUND’UN ALTINDA KIRMIZI: Pamukkale Anfora, Cabarnet Sauvignon; 2009 Ege.
Kaç defa yazdım. Pamukkale Anfora, Türkiye’de aldığı parayı en çok hak eden şarap. Orta gelir düzeyindeki insanlara çok güzel şarap veriyor.
Demek ki haklıymışım. Uluslararası planda da başarılı oldular.
Güneydoğu Akdeniz bölgesinde altın madalyalar da Türk şaraplarına gitti.
- BEYAZ: La Organik; Mon Reve; Chardonnay-Chenin blanc, 2010; Ege.
Lucien Arkas’ın şarap sektörüne girmesinin çok yararlı olacağını yazmıştım.
Burada da haklı çıktım.
Daha işin başında altın madalyayı aldılar.
- KIRMIZI: Pamukkale Anfora; Merlot; 2009.
Bunun dışında Kavaklıdere, Sevilen, Vinkara, Turasan, Yazgan, Prodom, Kayra, Dimes, Urla şirketlerinin birçok şarabı gümüş ve bronz madalya aldı.
4- Yıllardır yazıyorum nihayet Türk restoranları da orada
ÖNCEKİ hafta Sunset restoranının sahibi Barış Tansever bana ve Vedat Milor’a bir kutlama yemeği verdi.
Sunset, bu yıl Wine Spectator dergisinin dünyanın en iyi şarap restoranları listesinde bir sıra daha atladı ve “İki kadeh” seviyesine çıktı.
Wine Spectator her yıl, dünyanın en iyi şarap restoranlarını seçiyor.
Bu liste, şarap seven insanlar arasında büyük prestije sahip.
Dergi en iyi restoranları “Bir, iki ve üç kadeh” olarak sıralıyor.
Son iki yıla kadar bu listede hiçbir Türk restoranı yoktu.
Geçen yıl bazı restoranlarımız, en alt sıra olan “Bir kadeh” reytingi ile bu listeye girdi.
Bu yıl, Sunset “İki kadeh” reytingi almayı başardı.
Dört Türk restoranı da “Tek kadeh” reytingi aldı.
Bu restoranları da duyurayım.
Ulus 29, Mikla, Şans ve Lavanta...
* * *-
O akşam Japon şef Hiroki Takemura’nın yeni bir keşfini tattık. “Deniz salyangozu” adını verdiği büyük denizminaresi harikaydı.
Ben bunun dışarıdan geldiğini sanıyordum. Meğer Çanakkale’de çıkıyormuş.
Japon şefler çoğunlukla suşiyi küçümserler. Takemura o akşam bize sadece üçer parçalık suşi yaptı.
Tek kelimeyle olağanüstüydü.
* * *
Yıllardır Wine Spectator dergisinin listesinde niye bir Türk restoranı yok diye soruyordum.
Nihayet var.
Ancak bir uyarı.
Bu acayip şarap fiyatları ile daha uzun süre gitmek mümkün değil.
Türk restoranları artık insanlara makul fiyatlarla şarap içme imkânı sağlamalı.
30 milyon turistin geldiği bir ülkede, şarap konusunu biraz bilen bir insan, sağlam kazık yediğini hemen anlar.
Paylaş