Paylaş
Minik Umut’u öldüren kurşunun hangi silahtan çıktığını özel bir ekip bulmaya çalışıyor. İzmir polisi, olay anından beri geniş bir kadroyla araştırma yapıyor. Eninde sonunda bu silahın sahibi çıkacak, bundan eminim. Öyle gözüküyor ki, Umut’u öldüren silah kişiye özel ve el yapımı... Yani herkesin alabileceği türden bir şey değil...
Gazetecilik mesleğinin bizlere verdiği bir takım haklar ve öncelikler var. Örneğin; trafikte geçiş üstünlüğü gibi, silah alma prosedürlerinin kolaylaştırılması gibi... Gerçi artık herkes istediği zaman silah alabiliyor ama... Geçmişte bu bile çok önemsenirdi.
Bu yönetmelikleri hazırlayanlar neden böyle düşünmüşlerdi, böyle bir maddeye neden ihtiyaç duymuşlardı bilemiyorum. Galiba mesleğimizin risklerini düşünmüş olabilirler, geçmişte yaşanan çirkin saldırılar akla gelmiş olabilir.
Düşündüm de gerçekten böyle bir risk benim için olsa...
Ki, geçmişte bazı haberlerden dolayı çok da canımız sıkılmıştı ama...
Hiçbir zaman aklımın ucundan bile bir silah alayım diye düşünmemiştim.
Oldum olası silahtan hep nefret ettim.
“Şeytan doldurur” diye düşündüm, boş silahı bile elime almak istemedim.
Bir tek askerde, o da çekine çekine, biraz da mecbur olduğum için acemi birliğinde hedefe ateş ettiğimi biliyorum.
Silahı ilk ve son tutuşum o oldu, bir daha da olmaz. Ama rakamlardan anlıyorum ki, insanlar seviyor. Almak için çaba gösteriyor. “Ne olur, ne olmaz” diye düşünüp, arabasına, evine, işyerine koymayı bir garanti görüyor.
Kendini koruma, riski azaltma bile olsa silahı kabul etmem mümkün değil aslında... Ama insanlar keyif olsun diye silah alıyor.
Olay aydınlatılmadı, ama Umut’un ölmesine neden olan kurşun da hedefsiz ateşlenmişti.
Tıpkı Foça’da Ali Stair Girimason’u öldüren kurşun gibi...
Önerimi tekrarlıyorum.
Bazı olaylar sembol olur.
Silahsızlanma için büyük bir kampanya başlatmanın zamanı geldi de geçiyor.
Serbest kürsü devam ediyor
İddiayı ortaya atan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel’di. “AK Parti’nin yeni hedefi Karşıyaka’yı il yapıp İzmir’i almak” dedi. Bu yoruma AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay ise, “Böyle bir düşünce yok. Dedikodu ve rivayetler üzerine konuşuyorlar” yanıtını verdi. Ben de, “Sizce İzmir’in karşı yakasının il olması doğru mu, Karşıyakalılar bunu ister mi, İzmir İzmir olmaktan çıkar mı?” sorusunu sordum ve dedim ki...
Serbest kürsü açtım, görüşlerinizi yazın, ben de yayınlayayım. Düşündüğünüz gibi mesaj yağdı, bunların bazılarını yarın yayınlayacağım. “35.5...” sloganında nasıl bir ince espri varsa, “Karşıyaka il olur mu, olmaz mı?” sorusuna da çok esprili cevaplar var. Benden söylemesi...
Hayata devam etmek
Dün de yazdım. Ben konserlerin, organizasyonların iptal edilmesinden yana değilim. Terör zaten bunu yapmak istiyor. Kaygılandırmak, korkutmak istiyor. Hepimizi günlük hayattan uzaklaştırmak istiyor. Ben ise teröre inat; hayata devam etmekten yanayım.
Paylaş