Paylaş
KENDİMİ kötü hissettim.
Aziz Yıldırım’ın kadın taraftara, “ayar çekmesi” değildi beni hüzünlendiren… Evet, o da gereksizdi, yersizdi…
Ama ondan öte bir şey vardı, daha derin bir şey…
Alex’in maruz kaldığı muamele.
Beni bir Fenerbahçeli olarak yaraladı.
İsyan ediyorum.
Protesto ediyorum.
“Haksızlık bu! Vefasızlık bu!” diye haykırmak istiyorum.
O takım, benim takımımsa, neşelenmeme ya da kederlenmeme sebep olan hayatımın temel değerlerden biriyse, benim de buna hakkım var…
O ALEX YA, BİZİM ALEX!
BORU değil yani…
Fenerbahçe’nin gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan biri.
Yapı taşlarından biri.
Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan değerlerden biri.
Lefter gibi, Can Bartu gibi, Basri Dirimlili gibi, Cihat Arman gibi, Aykut Kocaman gibi…
Sahadaki etkisiyle, saha dışındaki efendiliğiyle, ailesiyle, karısıyla, çocuklarıyla, futboldaki hüneriyle ve tüm o sempatikliğiyle…
Alex bir efsane!
Hem bir kahraman hem bizden biri…
8 senedir de istikrarlı bir şekilde harikalar yaratıyor.
Kim aksini iddia edebilir?
Ve bu takımı sırtladı.
Kaç maçı, son anda kurtardı.
Biz nasıl unuturuz bütün bunları?
Yakışır mı Fenerli’ye?
ALEX’E PATATES ÇUVALI MUAMELESİ YAPMAYIN
ARTIK futbolu bırakma yaşı geldi, geliyor diye…
Kimsenin ona “patates çuvalı muamelesi” yapmaya hakkı yok.
Son sezonu olabilir.
Ama bunu sağlamanın daha ince, daha nazik, daha medeni bir yolu yok mu?
Heykelini dikeceğini söylediğin bir adamı, kadro dışı bırakmak, hangi mantığın işi?
Alex gidecekse…
Nasıl omuzlarda geldiyse, yine öyle omuzlarda gitmeli!
AYKUT HOCA’NIN ALEX’İ ANLAMASI GEREKİRDİ
AZİZ Yıldırım neyse de…
Aykut Kocaman beni daha fazla şaşırttı.
Çünkü aynı vefasızlık ona da yapıldı.
Alex’i dünyada en iyi anlaması gereken, Fenerbahçe’nin bir başka efsane oyuncusu Aykut Kocaman olmalıydı.
Oynatmasa bile, el üstünde tutmalıydı…
Bir takımın “lider”in duygusal zekası ne kadar yüksek olursa, başarısı da o kadar yüksek olur.
Gerçi, Alex’in attığı tweet de hatalı…
Komplo teorisi çünkü “Beni kıskanıyor” demesi…
Kimse bilemez kıskanıp kıskanmadığını, Alex dahil…
Üstelik çocukça bir itişme…
O da gerçek bir kaptan gibi davranmalıydı.
Yine de hiçbir şey için geç kalınmış değil, biz Fenerbahçe olarak neler atlattık, bunun da üstesinden geliriz.
AYNI TEZAHÜRATI BEN DE YAPARDIM
OLAYIN en samimi, en masum tarafı, maçı izleyen ve “azarlanan” kadınlardı.
Ev yerine, sahada izleseydim, ben de aynı tezahüratı yapardım, içimden gelen sese uyardım…
Onlar sadece vefalarını gösterdiler.
Alex’e “Sen bizim için değerlisin!” dediler.
Bunda ne kötülük var?
Bugüne kadar yüzlerce tezahürat yapıldı, çok daha ağır şey söylendi.
Hangi birinde, başkanın mikrofonu kapıp konuştuğunu gördünüz…
Bunca badireden geçmiş Aziz Yıldırım’a yakışmadı.
Okul müdürleri böyle davranır.
İstiklal Marşı sırasında çocukları hizaya sokar, edep öğretir.
“Takımınıza sahip çıkın, sahadaki futbolcuları sahip çıkın, Aykut Hoca’ya sahip çıkın!” dedi.
İyi de, o takımın içinde Alex yok mu?
Alex, Fener’in simgelerinden biri değil mi?
O izleyici, “Aykut gitsin” diye bağırmadı ki, “Aykut Hoca Alex’i oynat” diye bağırdı.
Neden takımlarına sahip çıkmamakla suçlandılar, anlamak mümkün değil.
Üstelik unutmamak gerekir ki o taraftar, Aziz Yıldırım’a da en zor zamanında destek çıktı.
Vefasını gösterdi, onu hiç yalnız bırakmadı…
AYKUT HOCA LİDERLİK SINAVINDA
AYKUT Kocaman’ın yerinde olsaydım da, utanırdım.
Ben bu takımın lideri olarak, oyuncularla aramdaki meseleyi çözemiyorum, başkan duruma el koyuyor…
Neden koysun?
Aykut Kocaman iyi bir lider ve şu anda liderliğinin en çetrefilli sınavlarından birini veriyor.
Onun dışında herkesin müdaalesi gereksiz ve yersizdir.
Bu işi Aykut Hoca’nın çözmesi gerekir.
Eminim çözecektir.
Paylaş