Fernandes'in ortasının adı vardı..

Futbolculara yapılanlar..
Arka arkaya verilen birbirini tutmayan demeçler..
(Bakın, “Açıklanan” demiyorum “Verilen” diyorum.. Demeç vermek için demeç veriliyor ya, aynen ondan işte)

Ne yapalım, yapacak bir şey yok! Bağrımıza taş bastık, bekliyoruz sonucu..
Bu sene, bu cümlenin doğruluk payını, bir kez daha idrak edeceğiz inanın..

Güleceksiniz ama Olimpiyat Stadı’na gelirken kaybolduk.
Arabayı ben kullanıyorum, nereye baksam “Doğu”, “Batı”, Kuzey”, “Güney” yazıyordu.
Spor yazarı arkadaşım Eray Emin Aydemir “Abi sorsak bi” diyor..
“Sora sora Bağdat bulunur” diyeceğim, bir de bakıyorum KIRMIZI formalarıyla Beşiktaşlılar!
“Feda” CD’sini anımsıyorum..
“Semtler yürüyor mabede doğru..!!”
Kartal yuvası İnönü’ye değil ama takımlarının sahaya çıkacağı yere Olimpiyat’a yürüyorlar..

Güneş batınca, bu malum stadın rüzgarı, ince ince ısırmaya başlıyor adamı.
Tribünlerde Beşiktaşlıların hiç bitmeyen desteği var.
Bir ara stadı “Quaresma Quarasma” sesleri sarıyor..
Sahi ya, maçı Quaresma seyrediyor mudur acaba..!!?
Maşallah Belediye faul üzerine faul yapıyor.. 20 dakikada 3 sarı kart oldu.
Yaptıkları faulleri saymıyorum bile..

Beşiktaş ilk yarı rüzgara da karşı, Belediye de rüzgarı arkasına almış oynuyor..
Ancak, her iki takım da futbol oynamıyor. Futbola yakın “Bi’şi” oynuyorlar ama!!
Maç o kadar sıkıcı ki yanımdakiler maçı bırakıp sohbet ediyorlar..
Zaten, maça değil de sohbete gelmişler gibi bir havaları var.
39. dakikada Belediye eski belediye gibi geldi, Cenk son anda topu tokatladı.
İlk yarının en heyecanlı anı buydu..
45 dakikanın bitmesine 3 dakika var Basın Tribünü’nün yarısı çay içmeye gitti.
Anlayın maçın ne kadar zevkli geçtiğini..(!!)

Devre arası oğlumu arıyorum..
İlk cümle şu: Bir takım bu kadar kötü futbol oynar..
Sonra ekliyor, “Maçın başında Samet Hoca, ‘Quaresma’yı unutturacağız’ dedi. Bıraktık Quarasma’yı, Beşiktaş elden gidiyor, Beşiktaş’ın derdine düştük baba.” diyor.
Bu, gençliğin sesi.. Beşiktaşlı gençlerin sesi yani..
Hani, “Feda” diyerek harçlıklarından biriktirdikleriyle forma alanların sesi..
Gerçek taraftarların yani..
Braga karşısında forvetsiz sahaya çıkan adamın takımı karşısında, halimize bakın hele!

İlk yarının sonu itibariyle hal ve gidiş maalesef bu..

Her ne olursa olsun “Gazozuna oynasam yenmek isterim..” diye düşünürken..
Belediye ikinci yarı golü buldu.. 1-0 oldu.
Orta saha koridor gibi.. Adamlar kordon boyu geçişi yapıyor..
Bozuk para gibi harcanan Ernst’i gözler arıyor!
Ernst’i gönderdiler. Rüştü’ye hakaretimsi açıklamayla takımdan gönderdiler.
“Quaresma’yı istemem, Simao’yu istemem..” dediler..
Her sıkıştıklarında “Paramız yok”a sığındılar..
Ama, Beşiktaş’a daha önce resmen hakaret eden ve oynadığı takımdan disiplin sorunu nedeniyle kadro dışı bırakılan, disiplin abidesi adamı, yeniden aldılar..
“Quaresma’yı satarsam parasıyla santrafor alırız” dediler..
Madem hala santrafor aranıyor, eh o zaman Batuhan’ı niye aldınız..!!?
Belediye’nin 1 topu da direkten döndü ha.
Beşiktaş’ın ise Almeida’nın vuramadığı bir anı var..

Ben bunlarla oyalanırken İbrahim Toraman düşürüldü.
Sıfıra yakın noktadan Fernandes adrese teslim orta yaptı..

Almaida da 1-1 yaptı..

Maçın sonlarında, Beşiktaş bu kötü oyunuyla galibiyet golünü de az daha atacaktı ya..

Carvalhal için ağlayanlar gördü değil mi..!?
Bu kötü Beşiktaş’ı yenemedi ya..
“ 1” gol atınca takımı geriye yasladı..
Aynı, geçtiğimiz yıl Beşiktaş’ta yaptığı gibi..
Hele ilk yarı hiçbir numara yoktu Belediye’de..
4-1-4-1..Taktik buydu.. Hele hele geri dörtlü ileri bile çıkmıyordu.
Bana, “Anca gider senin taktiği” dedirtti.. Fakat, iyi ki de böyle taktik vermiş..
Ki, bu kadar kötü bir Kara Kartal’ı bir daha zor yakalar..
Aha şuraya yazıyorum; Braga’ya sadece o gidiş bileti, alınacak..!!  O uçak, kalkacak..!!

Hep söylüyorum; ben, evden çalıştırsaydım geçen yılki Beşiktaş’ı, rahat 4. yapardım.
Guti’yi yiyen adam ha..

Ama anam babam var ya..!
Eğer böyle devam ederse, bu futbolla yandık ki ne yandık..

KANATLAR SIFIR.. Rakamla: 0 yani..
“Kanatları” çalışmayan takımın SONUNU, yönetici ABİLER iyi bilir..

Neyse, OC de lige tam olarak hazır değil zaten.. Ki, fazla edebiyat yapamadı..
Eh, o zaman “Ben Can” kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..