Lig başlarken

Öbür dallarda da tek tük itiraz görüyoruz ama oyunu çığrından çıkaracak bir ölçüde değil... Yâni, terbiye sınırları hiç aşılmıyor.

Futbolda ise her düdük çalışında bir itiraz... Top taca çıkar itiraz, kornere gider itiraz, penaltı olur itiraz, hatta gole itiraz... El kol hareketleri, hakemin üzerine yürümeler, küfür kafir, ne ararsanız var.

***

Tribünleri de ateşleyen bu itiraz hastalığı, bizim futbolumuzu ateşe atmıştır. Zaten patlamaya hazır olan toplum için bu büyük tehlikeyi, lig başlarken hatırlatmak istedim.

En kıymetli hakemimizin yakasına yapışan bir futbolcu, daha lig başlamadan 11 maç ceza aldı.

Mesleğinin en verimli çağında o futbolcuya da yazık, kulübüne de yazık, paralara da yazık, taraftara da yazık... Nereden baksanız çirkin.

Ama onu himaye etmek de çirkin. Üstüne kapanıp da korursanız, bu tip olayları hiç önleyemezsiniz. Hatta yol vermiş olursunuz.

Kuraldışı saldırılar cezasız kalamaz.

Profesyonel Futbol’da ödül olur da ceza olmaz mı?

***

Futbol, elbette ki sert bir oyun. Ama futbolculara sonsuz saldırganlık hakkı vermez. Savaşın bile kuralları var. Riayet etmeyenler savaş suçlusu olarak yargılanır. İstersen milli kahraman ol... Cezaya çarptırılırsın.

Onun için, futbolcularımızdan rica ediyoruz. Lig başlarken onları önemle uyarıyoruz. Hakem’le oynamayı bırakın. Futbol oynayın. Hiçbir sportif başarı, centilmenlikten daha değerli olamaz.