Şemdinli ve Halep

ŞEMDİNLİ ve Halep’te silahlı ‘muhalif’ gruplar devlet güçleriyle çarpışıyor diye ikisine de aynı gözle bakılabilir mi?

Haberin Devamı

Şemdinli’de PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çarpışma 12. gününe girdi! Yıllardır devam eden çatışmalardan biri değil bu... “Arap baharı” bütün Ortadoğu’yu sarsıyor, Suriye’de iç savaş yaşanıyor ya, PKK Türkiye’yi de bu ‘dizi’ye dahil etmek ve dünyaya öyle göstermek istiyor. Planı, Şemdinli’de “kurtarılmış bölge” oluşturarak bayrak çekmek ve o ivme ile “serhildan” denilen halk ayaklanmasını tetiklemektir.
PKK’nın stratejisi
PKK bunun için, Şemdinli’deki sempatizanları ve Kuzey Irak’tan gelen ‘sivil’ kıyafetli elemanlarıyla bir süredir keşif yapmış, mayınlar ve uçaksavarlar yerleştirmiş, çok sayıda militanı mevzilendirmiş... Halktan birtakım insanların haber vermesi üzerine, güvenlik güçleri PKK’dan önce harekete geçmiştir...
Öteden beri en büyük eylemlerini bile ‘vur-kaç’ taktiğiyle yapan PKK şimdi böyle geniş çaplı ve uzun süreli bir çarpışma  stratejisi uyguluyor. Şemdinli’yi ele geçirebilseydi, planının ilk aşamasını tamamlamış olacaktı... Devlet erken davrandığı için bu olmadı, şimdi Şemdinli’de bir Halep görüntüsü yaratmak istiyor.
İstiyor ki, özellikle Batı demokrasilerinde böyle görülsün.
Uzun süre devam ederse ve hele de geniş çaplı köy boşaltmalar ve insan kitlelerinin yollara düşmesi gibi manzaralar ortaya çıkarsa, böyle bir görüntü oluşur da!
Operasyonlarda askerin sivillere karşı dikkatli olması ve süratle sonuç alınması hayati derecede önemlidir.
Demokrasi önemsiz mi?!
Suriye’de muhalefet partileri, muhalif basın, hür seçimler, seçilmiş parlamento ve BDP gibi bir parti mi vardı? Suriyeli Kürtlerden 250 bin kişinin vatandaşlığı bile yoktu...
Türkiye’de ise tarihsel olarak da güncel olarak da, eleştirilecek yönleri olsa da, demokratik kurumlar vardır. Genel ve mahalli düzeyde dürüst seçimler yapılmaktadır, PKK’nın siyasi partisi BDP Meclis’tedir, Anayasa yapımına katılmaktadır...
Evrensel “silah değil, siyaset” ilkesinin bölgemizde mümkün olduğu tek ülke Türkiye’dir.
Şemdinli ile Halep arasında benzerlik kurmak için, demokrasi ile totalitarizm arasındaki farkı bilmemek veya önemsemeyecek kadar savrulmuş olmak lazımdır.
Demokratlar ve KCK
Demokratların dikkate alması gereken fevkalade önemli diğer bir gerçek, PKK’nın öngördüğü siyasi projenin Stalinizm derecesinde totaliter olmasıdır. PKK bunu BDP’li belediyelerde “siyasi komiserler” vasıtasıyla kısmen uyguluyor, Suriye’nin kuzeyinde Kamışlı’da da uygulama çabasında...
Biraz siyasi sistemler bilgisi olan biri çıksın, KCK’daki ‘komiteler’ sisteminin, bırakın otoriterliği, “totaliter” olmadığını söylesin!
PKK bir diktatörlük ülkesinde demokrasi için mi mücadele ediyor ki, Şemdinli, Halep’e benzetilebilsin.
Kürtler ve demokrasi
Tabii şu da bellidir ki, 21. yüzyıl ‘Kürt’süz’ olmayacaktır. 21. yüzyılın en sıcak sorunu, Ortadoğu’daki sınırlar olacaktır.
Bu noktada ahlaken de aklen de önemli olan, bunun metodudur: Demokratik metotlarla mı?.. Geçen yüzyılı kana bulayan totaliter, silahlı metotlarla mı?..
Demokratik metotlar geçerli kılınabilirse, bu, Kürtlerin de özgürce tercih hakkına sahip olması ve PKK’nın totaliter dayatmalarının tek belirleyici olmaktan çıkması demek olur.
Onun için, hangi kimlikte olursa olsun, demokratlar totaliter metotlara karşı demokratik metotları savunmalı, Halep’le Şemdinli’yi karıştırmamalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları