İşleyen demir ışıldar

Hareketli bir yaşam, sağlıklı kalmayı kolaylaştırıyor. ‘Yan gelip yatmak’ yerine hareket edenler, daha uzun yaşıyor.

Haberin Devamı

Başlıktaki atasözü, sağlıklı, keyifli ve zinde bir hayat sürmenin en etkili yollarından birinin düzenli fiziksel aktivite yapmak, tembelliği bir kenara bırakıp hareket etmek için söylenmiş güzel bir tavsiyedir.
Hekimler binlerce yıldır insanların daha sağlıklı bir hayat sürebilmeleri için ter dökerken, “yan gelip yatmak” yerine hareket edenlerin ömürlerinin daha uzun, bedenlerinin daha sağlıklı olduğunu da gözlemlemişlerdir. İlk gözlemcilerden biri de Hipokrat’tır.

HİPOKRAT: EŞEĞE BİNMEYİN!

Hekimliğin atalarından biri sayılan İstanköy’lü (Kos Adası) Hipokrat, yüzlerce yıl evvel kasabasında eşeği ile dolaşanların, işini gücünü yürüyerek halledenlere oranla daha sağlıksız olduklarını görmüş ve ada halkını eşeği ulaşım aracı olarak mümkün olduğu kadar az kullanmaları, işlerini güçlerini kendilerinin yapmaları yönünde uyarmıştır.
Hipokrat’ın gözlemi yeni tamamlanan yüzlerce çalışma ile onaylanmış, “hareketsiz kalmanın hastalıkları davet ettiği, dahası yaşam süresini kısaltabildiği” bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Son olarak ünlü tıp dergisi British Medical Journal’de yayınlanan bir araştırma, bu tarihsel bilgiyi teyit etmiştir. Araştırmada şu sonuca varılmıştır: Hareketli bir yaşam sağlıklı kalmayı kolaylaştırmakta, ömrü uzatmaktadır. Bu araştırmaya göre günde üç saatten daha az oturmanın ortalama yaşam süresini yaklaşık iki yıl uzatabileceği anlaşılmaktadır.

Haberin Devamı

PASLANMAK NE YAPIYOR?

Paslanmak, hastalanmanın ve yaşlanmanın da en önemli hazırlayıcısı. Hareketsizlik en çok da paslanmayı (!) kolaylaştırıyor. Son zamanlarda neredeyse salgın boyutuna ulaşan “insülin direnci/obezite/şeker hastalığı/hipertansiyon/kalp damar hastalığı” beşlisinin bir nedeni beslenme yanlışlarımız ise diğer nedeni de hareketsizlik.
Fazla oturmanın özellikle en büyük kas gruplarına sahip olan bacakları hareketsiz bırakarak kas dokusunda insülin direncini tetiklediği, kan-şeker-yağ oranını kötü yönde etkilediği ve neticede obeziteyi global bir sorun haline getirdiği anlaşılmaktadır.
Bu sürecin beklenen sonucu, daha fazla sayıda şeker hastası ve hipertansiyonlu, daha çok kalp damar hastası, daha yüksek felç-inme olasılığıdır.
Bu köşede sizi sürekli “hareketli bir hayat sürmeye” ve “günde en az 30 dakika/dakikada ortalama 100 adım ve üzerinde adım atarak yürümeye” teşvik etmeye çalışmamın sebebi budur.

BENİM ÖNERİM

Haberin Devamı

Eğer hareketli bir yaşamınız varsa, yürüyorsanız, yüzüyorsanız, işinizi gücünüzü yaparken merdiven kullanıyor, yol yürüyüp yokuş çıkıyorsanız, kaslarınızı hareket ettirip çalıştırıyorsanız eklemleriniz de, kaslarınız, organlarınız ve damarlarınız da daha yavaş ve geç paslanır. Dizleriniz veya kaslarınız biraz ağrısa bile sağlığınız daha iyi olur.
Oturma süreniz azalıp eklem ve kaslarınızı kullanma süreniz arttıkça kabızlıktan uykusuzluğa, eklem ağrılarından yorgunluğa, bağışıklık zayıflığından strese, cinsel isteksizlikten depresyona sayılamayacak kadar sağlık sorununuzun da iyileştiğini, kilo kontrolünüzün kolaylaştığını
fark edersiniz.
Tembelliği bırakıp ayağa kalkın. Elinize geçen her fırsatta yürümeye bakın. “İŞLEYEN DEMİR IŞILDAR!” deyimini sakın unutmayın...

Yazarın Tüm Yazıları