Bir kereden bir şey olmaz mı?

Neyin aldatma sayılıp sayılmadığı sorusuna insanlık tarihi boyunca net bir yanıt bulunamadı.

Çatırdayan bir evliliği anlatan “The Story of Us” filminde iki kadın arasında şöyle bir diyalog geçer:
Rita: “Bu aldatma sayılmaz. Teresa onunla hiç sevişmedi. Sadece öpüştüler.”
Katie: “Öpüşmek aldatmaktır. Başka bir erkekle çok yakın bir ilişki kurman -bu sadece konuşmak bile olsa- kocanla ilişkini etkiler.”
Aynı anda kadınların kocaları başka bir masada benzer muhabbettedir:
Stan: “Eee Charlene’le nasıl gidiyor?”
Josh: “Dün harika bir gece geçirdik.”
Stan: “Ve hâlâ karını aldattığını itiraf etmiyorsun, öyle mi?”
Josh: “Evet. Ve bu görüşümü bütün varlığımla koruyorum. İnternette seks aldatma sayılmaz.”
Stan: “Buna nasıl karar veriyorsun? Saat gecenin 3’ü. Karın ve çocukların yukarıda uyuyor. Ve sen aşağıdaki sanal alemde aptal bir kadınla sevişiyorsun.”
Josh: “Bir kere, sevişmiyoruz, bilgisayarda yazışıyoruz.”
Yani...
Neyin aldatma sayılıp sayılmayacağına sadece aldatıldığını düşünen kişi karar verebilir.
Katie’nin dediği gibi sadece konuşmayı, biriyle fazla muhabbette olmayı aldatma sayanlar olabilir.
Ya da başka bir kadın, sanal alemde partileyen kocasını aldatmış saymayabilir.
Bu tamamen aldatıldığını düşünen kişinin değer yargıları, neyi kaldırıp kaldıramayacağıyla ilgili.
Dün bizim gazetede Dinçer Gökçe imzalı bir haber vardı.
Yerel bir mahkeme kadının sadakatsizliğini gerekçe göstererek çiftin boşanmasına karar vermiş.
Kadının başka bir adamla 52 sayfalık telefon dökümü var, SMS görüşmeleri var, birlikte gittikleri tatilden fotoğraflar var.
Kimsenin bir şey sakladığı yok. Her şey ortada.
Lakin, kadının avukatı temyiz ediyor.
Yargıtay da yerel mahkemenin kararını bozuyor.
“Davalı kadının bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı, toplanan delillerle anlaşılmaktadır.
Ancak davacı kocanın boşanma davası ‘haysiyetsiz hayat sürme’ sebebine dayanmaktadır.
Süreklilik göstermeyen bir defalık bir davranış haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma kararı için yeterli değildir.”
Buraları teknik. Avukatlar Yargıtay kararının doğru olduğunu davanın yanlış nedenle açıldığını söylüyor.
Olabilir.
Fakat gelin hukuken değil de bu habere insani tepkileri tartışalım.
Yanlış da olsa kimileri dedi ki “Yargıtay, kararı kadın lehine bozmuş. Bu iyi bir şey. Hem kadın da cinsel özgürlüğünü ilan ediyor.”
Eğer Türk kadınının cinsel özgürlüğü aldatma üzerinden yürüyecekse vay halimize.
Cinsel devrimden anladığımız bu mu?
Bir kereden bir şey olup olmayacağı konusuna gelirsek...
Buna sadece aldatılan kişi karar verebilir.
Başka kimse de onu adına ağzını açamaz.
Yazarın Tüm Yazıları