Hara Hachi yapıyor musunuz?

Başlığı okuyunca hara hachi’yi “aikido” ya da “Qi-gong” gibi bir egzersiz veya “pilates” tarzı bir beden çalışması sanmayın! Ayrıca hara hachi’yi bilmediğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Nedenine gelince...

Haberin Devamı

Hara hachi, sizin zaten bildiğiniz, benim de bu sayfada sık tekrarladığım bir beslenme yaklaşımından başka bir şey değildir. Biraz araştırınca bu yaklaşımı her kültürün onayladığını görürsünüz. İspanya’da da, İtalya’da da, Türkiye ve çevresindeki coğrafyada da, dahası Çin’de, Japonya’da da “doğru beslenme”den bahsedildi mi konu mutlaka bir şekilde “hara hachi” kavramına gelir.

Hara hachi Japonca Okinawa dilinde “sofradan tam doymadan kalkmak” anlamına geliyor. Ikına tıkına yememek, yiyecekleri tadına vararak, yavaş yavaş çiğnemek ve sofradan biraz aç kalkmak İnka’ların da, Akdeniz mutfağının da, Okinawa sofralarının da değişmez sağlık yaklaşımlarındandır. Preneler’deki Andorra’da ortalama 82 yıl yaşayanların da, Okinawa’da 90’lı yılları keyifle tamamlayanların da, bizim coğrafyamızda uzun ömür yolculuğuna çıkanların da çok iyi sonuç aldıkları “doğru beslenme yaklaşımlarından biri”dir sofradan azıcık aç kalkmak!

Haberin Devamı

YEMEKLER SİZİ YEMESİN!

Daha sağlıklı ve keyifli bir ömrünüz olmasını, “yediklerinizin sizi yememesini (!)” istiyorsanız, “ne yediğiniz” kadar “nasıl ve ne kadar yediğiniz” konusuna da kafa yormalısınız. Besinlerin doğal olanlarını seçin, sizinle aynı coğrafyada üretilenlere öncelik verin. Guava yerine kayısı, mango yerine kavunla beslenin. Osmanlı çileğini altın çileğe tercih edin. Doğal beslenin, çiğ yiyeceklere ağırlık verin. Biraz da iyi çiğneyerek, yavaş yavaş yiyin. Sofradan biraz aç kalkmayı alışkanlık haline getirin.

DR. MASSIB NE DİYOR?

Küçük Akdeniz ülkesi Andorra’da geriatri (yaşlanma bilimi) alanında çalışmalar yapan Dr. Albert Fond Massib, “Akdeniz tipi beslenmeyi” önemli buluyor ama onun çok önemsediği bir nokta bu beslenmede de önemli bir kuralın “hara hachi” yapmak olması...
Dr. Massib’e göre bu yöntemi en çok uygulayanlar dinlerine, geleneklerine, kültürlerine düşkün  insanlar ve toplumlar. Bu toplumlarda hayat genelde daha “yavaş”. Hayatın “kavga” ile ilgili kısmı neredeyse yok gibi. Ve bu toplumlarda “dayanışma” ve “aidiyet” en temel özellikler olarak dikkati çekiyor.
Bu insanlar, yaşadıkları yerin coğrafyasıyla, yani dağıyla, gökyüzüyle, ovasıyla olabildiğince uyumlu bir yaşam tarzı sürdürüyor.

SONUÇ...

Haberin Devamı

“Daha da önemlisi” diyor Dr. Massib, “Bu insanlar böyle yaşamaya kendilerini mecbur hissediyor” ve ekliyor: “Daha inançlı, daha huzurlu, daha çok düşünen ve yaşayan insanlar bunlar, yavaşlamanın keyfini yemek yerken de yaşayanlar!”
Bu yazının kısa özeti şudur: “Uzun yaşamın sırrı beyindedir” diyenler ve “sağlıklı beslenmenin sırrı az ve öz yemekte, azıcık aç gezip tokluğu, hele hele tıka basa tıkanmayı pas geçmektedir” diye düşünenler iyi bir hayat sürme yarışını kazanacaklar gibi görünüyor, haberiniz olsun!

Yazarın Tüm Yazıları