Bizi birbirimize düşürüyorlar

Bu ara çevremde kim var kim yok dayak yiyor. Sadece erkekler de değil, kadınlı-erkekli...

Şiddeti aranmıyorlar, çağırmıyorlar.
Şiddet onları buluyor.
Olayların ilki iki arkadaşımın Kadıköy’de müdavimi oldukları barın kapısında vuku buluyor. Kapıdaki görevlinin heyheyleri üstünde, çifti içeri almıyor.
Bizimkiler de “Hep geldiğimiz yer” diye çıkışırken, görevli rakı şişesini tuttuğu gibi birinin kafasında kırıyor, kırılan camlar da diğerinin yüzünü yaralıyor.
İkinci olay Solar Beach’te yaşanıyor.
Öznemiz çift, konser alanının dışındaki minderli alanda yayılıp uyuyakalmış.
Adamın biri kollarına basarak üzerlerinden atlıyor.
Bizimkiler “Yavaş” diye söylenince adam, tekme tokat bunlara girişiyor. Kafa göz dağıtıyor.
Ardından, gazetelerde okuyoruz, Ortaköy’ün kalburüstü barlarından birinden bodyguard dayağı yiyenler düzenli olarak Amerikan Hastanesi’ne akın ediyor.
Bu ülkede terörüydü, töresiydi, kadına dayaktı, polis ve zabıta dayağıydı, tecavüzdü, tacizdi, şiddetin her türlüsüne bağışıklık kazandık.
Sokaktaki şiddet de hızla tırmanıyor.
Yaş, ırk, sınıf, eğitim fark etmiyor.
Öfke doluyuz.
Bırakın birbirimizi, kendimize bile tahammülümüz yok.
Nihayetinde sevgisiz yönetiliyor, sevgisizleşiyoruz.
Görünürde medeniyet öncesi efendi-köle ilişkisi yok. Yönetenler yönettiklerini her an kılıçtan geçiremiyorlar.
E çünkü kılıçtan geçirirse memur bulamaz, fabrikada çalışacak işçi bulamaz, tüketici bulamaz.
Kılıçtan geçirmek bir yana dursun, kılıcı hiç göstermeden, “Hayat size de güzel olabilir” diyorlar ki daha çok çalışalım, daha çok tüketelim. Ve görelim... Efendilerimizin sistemi şahane işliyor.
Bugün fiziksel gücün yerinde, hayatla ilgili kararların alındığı odaklar var.
Ve bunlar bizden çok uzakta.
Eğitim sistemi mi değişecek...
Nükleer santral mi yapılacak...
Dere yatağına TOKİ mi dikilecek...
Katiller serbest mi kalacak...
Masumlar parmaklıkları mı boylayacak...
Gece yarıları ansızın yasalar mı çıkacak...
Özgürlükler mi elden alınacak...
Kılıç şekil değiştirip bilgisizleştirme, haberdar etmeme, etse de ses çıkarttırmama olarak ortaya çıkıveriyor.
Bunlar birikiyor, dağ oluyor, içimizdeki öfke zirve yapıyor.
Gidip kılıç sahiplerinin karşısına dikilemeyince de...
Birbirimize dalıveriyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları