Paylaş
- O sırada bakıyorlarsa, adeta film gibi seyrederler!
O sırada bakmıyorlarsa?
- Tıpkı güvenlik kameraları gibi, bölgeyi düzenli olarak izleyip kaydediyorlarsa, ellerinde uçağımızın uçuşunu ve vurulmasını gösteren kayıtlar vardır, yine film gibi seyretmek, fotoğraflarını görmek mümkün olur.
Özellikle Rusya’nın Suriye sahillerini sürekli gözetleyip uydudan kayıt yaptığını düşünüyorum, çünkü Suriye’de çok donanımlı bir askeri üssü var. Bu bir...
Suriye’de Rus üssü
Suriye’nin Tartus limanındaki Rus üssü son derece donanımlıdır. 2008’deki Güney Osetya krizi üzerine Amerika Polonya’da füzesavar sistemi kurunca, Rusya da Suriye’deki eski Sovyet üssünü takviyeye karar vermiş ve hatta Büyük Petro adındaki nükleer savaş gemisini göndermişti.
Rusya’nın Aralık 2011’de Esad rejimine destek gösterisi olarak Kuznetsov adlı ünlü uçak gemisini buraya gönderdiği bilinmektedir. Son olayda bazı stratejistler, uçağımızın üsteki Çabanenko adlı Rus gemisinden atılan füzeyle vurulduğunu tahmin ediyorlar. Çabanenko son derece gelişmiş hava savunma (füze) ve radar sistemlerine sahiptir.
Bu kadar önemli bir üs... Rusya bu üssü açıkça Esad rejimine destek vermek ve Akdeniz’de etkin olmak için kullanıyor... Böyle bir üssün ve üste savaş gemileriyle füze sistemlerinin bulunduğu Suriye sahillerini ve Doğu Akdeniz’i Rusya uydudan sürekli her saniye gözetlemiyor olabilir mi? Olabilir diyelim, uydu sinyallerini kayıt altında tutmaması sanıyorum çok zayıf bir ihtimaldir.
Uydu değilse bile, radar kayıtlarının Rusya’nın elinde bulunmaması mümkün mü?
Ankara’ya göre Rusya
Dün bunu bir yetkiliye sordum. Bu olayı Türkiye’nin defalarca Rusya dahil birçok ülkeyle görüştüğünü, “hiç kimsenin sizin de hatanız var demediğini, sadece çözüm için ne yapabiliriz diye konuştuklarını” anlattı.
Gerçekten Rusya’nın açıklaması, uçağımızın Suriye sahasında vurulduğu gibi bir ima dahi içermiyor, sadece Suriye’nin amacının provokasyon olmadığını söylüyordu.
Görüştüğüm yetkili şunu da söyledi:
Ankara, ya Rusya’nın elinde radar ve uydu kayıtlarının olmadığını veya varsa Türkiye’nin tezini destekleyecek nitelikte olduğunu düşünüyor.
Radar kayıtlarının Kıbrıs’taki İngiliz üssünde de bulunması muhtemeldir. ABD’nin elinde de olabilir.
Bu iş önünde sonunda, kimin elinde ne varsa, kayıtlara göre sonuçlanacaktır. Elindeki kayıtları güvenle açıklayan, şimdiye kadar sadece Ankara’dır.
Batılı Türkiye
Soğuk Harp döneminin sona ermiş olması, jeopolitiğin de tamamen sona erdiği anlamına gelmiyor. İşte Rusya ile aramızda çok iyi ticari ve siyasi ilişkiler var. Fakat Avrupa’ya entegre olmuş Doğu Avrupa dışında eski Sovyet ittifakları şu veya bu ölçüde devam ediyor işte.
Türkiye’nin jeopolitiği hem üç kıtaya yönelik olmayı hem sabit ayağının Batı’da olmasını gerektirmiştir. 1919-1922 arasındaki Milli Mücadele döneminde ‘Doğu siyaseti’ izleyen Atatürk de ondan sonra Batı siyaseti izlemişti.
“Eksen kayması” tartışmalarının ardından, bugün görüyoruz ki, Türkiye’nin sabit ekseni Batı’dadır. Üç kıtayla ilişkilerini geliştirmek isteyen, bu yönde açılımlar yapan Türkiye’nin sabit ayağının Batı’da olduğu, olması gerektiği bir kere daha görülmüştür. Tabii Rusya ile bozuşmaya gerek yok.
Paylaş