Paylaş
Antalya’da hani o elini sallasan bir Hollywood ünlüsüne çarpan Mardan Palace’ın açılışına gelmişti.
Sharon Stone gecenin sunucusu...
Monica Belluci sahnede. Richard Gere, Carey Lowell orada...
Türkiye’den de ağır bir işadamı ve davetli kadrosu...
Gecenin tek davetli gazetecisi bendim.
Böyle bir seyirci kitlesini eğlendirmek zordur.
Seal sahneye çıktı, salonda hareketlilik yok...
Mariah Carey sahne aldı, millet az biraz şarkılarını mırıldandı...
Ve gecenin sonunda Tom Jones sahneye çıktı.
Birden o ağır hava gitti, ceketler atıldı, çantalar bırakıldı, herkes piste attı kendini.
O ağır konukları bile nasıl eğlendirdiğini anlatamam Tom Jones’un...
Çünkü sahnede kendisi eğlendi, koştu, atladı, zıpladı, dans etti, kan ter içinde kaldı...
69 yaşında müthiş bir performans sergiledi (Bugün 72 yaşında).
She’s a Lady, Delilah, Thunderball, Love me Tonight’ı söyledikçe millet kendinden geçti.
Elbette iki kez söylediği Sex Bomb’la da eğlence tavan yaptı.
O gece Antalya’da o ağır konukları çılgınca eğlendiren Tom Jones’un bu gece Kuruçeşme’deki seyirciyi kendinden geçireceğine eminim...
Şu kadarını söyleyeyim, bu gece Tom Jones’ konserine gidecekler “iyi ki gelmişiz” diyecekler.
Not: O gecenin sonunda barda tek başına otururken gördüm Tom Jones’u...
Sadece tebrik etmek için yanına gittim. Yalnızlıktan sıkılmış gibi sohbet açtı... Tek bir viskiyi yuvarlarken, daha önce İstanbul’da bulunduğunu ama Antalya’ya ilk kez geldiğini ve otelden ne kadar çok etkilendiğini anlatmıştı.
Önce metro geldi sonra dizisi...
Bundan 10 yıl önce böyle bir dizi çekmek mümkün değildi...TRT’de başlayacak “Şubat” dizisinin tanıtımını gördüm, yıllar önce izlediğimiz “Güzel ve Çirkin”in aynısı... Eee 10-12 yıl önce metromuz yokken bu diziyi uyarlamak olmazdı tabii...
Ne yapacaktık New York’ta metroda yaşayan Aslan Adam Vincent’i, gecekonduda mı yaşatacaktık... Neyse ki artık metromuz var. Şimdi de dizisi geldi.
Bizim de şehrin altında metroda yaşayan bir kahramanımız var artık... Üstelik bizim ‘yaralı yüz’, Aslan Adam Vincent’ten korkunç da değil.
İzmir’de fayton sorunu çözüldü
Geçen ay İzmir’in içler acısı faytonlarını eleştirdikten sonra Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasını da yayınlamıştım.
Düzelteceğiz diyorlardı... Avusturya’dan sipariş edilen atlardan bahsediliyordu.Victorian tarzı faytonlar olacak deniyordu.
Aynı şeyleri tam bir yıl önce de söylemişti İzmir Belediyesi ama o zamandan bu zamana bir gelişme olmamıştı.
Neyse ki bu sefer lafta kalmadı.
Söylenenler gerçek oldu.
Haberi NTV’de gördüm...
Faytonlar konusunda sürücülerin İngilizce ders almaları da dahil söylenen her şey yapılmış.
Yeni faytonlar haftaya hizmete sunuluyormuş.
Tebrikler İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne...
Darısı bizim Adalar’ın başına...
Haftanın Blogger'ı: Selda Acıman
“Haftanın blogger’ı” köşesinde her salı bir blogger’ın yazısına yer vereceğimi söylemiştim. İşte ilk blog sayfasını takdim ediyorum: Acıman’ın Sanat Güncesi... Selda Acıman müzik, tiyatro, sinema, görsel sanatlarla haşır neşir. Blog sayfasında da bu konularla ilgili haberler ve yorumlara yer veriyor...
Beirut geliyor!
Beirut grubu ile ilk MTV ekranları vesilesi ile tanıştım. Müziğin gücü olsa gerek ekranda şarkı dönerken dikkatimi ve çok ilgimi çekmişti.
Kendine has ve özgü olmayı başaran Amerikalı grup, alternatif müzik alanında özgün bir istikrar içinde. İndie-rock tarzlarını dünya müziğiyle özellikle Batı Avrupa ve Balkan ve pop müziği ile birleştiriyorlar.
Çok çok genç bir grup Beirut. Özellikle grubun kurucusu Zachary Farnsiz Condon ön planda. Ne sestir o? İnsanın dinledikçe dinleyesi gelen ender vokallerden biri bence. Sesi ile yaptıkları müziğin birebir örtüşmesini sevdiğimi düşünüyorum. Klasik Amerikalı müzik grupları gibi olmamaları en güzeli. Kendisi bu arada sıkı Goran Bregoviç hayranı. Grubunu kurması da Sırp ve Balkan müziklerine düşkünlüğünden.
En büyük çıkışları ilk albümleri ile oldu. “Gulag Orkestar” çok başarılı bulduğum albümlerinden biridir.
Bu albümleri kadar olmasa da “The Flying Club Cup” ve “The Rip Tide” albümleri de güzel, müzik adına farklı, bağımsız albümlerdir.
En sevdiğim parçaları “Mount Wroclai”, “Postcards from Italy”, “Nantes”, “Elephant Gun”.
Gelelim güzel habere:
21 Eylül Turkcell Kuruçeşme Arena’da konser verecek grup. Zamanlama çok iyi.
Neden mi?
Sanki Beirut’u yaz sıcağında dinlemek yerine böyle yaz sonu, ılık bir sonbahar gecesi dinlemek daha güzel olacak da ondan...
En güzeli o gece büyük bir Balkan orkestrası tınıları çınlayacak Kuruçeşme’de...
Paylaş