Paylaş
35 yıl önceki cezaevi şartları, ne kadar abartıldı idiyse bile, bugünkü şartların daha da beter olduğunu kendimiz ilân etmiyor muyuz artık?
Şanlıurfa cezaevi işte ortada.
Geceyarısı Ekspresi zaten ordan aklıma geldi. Diğer cezaevleri de ondan farksız.
Sevgili okurlar.
Bizi rahatsız eden nedir?
Cezaevi şartları mı?
Yoksa bunların afişe edilmiş olması mı?
Yo hayır, ikisinden de rahatsız olmuyoruz artık.
***
İstanbullunun keyfine dokunmayın. Onun bir eli yağda, bir eli balda olmalı. Bir eli daha varsa o da oynaşta.
Günlerdir köprülerin onarıma gireceği ilân ediliyor. Gün ve saati belli. Güzergâh da belli. Fakat arabasına atlayan hâlâ o trafik cehennemine dalmaktadır. Nasıl da bağırıyorlar:
-Yaz vakti olur mu bu?
(Ne zaman olur acaba?)
- 5 saattir yoldayım.
- Nerde bu devlet?
Yahu hemşehriler, bu köprüler bakıma alınmazsa başımıza gelecek faciayı düşünebiliyor musunuz?
- Bize bir şey olmaz.
Evet olmaz.
Zaten Marmara depremini de aynı tevvekkül içinde beklemiyor muyuz: Bir şey olmaz. Peki, olmaz.
***
Bir de canımı sıkan, hatta gücüme giden şey, hergün onlarca insanın denizde boğulmasıdır.
Bu nasıl bir kan gurubu ki, yüzme bilmediği halde denize meydan okuyor. Tıpkı araba kullanmasını bilmediği halde otoyol fatihi kesilenler gibi.
Bunlara uçak versen, hiç çekinmeden kullanır. Türkiye bunlarla gurur duymalı.
Paylaş