Paylaş
Dün geceki Mustafa Itrî Konseri, 40 yıl evvel engellenmişti. Klâsik Türk Musikisi’ne tepki olarak...
İnsan, kendi kültürüne düşman olur mu?
Bu dangalaklar, Devlet?Konser?Salonu’ndan Itrî’yi kovmayı ilericilik zannettiler.?O Itrî ki, sadece o meşhur “İlahi”sinden iki tane konçerto üretilir.
***
Geçen hafta’dan not düştüğüm bir tatsız olay var. Hani, şu spor salonunda kalp krizi geçiren genç adam.
Diyorum ki, her an her şey olabilir.
Bu tür salonlara birer doktor ve birer ambulans şart koşulmalı. Öyle tipler var ki, kafayı çekiyor, kebabı yiyor, spor yapmaya geliyor. Haydii, saunaya bile giriyor. Ağırlık çalışırken sakatlansa bir ortopedist yok.
Büyük yatırım yaparak bu güzelim salonları açanlar, acil durumlar için tedbirli de olmalıdırlar. Bakanlık müdahale etmeden, bunu kendileri düşünsün.
***
Beşiktaş’ın mali durumuna katkısı olmaz ama manevi değer ve bir ahde vefa olarak, Süleyman?Seba tişörtleri çıkartalım diyorum. Daha doğrusu, benim değil, oğlumun fikri.
Bu sıkıntılı dönemde Seba’yı saygıyla anmak, Beşiktaşlılığa çok yakışacak.
***
Notlarımın arasına Kılıçdaroğlu’nun son demecini de aldım:
“Başkanlığım bu yola feda olsun” diyor. “Bu uğurda koltuğumu kaybetmeye razıyım” diyor. “Yeter ki Kürt Sorunu çözülsün.”
Herkes böyle düşünürse, sorun çözülür. Kendi payıma konuşayım: “Kalemimi kaybetmeye razıyım.”
Yeter ki çözülsün sorun...
Yeter ki dursun bu kan...
Yeter ki yaşasın kardeşlik.
Paylaş