Paylaş
Frigya bölgesindeki dört koloniden biri; Hierapolis... İsa’dan önce 190. yılında Bergama Krallığı denetimine girmiş ve ‘kent’ olduktan büyük gelişme göstermiş; inanç ve sağlık merkezi olmuş. Kentin tanrısı da Apollon...
Bir dönem 120 bin kişinin yaşaması bölgenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Antik kentteki ihtişamlı yapılar depremlere karşı günümüze kadar taşınmış; ya o zenginlerin yaptırdığı anıtsal mezarlar.
İşte bunun iki kilometre ötesinde Pamukkale... Bu sağlıklı suya bakmışız da Hierapolis’i görmemişiz!
Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın müdahalesiyle, ‘antik havuz’un dibindeki otellerin yıktırılmasıyla ‘kirlilikten kurtulmuş; geçmişteki bembeyaz ortamına yeniden kavuşmuş o travertenler.
Bazı rehberler, bölgede kazıları süren Laodikya’nın ortaya çıkarılması ile bölgenin Efes’ten daha önemli bir kimliğe bürüneceğini söylüyorlar. Bir söz varmış; “Efes tunç çağını, Denizli-Pamukkale altın çağını yaşadı”. İncil’de adı geçen 7 kutsal kıliseden birinin olduğu yer Laodikya... Kazı çalışmalarını belediyenin desteği ile Pamukkale Üniversitesi yürütüyor. Hierapolis’teki kazılar ise 55 yıldır sürdürülüyor. Vali “9 yıldır yaptığımız Laodikya kazıları, İtalyanların 55 yıldır sürdürdükleri Hierapolis kazılarından daha fazla...” dedi. Bakanlık da İtalyanlardan memnun değil; belki de anlaşmaları iptal edilebilir. Denizli’ye 10 ay önce gelen Vali Abdülkadir Demir, Denizli il sınırları içinde 19 antik kent bulunduğunu, bunların 7’sinin Çürüksu (Lycus-Pamukkale) Vadisi’de yer aldığını belirtiyor.
Bölgenin dünyaya tanıtılması için belediye, Pamukkale Üniversitesi ve STÖ ile ciddi bir çalışma yürüttüklerini söylüyor. Denizli’nin ünlü pamuğu, Pamukkale’nin dibindeki bu vadide üretilirmiş, ama bugün bu tarlalarda mısır yetiştiriyoruz. Denizli horozunun tarihi antikçağa kadar uzanıyor; antik kazılardaki ‘öten horoz’ figürü bir kandilde bulunuyor ama biz bu horozları dövüştürüyoruz hâlâ... Çok geniş bir tarihi var; bu nedenle UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Bu kentin ‘bilicilik’ (kehanet) kimliğinin öne çıkarılması gerekiyor. Vali Demir, ilginç görüşleri arasında “Burayı tanıtan bir roman ya da bir film Denizli’yi uçurur” diyor.
Antikçağın Roma’sı, Bizans’ı... Yeraltı kaynakları, anıtsal tapınakları, ikonları, vs... En önemlisi de Hz. İsa’nın havarilerinden St. Philip’in “Allah bir” dediği için burada öldürülmesi... İnanılmaz öyküleri var bölgenin...
Toprakların anası ‘Anatolya’da o kadar ‘kutsal şehir’ var ki...
Keyifli bir araç ama fiyatı...
RENAULT doğru bir proje yaratarak, çevre ve topluma karşı bir sorumluluk duygusu ile yeni üretmeye başladığı elektrik motorlu Fluence Z.E.’yi tanıttı, hem de Pamukkale’de... Pamukkale’nin, ekzoz gazlarından korunması için ideal bir araç olabilir. Hatta İstanbul, Kapadokya, Uludağ, Kartalkaya, Ölüdeniz, Göçek, Alaçatı ve öteki turizm bölgeleri için için de bir kurtarıcı sayılabilir. Sultanahmet, Ayasofya ve Adalar’a; normal araçlar girmemeli artık. Renault, dört modelle çıkmış dünya pazarına; bunlardan sadece Fluence Z.E. Bursa’da üretiliyor. Türkiye’nin yüzde 100 elektrikli ilk üretilen ve satılan otomobili. Ancak, fiyatı dizel bir aracın fiyatından pahalı; 64 bin TL... 160 km. gidebiliyor. Elektrikli akü sorunları için yeni bayilikler açılıyor.
Türkiye’de şimdiye kadar 5 bin adet üretilmiş; çoğu İsrail olmak üzere dış pazarlara satılmış. Türkiye’de satılan henüz 500 adet... Birinin de Başbakanlık’ta kullanıldığını biliyoruz. Hükümet bu projeye desteğini veriyor. Henüz hızlı bir satış grafiği elde edilmiş değil. Fiyatların makul düzeye inmesi için bir zamana ihtiyaç olduğunu söylediler. Ancak gelecekten umutlu olduklarını söyleyen Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar “2020’de dünya pazarlarında bu oran % 10’a ulaşacak. Otomobil devlerinin bu konuda büyük yatırım yapıyorlar” diyor. Renault’nun Denizli bayii Oktay Mersin, o günkü tanıtımda iki sipariş aldığını söyledi. Eşi Ümran Mersin’in, 500 dönüm üzerinde kurmakta olduğu meyve çiftliğini iki yıl sonra görmek lazım.
‘Koca Mektep’i Zeybekçi kurtarır
MEHMET Y. Yılmaz’ın okuduğu okul olan ‘Koca Mektep’ olarak bilinen tarihi Denizli Lisesi’ne belediyenin talip olmasına karşı yazdığı eleştiriye Belediye Başkanı Osman Zolan ne diyor: “Okul çok eskidi, biz onarmak istiyoruz.” Bu sözler yetmiyor; 65 bin mezun adına hoş değil. Mezunlar Derneği, 1932’den beri açık olan okulun tarihi özellikleri ile yaşatılmasını istiyor. Diyorlar ki, “Bu okulu ancak AKP milletvekili, eski belediye başkanı Nihat Zeybekçi, şimdiki başkanın elinden kurtarabilir.” Çünkü Denizli’nin ‘amiri’ Zeybekçi kabul ediliyor.
‘Haydi kızlar okula’ da nasıl!
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nda görevli 2-3 yıllık öğretmenleri unvanları yeni sistemle değiştirip grup başkanı yaptılar. Sonra sınavsız şube müdürlüğü verdiler. Kadınlar bu sistemde tümüyle yönetim kadrolarından dışlanmış durumda! Din ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin büyük çoğunluğu kadın ama yönetim kadrosunun tümü erkek!
“Haydi kızlar okula” kampanyası gözboyacılıktan başka bir şey değil; kadınları yönetimden dışlayınca, bilmem açık ve net mi durum? C.M.
Ey Konfüçyüs!
“KARANLIĞA söveceğine kalk bir mum yak” demişsin... İyi demişsin de, ben şimdi bir asker olarak bütün ömrümce değer verdiğim koca komutanlar ve memleketin geleceği, bekası için umut bağladığım yüzlerce subay içeri tıkılmışken, karanlığa ana avrat sövmekten başka ne yapabilirim ki?
Yakacak mum mu bıraktılar Konfüçyüs?
Cumhur UTKU- E.P.Kd.Alb.
Biliyor musunuz
ZİRAAT Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Turhan Tuncer’in, hukuk olmayan birtakım yasal düzenlemelerle bitki koruma ürünlerinin eczacılar tarafından eczanelerde satılmasının sağlanmasını, meslek alanlarına yapılmış doğrudan bir müdahale olarak gördüklerini, bu konuda hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini söylediğini...
Paylaş