ABD cephesinde hükümete övgü ve eleştiri at başı

‘GEÇEN 10 yılın uluslararası ilişkiler alanındaki en önemli gelişmelerden biri Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir güç olarak yükselişidir’ cümlesiyle başlıyor Council on Foreign Relations (CFR) raporu.

Haberin Devamı

Dış politikadan ekonomiye kadar pek çok alanda Türkiye’yi ve AK Parti hükümetini yerlere göklere sığdıramayan aynı rapor, ilginçtir ki, konu iç politikaya, demokrasi ve hukuk alanında yaşanan sorunlara geldiğinde, sürpriz derecede eleştirel saptamalara yer veriyor, ciddi soru işaretleri ortaya atıyor.

ABD’DEN YENİ BAKIŞ

Merkezi New York’ta bulunan CFR, Türkçesiyle de Dış İlişkiler Konseyi, herhangi bir kuruluş değil. ABD’nin en eski, en köklü, en saygın düşünce kuruluşlarından biri. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ya da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan New York’a ayak bastıklarında, muhakkak ziyaret edip kürsüsünden Amerika’nın seçkinlerine mesaj verdikleri bir merkez burası.

CFR, bir süre önce Türk-ABD ilişkilerinin geleceğine bakmak üzere eşbaşkanlıklarını Demokrat başkan Bill Clinton’ın Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ile Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley’in yaptığı ve önemli kanaat önderlerinin yer aldığı bir çalışma grubu oluşturmuştu.

Bu çalışma grubunun şekillendirdiği düşünceler üzerinden ABD’nin önde gelen Türkiye uzmanlarından Steven Cook tarafından kaleme alınan rapor geçen hafta açıklandı.

Bu rapor, AK Parti hükümetinin hal ve gidişinin Amerikalı kanaat önderleri tarafından nasıl görüldüğünü ortaya koyması ve daha önemlisi önümüzdeki dönemde Amerikan kamuoyunun ve karar vericilerin Türkiye’ye bakışını etkileyebilecek olması bakımından önemli bir referans belgesi niteliği taşıyor.

Rapor Türk-ABD ilişkilerinin önünde “kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsatın bulunduğunu” vurguluyor, bu amaçla ilişkilerin eşitlikçi, simetrik bir zemin üzerinde kurumsallaştırılmasına dönük bir dizi öneri getiriyor.

Haberin Devamı

DAHA DEMOKRATİK AMA...

Toplam 50 sayfa tutan bu raporun özünü aktarmak gerekirse, metne Türkiye’nin artıları ve eksilerini bir arada vurgulayan dengeli bir bakışın hakim olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin, son 10 yıl içindeki yapılan dramatik reformlar sonucunda bugün “daha demokratik, daha müreffeh, siyasi olarak geçmişe kıyasla çok daha fazla etkiye sahip” bir Türkiye’den söz ediyor CFR raporu ve bütün bu gelişmeleri övgü ifadeleriyle AK Parti hükümetinin başarı hanesine yazıyor.

“Bununla birlikte bazı yönelişler de kaygı vericidir” diye devam ediyor aynı rapor ve sorunlu alanları sıralıyor: “Gazetecilerin soruşturulması ve tutuklanması, askeri görevlilerin ve müesses nizamdan başka şahsiyetlerin hükümeti devirmeye çalıştıkları iddiasıyla ucu açık ve zaman zaman tartışmalı bir şekilde hedef alınması, bazı Türk liderlerin aşikar bir şekilde özgürlükçü olmayan (illiberal) refleksleri, Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve yeni anayasa konusundaki ilerleme olmaması...”

Bununla da sınırlı kalmıyor eleştiriler: “Bu sorunların nasıl bir hal yoluna konulacağı Türkiye’nin ve demokrasisinin geleceği üzerinde büyük bir etki yapacaktır. Gerçekten de, AKP’nin 2003 ve 2004’te yönettiği bütün olumlu siyasi değişime karşılık, Türk liderler zaman zaman muhalefeti kendi gündemleri doğrultusunda etkisiz kılmak ve korkutmak amacıyla otoriter önlemlere başvurmuşlardır.”

CFR’nin hükümetin otoriterleşmesine gösterdiği örneklerden biri Doğan Medya Grubu’na kesilen “muazzam” vergi cezasıdır.

Haberin Devamı

KADROLAŞMA ELEŞTİRİSİ

Hükümetin kadrolaşma nedeniyle aldığı eleştiriler de raporda ayrıntılı bir şekilde işleniyor, bu çerçevede HSYK’nın hakim atamaları ve TÜBA’daki değişiklikler hatırlatılıyor.

CFR raporunun AK Parti liderliğini en çok rahatsız edecek bölümü herhalde “Hükümet, seleflerinin kullandığı aynı antidemokratik araçlara başvurmuştur.
Bu da hükümetin bazı alanlarda önceki hükümetlerden daha liberal görünmemesine yol açıyor” ifadeleri olmalıdır.

Raporun kanımızca bir başka can alıcı noktası, hükümetin 2007’den bu yana reformlardan geri adım atıp, “çoğunlukçuluğa” dayanan bir demokrasi anlayışı sergilediği eleştirisini getirmesidir.

ABD cephesinde böylesine eleştirel bir bakışın yerleşmesi, hükümetin diğer alanlardaki performansının da ciddi bir şekilde gölgelenmesine yol açabilir. Dolayısıyla, hükümete aslında sıcak bakan Amerikan çevrelerinin bu eleştirilerinin bir erken uyarı işareti olarak okunmasında yarar var.

Yazarın Tüm Yazıları