Ne olacak bu CHP’nin hali?

CHP’li okurlarım yine “Sana ne CHP’den!” diye bana mail yazacaklar mı?

Haberin Devamı

Belki haklılar ama CHP’nin CHP’liler elinde bir türlü düzlüğe çıkamadığı açık değil mi?
CHP büyümek istiyorsa, bugüne kadar oy vermemiş kitlelere açılmak, onların hassasiyet ve beklentilerini dikkate almak zorunda. Kılıçdaroğlu bu açılımı yapmaya, partiyi yenilemeye çalışıyor.
Yenilenme çabasının simge isimlerinden biri şüphesiz Gürsel Tekin’dir. Türbana, hatta çarşafa Baykal’ın Altı Ok takmasını sağlayarak dikkatleri çekmişti. Amaç, partinin geniş kitlelere açılmasının önündeki simgesel engellerden birini kaldırmaktı. İstanbul belediye seçimlerinde Kılıçdaroğlu ile iyi bir ikili oluşturmuşlardı. Bu doğrultunun devamında, bakın, bugün CHP genlerindeki çok dar tanımlı din-laiklik kavgasının dışına çıkmış, iyi de etmiştir.
Tekin’in istifası
Dün görüştüğüm bazı CHP’liler Gürsel Tekin’in ‘dışlanması’nı onun bu ‘yenilikçi’ yönüne bağladılar: Değişimi istemeyenler ve ‘hemşericilik’ yapanlar, Gürsel Tekin’i tasfiye etmişlerdi. Birçok ilde ve İstanbul ilçelerinin birçoğunda CHP’li üyelerin serbestçe delege seçmesini engellemek için sandıklar ortadan kaldırılmıştı, bazı yerlerde ‘hemşeri’ listeleri kazandırılmıştı. Bu taktiklerle Tekin istifaya zorlanmıştı...
Bazıları da Gürsel Tekin’in “Her şey benden sorulur” havasına girdiğini, bunun partide ekip çalışmasını zorlaştırdığını söylediler. Kılıçdaroğlu’nun alkışlanması gereken Bosna gezisinde Tekin’e görev verilmemesini Tekin’in tepkiyle karşılamasını örnek olarak gösterdiler.
Hangisi doğru, ikisi birden mi doğru, bilmiyorum. Fakat Gürsel Tekin’in “halka dokunmak” gibi CHP’nin çok muhtaç olduğu bir özelliğe sahip yenilikçi bir siyaset adamı olduğu kesindir. İstifa zorunda kalması CHP için iyi not değildir; hem partinin yenilenme dinamiklerinde zaaf oluşabilecektir, hem ‘bunların kavgası bitmez’ görüntüsü güçlenecektir.
Ortanın solu modeli
CHP’nin temel sorunu kitlelere ‘halkın partisi’ güvenini verememektir, bu güveni verdiğinde yüzde 40’ı bulmuştu. Aşağıdaki grafikte CHP’nin altmış yıllık oy seyri görülüyor:

Ne olacak bu CHP’nin hali

27 Mayıs’tan sonra sürekli gerileyen CHP’de yenilenmeyi amaçlayan bir “fikir akımı” olarak “Ortanın Solu” hareketi başlamış, buna karşı çıkan “göbekçiler”le yaşanan kavgalar ve partiden kopmalar yüzünden CHP’nin oyları 1969’da yüzde 27’ye düşmüştü. Fakat bu süreçte “Ortanın Solu” hareketi CHP’nin artık ‘devlet partisi’ değil, halkın partisi olduğuna kitleleri inandırmış, 1977’de yüzde 41 oy almıştı.
Bugün CHP’de Kılıçdaroğlu’nun yenilik çabası “Ortanın Solu” benzeri bir “fikir akımı”na dönüşmediği gibi, il ve ilçe kongrelerindeki çatışmalar fikir ve yenilenme kavgası değil, hizip, hemşericilik, klik çekişmeleri görüntüsü veriyor.
O yüzden de oy atılımı yapamıyor. AKP’nin yüzde 50’ye tırmandığı 2011 seçimlerinde CHP’nin yüzde 26 oy alması başarı sayılabilir mi?
Yüzde 50’lik bir iktidar karşısında kadük bir muhalefet, demokrasi için iyi değildir. Dolayısıyla, CHP’nin hâl-i pür melali Türkiye’nin sorunudur, sadece partililerin değil.

 

Yazarın Tüm Yazıları