Paylaş
“Sanayi devriminin insan onurunu aşağılayan çalışma koşulları ilk kez 1 Mayıs 1856 yılında Avustralya’da, sonra gene aynı gün 1886 yılında Chicago’da protesto edildi ve insana yaraşan çalışma koşulları istendi. Polis bu toplantıya bombayla müdahale etti ve 14 kişi öldü. Bu ölümlerden sendikacılar sorumlu tutuldu ve 1887’de 5 sendikacı idam edildi. 1888’de İkinci Enternasyonal 1 Mayıs’ı ‘emeğin birlik ve dayanışma günü’ olarak kabul etti ve o günden beri 1 Mayıs zor çalışma koşullarını protesto ve yeni haklar isteme günü olarak tüm dünya emekçileri tarafından yaşama geçirildi. Ülkemizde yıllardır yasaklanan 1 Mayıs, 2008’de genel tatil günü olarak yasalaştırıldı.
1 Mayıs, sanılanın aksine, bir bayram günü değildir. Kanla yazılan bir tarihin anıldığı gündür. Bugün tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik kriz nedeni ile milyonlarca insan işsizdir. Gene milyonlarca insan güvencesiz koşullarda çalıştırılmaktadır. Sendikalar sürekli üye kaybetmekte ve emek sömürüsü var gücü ile devam etmektedir. Ülkemizde yevmiyeli ve ücretli olarak çalışan yaklaşık 15 milyon insanın ancak 560 bini sendika üyesidir. Bu üyeler birbiriyle hiçbir konuda anlaşamayan, 1 Mayıs’ı bile birlikte anamayan üç işçi konfederasyonu tarafından temsil edilmektedir. Çalışanların yarısı sosyal güvenceden yoksundur. Hükümet emeğin sesi olan sendikaların çoğunu yandaş yapmakta başarı olmuştur. Kısacası 156 yıldır emekçilerin sorunları çözülememiştir.
Emeğin insan onuruna yaraşan koşullarda iş bulabilmesi ve çalışabilmesi siyasetin emeğe ilgi duyması ile olur. Ülkemizdeki siyasi partilerin emeğe bakışı yanlıştır. Hele CHP’nin emekçi insanı ve örgütlerini yok sayan yaklaşımı şaşırtıcıdır. Kurtuluş işçi sınıfının siyasal ortamda varlığını kanıtlamasındadır. Emekçiler siyaseten aydınlatılmalıdır ve destekleyecekleri bir parti ile iktidara ortak olmak zorundadırlar. Sendikalar tabanlarına siyasal eğitim vermekten ürkmektedir; siyasi partiler için ise emekçiler yok hükmündedir. Emekçiler hak ettikleri yaşama kavuşmak, sendikalar yok olmaktan kurtulmak için zincirlerini kırmak ve kendilerine yeni bir yol haritası çizmek zorundadırlar. İşçiler ve sendikalar siyasal ortamda etkili bir güç olamadıkça daha çok yürüyecek, daha çok meydanlarda hak isteyecek ama hiçbir yere varamayacaklardır.”
GEÇMİŞİN SÖZÜ
“Irak’ta savaşan Amerikalı kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla, mümkün olan en kısa zamanda ülkelerine dönmeleri için dua ediyoruz.”
(Amerika’nın Irak’ı işgalinden 10 gün sonra Başbakan Erdoğan’ın Wall Street Journal’a demecinden-31.3.2001)
Biliyor musunuz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yapılan tespitlere göre, toplam aylık geliri brüt asgari ücretten az olan ailelere ait hanelerde kullanılan suyun 10 metreküpe kadar olan bölümünün ücretsiz olması için TBMM’ye yasa teklifi verdiklerini...
Mesaj Panosu
GÖRME özürlüyüm. Belediye otobüslerine ücretsiz binişimizi sağlayan ‘refakatçili paso’muz iptal oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Engelliler Müdürlüğü’ne başvurduğumuzda ‘refakatçisiz paso’ verelim diyorlar. Ben zaten tek başıma çıkamıyorum. Kendime paso alsam ne olacak!
Hüseyin GEDİK
Transmar ile THY kurtulabilir
YÜKSEK mühendis, kentbilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, “Bir taşla iki kuş vuralım; hem İstanbul ulaşımını, hem de Atatürk Havalimanı’nı rahatlatalım” diyerek, THY için ‘Transmar modeli’ ortaya atıyor.
Alp’in projesi özetle şöyle:
THY’nin gecikme ve iptallerinin nedeni Atatürk Havalimanı’ndaki (AHL) yoğun uçuş trafiğidir. Çözüm, Silivri bölgesinde 3. havalimanının gerçekleşmesi olarak öngörülüyor. Ancak Silivri İstanbul’a 80 km uzaklıktadır. Burada büyük bir havalimanı yapılsa dahi AHL’nin önemi artarak devam edecektir. AHL’yi rahatlatacak girişim ise Sabiha Gökçen Havalimanı (SGHL) ile AHL arasına denizden bir ekspres transfer bağlantısı inşa edilmesidir.
- Bu amaca hizmet edecek Pendik-Yeşilköy Oto-Ray Yüzer Viyadük Transmar’ı 13 yıldır geliştiriyorum. Projenin hedefi İstanbul’un çevresel ve transit trafiğini kent dışına taşımak, kent içi ulaşıma destek veren çevre dostu bir sürat geçişi olmak ve ilaveten mevcut iki havalimanımız AHL ile SGHL arası yolcu ve bagaj transferini 15 dakikaya indirmektir.
- Transmar’ı 1999 yılında, İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı iken açıklamıştım.
- İTÜ Gemi İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nde Prof. Dr. Yücel Odabaşı yönetimindeki bilim heyeti Transmar’ın mühendisliğini hazırladı, ön tetkik ve hesaplarını yaptı, simülasyon modelini inşa etti, deney havuzunda test etti, raporlarını yazdı ve teknik vize verdi. Proje uluslararası bilim platformundan da onay aldı, literatüre girdi, ulusal ve yabancı basında çok defa yer aldı, kongrelerde dünya bilim çevrelerine sunuldu. Önümüzdeki haziran ayında İtalya’da gerçekleşecek olan Le Vie Dei Mercanti Uluslararası Forumu’nda takdim edilecek.
- 50 km’si denizde toplam 80 km’lik Transmar, İstanbul’un iki havalimanı arasında yolcu ve bagaj transferini 15 dakikaya indiren ‘Raylı Mekik’i taşıyor. Bu kurşun tren saatte yaklaşık 300 km hıza ulaşabiliyor ve çevreyi kirletmeyen manyetik motorlarla hareket ediyor. Böylece kapasite üstü zorlanan Atatürk’ün grup uçuşunun Sabiha Gökçen’e verilerek AHL’nin rahatlatılması, gecikme ve iptallerin bertaraf edilmesi sağlanıyor. İki havalimanı arasında transfer yapan yolcu bagajlarını hiç görmüyor, bagajlar otomatik olarak geçiş yapıyor.
Proje ayrıca, transit ağır vasıta geçişi ve çevresel trafiği kent dışına atıyor; transit ağır vasıta geçişi ve çevresel trafiği kent dışına alıyor, kent içi ulaşıma destek, raylı sistemle entegre oluyor, imar rantına imkân vermiyor, arsa spekülasyonunu tetiklemiyor.
Transmar, Avrupa yakasında Olimpiyat Köy’den başlıyor, TEM’le buluşuyor, yapılaşmış bölgeyi tünelle geçiyor, Marmaray metrosu ile bağlanıyor, AHL’nin altından geçerek denize çıkıyor. Transmar’da gidiş 3, geliş 3 toplam 6 yol şeridi olacak, araçlar 100 km/h hızla seyredebilecekler. Proje 2 yılda bitiyor ve yaklaşık 4 milyar dolara mal oluyor, 15 yılda kendini ödüyor. Benzer projelerde geri dönüş 30-40 yıl hesaplanıyor.
Paylaş