Paylaş
A
KAMA SUTRA KADAR DEĞİLSE BİLE HİNT RUHUNU İYİ BİLİR
AKİF BEKİ
Türkiye onu önce Başbakan Erdoğan'ın tam yetkili sözcüsü olarak tanıdı.
Sonra Radikal Gazetesi'nin yazarı oldu. Ama hâlâ Başbakanın sözcüsü sananlar var.
O da çok nazik bir çocuktur. Böyle düşünenleri hayal kırıklığına uğratmamak için, zaman zaman öyleymiş gibi yapar.
Oysa üzerinden atamadığı resmi o kıyafetin içinde bambaşka bir insan daha vardır.
Çok iyi bir roman yazarıdır. Harbi üslupçudur. Özellikle Hint ruhundaki ince cinselliği çok iyi bilir. Kama Sutra olmasa bile, ona yakın bir Hint uzmanlığı vardır.
Yanlış anlamayın. Edebi manada demek istiyorum.
BİR KERESİNDE UZUN BİR ŞİİRİ 15 DAKİKA EZBERE OKUMUŞTU
AYDIN DOĞAN
Medya patronu olmak güzel bir şeydir. Ama çok meşakkatli ve tehlikeli bir şeydir. Çoğu insana göre Aydın Doğan, güçlü bir medya patronu, başarılı bir işadamından ibarettir.
Oysa herkesin bildiği Aydın Doğan’ın bir de şair yanı vardır. Çok iyi şiir okur. En önemlisi de çok uzun şiirleri ezbere okur. Bir defasında hiç kesintisiz 15 dakika bir şiiri ezbere okuduğuna tanık olmuşumdur.
D
EN PAHALI PEYNİRİ BULMASANATINI EN İYİ O BİLİR
DOĞAN HIZLAN
Türkiye onu, 'E.C’nin Cumhurbaşkanı' olarak tanır. Açılmış hali 'Edebiyat Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı'.
Kamuoyunun bildiği o çelebi kişiliğinin arkasında, hırçın bir 'lezzet deccali' vardır.
Zeytinyağlı yoksa, mutlaka azarlayacak. Hesap soracak, fatura kesecek birini bulur. Azarlayacak adam bulamazsa, orayı terk eder.
Bir de kimsenin bilmediği, sadece benim bildiğim, gizli bir mahareti vardır.
Türkiye’nin en pahalı peyniri neredeyse, onu bulup alma maharetine sahiptir.
Kolay iş sanmayın ha...
E
TÜRKİYE’NİN EN GİZLİ KAPAKLI KONTRTENOR UZMANI ODUR
ENİS BERBEROĞLU
Bir; Hürriyet’in sakin, zaman zaman seri katil duruşlu genel yayın yönetmeni vardır.
Bir de öteki.
Belki de hakikisi.
Çok iyi bir fotoğrafçı. Aynı zamanda çok iyi bir polisiye okuru. Ama hepsinden iyisi, bir 'kontrtenor' uzmanı.
iPad’inde belki de Türkiye’nin en zengin kastrato müzik koleksiyonu vardır.
SESSİZ BİR ADAMIN EN GÜRÜLTÜLÜ MERAKI ONDADIR
ERDAL ŞAFAK
Sabah Gazetesi'nin genel yayın müdürüdür. Aynı zamanda köşe yazarıdır.
Enis Berberoğlu sessizse, o dilsizdir.
Ama sessiz dünyasında çok gürültülü bir merakı vardır.
Çok iyi bir sumo uzmanıdır.
Yani o bildiğimiz Japon güreşi. Hani bin kiloluk adamların, acaip dekolte kıyafetlerle birbirine girdiği spor. İşte onun uzmanıdır.
GAY POP KÜLTÜRÜNÜN EN GİZLİ KÜTÜPHANECİSİ ODUR
ERTUĞRUL ÖZKÖK
Kamuoyu onu, sosyalist, CHP’li, Özalcı, Tayyipçi, darbeci, asker düşmanı ve dönek olarak tanıdı.
Onun gölgesindeyse, çok kuvvetli bir pop kültür hazinesi vardır. Türkiye’nin en iyi şarap ve inanç kitaplıklarından birine sahip. Bunların birbiriyle ilgisi ne diye sorarsanız, büyük bir pişkinlikle “Var” diye cevap verir ama ne olduğunu söyleme lütfunda bulunmaz.
Bir de çok zengin bir 'gay pop kültürü' külliyatına sahiptir.
Meraklısına bir detay. Taschen'in çıkardığı 'Tom of Finland'ın beş kiloluk eseri de ondadır.
Neden böyle bir merak diye sorarsanız, omuz silker geçer.
F
EVİNİN MUTFAĞINI FİLM PLATOSUNA ÇEVİREN SİNEMACI
FERZAN ÖZPETEK
Büyük sinemacıdır. Fellini ile Visconti'yi birleştir, yanına biraz da Losey'in üçlü dörtlü ilişkilerini koyun.
O Ferzan Özpetek'tir işte.
Ama çok sesli sinemanın bu sessiz insanının arkasında müthiş bir gastronomi dünyası vardır.
Evinin salonu, büyük bir masadan ibarettir. O masa hep kalabalıktır.
'Saturno Contro' filmini seyrettiyseniz eğer, orada arkadaşların toplandığı büyük masa var ya, işte Özpetek'in kendi evidir.
En büyük şef de odur.
G
BİR SENYÖRÜN GÖLGESİNDEKİ PASTIRMALI FASULYE UZMANI
GÜNERİ CIVAOĞLU
Köşe yazarlarına Legion d’Honneur de verilse, şövalyelik unvanı da verilse onun hakkıdır.
Bu alemde 'Sir Güneri' payesini ilk hak eden köşe yazarı odur.
Sabah kahvaltısında belliniyi bile küçümseyip Crystal şampanyaya gözünü diken adamdır.
Ama gölgeler aleminde en iyi 'pastırmalı kuru fasulyeyi' yapan, sadece yapmayıp en büyük keyifle yiyen ve yanında rakıyı içen gazeteci olarak bilinir.
Kim mi bilir?
Ben ve üç beş kişi daha.
Yoksa bu sırrını öyle herkese açmaz, façayı ve mostrayı bozmaz.
E ne de olsa “La noblesse oblige...”
M
BATSIN BU DÜNYAYI EN İYİ SÖYLEYEN GAZETECİ
MEHMET Y. YILMAZ
Türkiye’nin en çok gazete ve dergi kuran gazetecisidir. En çok genel yayın yönetmeni olan gazetecisidir. Posta’nın, Radikal’in, Milliyet’in genel yayın yönetmenidir.
Ama bilir misiniz ki, Türk basınında en damardan 'Batsın Bu Dünya' şarkısını söyleyen erkeğidir. En güzel olmasa da, en damardan...
Yolunuz 'Kırkbeşlikler’e düşerse, sorun.
Orada iyi tanırlar kendisini...
Bir gece Günay'da Orhan Abi ve Muazzez Ersoy'la birlikte yaptığı 'Batsın Bu Dünya' yorumu, bu alemde hâlâ konuşulur.
S
ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN VE BUZUKİ’NİN DERİNLİKLERİ
SEDAT ERGİN
O ciddi, ağırbaşlı, kravatlı, lacili resmiyetinin; o ince detaycı, takipçi araştırmacılığın, o hep tetikte duran, zembereği hiç boşalmamış matruşkanın içinde, muzip bir matruşka daha vardır.
Büyük bir caz müziği uzmanıdır. Aynı zamanda Türk makamlarını çok iyi bilir. Gitar ve bas gitar ustasıdır. Aynı zamanda 'Zeytinyağlı Yiyemem Aman’ı buzukiyle bir Rum kadar iyi çalan müzisyendir. Son olarak bir evde, Umut Akyürek'in arkasında kanun çalarken görülmüştür.
Eğer bu Türk müzisyenlerin aleminin, her yerde her şeyi çalan bir Zelig’i varsa, o işte Sedat Ergin'dir.
Aynı zamanda çok iyi bir makarna ustasıdır. Özellikle sebzeli taze pasta...
Şaraplarsa hep bendendir.
T
SOSYALİST BİR KADININ GİZLİ DEKORASYONU
TANSU ÖZKÖK
O Yani eşim...
Türkiye onu hayatı boyunca verdiği tek mülakatla tanıdı. Verilen not da şuydu: Harbi bir sosyalist.
O sessiz ev kadının gölgesinde müthiş bir iç tasarımcı yatar. Self made bir dekoratördür. Kocası öğretim üyesiyken, yani hiç parası yokken de olağanüstü evler döşemiştir, parası olduğu zaman da.
Bir de, yakın uzak her arkadaşın kötü gün, en kötü gün dostudur.
V
MODERN SANATIN ARKA SOKAKLARINDAKİ STRATEJİST
VUSLAT DOĞAN SABANCI
Herkes onu önce Aydın Doğan'ın kızı olarak tanıdı. Zaten öyleydi. Sonra Hürriyet'in CEO’su oldu. Şimdi de Yönetim Kurulu Başkanı olarak tanındı.
Medyada vizyon denince, ilk akla gelenlerdendir.
Ama onun gölge dünyasında aynı zamanda müthiş bir modern sanat bilgisi vardır. MoMa da ondan sorulur, İstanbul’un arka sokaklarındaki en marjinal sanat galerileri de. Hürriyet’te strateji toplantısı yapmıyorsa, bilin ki ya çocuklarıyladır ya da iPad’inde modern sanatın, arka sokaklarının arkeolojisini arıyordur.
Bir de heykeltıraşlık. Şuraya yazıyorum, Türkiye onun adını bir gün mutlaka heykeltıraş olarak da tanıyacak.
Y
BİR SERİ KATİLİ VALİZDEKİ PİJAMADAN NASIL TANIRSINIZ
YALÇIN DOĞAN
Onu 40 yıldır tanırsınız. Önce Cumhuriyet'ten, sonra Sabah'tan, sonra Milliyet'ten, şimdi de Hürriyet'ten.
40 yıllık gazetecidir işte. Baksanız dersiniz ki, “Bu adam sadece gazeteci doğmuştur. Sadece gazeteci olmuştur. Sadece gazeteci ölecektir.”
Yüz hatları değişmez, yazı tarzı değişmez. Dönek olamaz yani.
Oysa Peter O’Toole tarzı hiç değişmeyen o ifadenin arkasında ancak bir seri katilde görülebilecek bir nizam, intizam, rengahenk duygusu vardır. Onunla aynı odada yatan meslektaşlarının anlattığına göre, Türkiye’de valizini en düzgün yapan gazetecidir. Çoraplar ve iç çamaşırları, en koyu renkten açığına sıralanır. En üste de çizgili bir pijama itinayla yerleştirilir.
Bitmedi... Bir de kuşağı önden fiyonk olacak şekilde bağlanır.
HALKA EN AÇIK GAZETECİ İÇİNE EN KAPALI AŞÇI YAMAĞI
YILMAZ ÖZDİL
Türkiye onu, 'En çok okunan yazar' kılığıyla tanıyor.
Evet Türkiye’nin kamuoyuna en açık yazarıdır. Kendi dünyasındaysa en kapalı, en utangacıdır.
Yazmadığı zaman ne mi yapar?
Günde iki saat spor yapar.
Eşi Hülya yemek yaparken aşçı yamaklığı yapar.
Bir de müthiş bir sinema seyircisidir.
Gece 3’te eve gelse, film seyretmeden uyumaz.
Paylaş