Paylaş
Seale, bu gibi faktörlerin sonucu olarak, Suriye’de yönetici ve profesyonel elit içinde Alevilerin ülke genelinden çok daha güçlü olduğunu anlatır. 1963 devrimi ve Baas’ın laik milliyetçiliği, Alevilerin modern eğitime hızla yönelmesinde ve sosyal hiyerarşide yükselmesinde güçlü bir motivasyon sağlamıştı. (Asad, The Struggle For The Middle East, s. 453-455).
Baas ideolojisi
Baas, Üçüncü Dünya ülkelerinde görülen ‘aydınlanmacı’ ve ‘laik milliyetçi’ diktatörlük türlerinden biridir. Hıristiyan Mişel Eflak ve laik Sünni Salahattin Bitar tarafından 1947’de kurulmuştur. Otoriter devrimcidir. Baas hareketindeki “halkçılık” (şu’biye) ilkesi toplumda sınıfları ve farklılıkları, dolayısıyla serbest seçimleri reddetmek anlamındadır: Böylece Baas’ın tek partiye, orduya ve okumuş elitlere dayalı egemenliğini meşrulaştıran bir slogandır.
Halkın yüzde 75’inin okuryazar olmadığı, kabile veya kasaba hayatı yaşadığı eski Suriye’de, 1963’te Baas rejimi kolayca kurulmuş, 1971’de Hafız Esad asker-parti darbesiyle diktatörlüğü ele geçirmiştir.
Bütün Arapları bir tek millet sayan ve Suriye’yi “Arap dünyasının Suriye bölge”si olarak tanımlayan romantik ve militan bir Pan-Arabizm ve Arap sosyalizmi... İsrail’le sürekli gerginlik ve Batı karşıtlığı... Bunlar içeride muhalefetin hain sayılmasını sağladığı gibi, dışarıda müttefikler de temin etmiştir: Rusya, Çin, İran, Lübnan Hizbullah, solcu Arap rejimleri... Bugünkü Beşar Esad dostları da bu rejimler.
Elit-halk çatışması
Fakat dünya değişti. Bugün Suriye’de çağ nüfusu içinde okuryazarlık kadın ve erkek dahil yüzde 90’dır. Enstitü ve yüksekokullar hariç, belli başlı 8 üniversite vardır. Şehirleşme gelişmiştir...
Modernleşme sosyolojisinin temel bir tespitidir: Eğitim, şehirleşme ve orta sınıflaşma geliştikçe, artık eski dar kadrolu elitlerin egemenliği sürdürülemez, kitleler tepki gösterir. “Arap baharı” dediğimiz sürecin temelindeki sosyolojik dinamik de budur.
Suriye’de bu süreç Alevi Arapların güçlü olduğu asker, bürokrat ve okumuş olan elitlerin egemenliğine karşı Sünni çoğunluk kesiminden gelen ayaklanmalar olarak kendini gösteriyor. “Mezhep kavgası” korkusunun sebebi budur. Tunus ve Mısır’da merkez-kenar çatışmasında mezhep faktörü yoktu.
Suriye’nin çimentosu?
Baas’ın geçen altmış yılda oluşturduğu kuvvetli Arap kimliği bu Alevi-Sünni gerilimini çözemez mi? Çözebilir, fakat bunun için elitlerle isyancı kitleler arasına daha fazla kan davası girmemelidir! Suriye’de demokrasi geciktikçe aradaki kan büyüyor, sosyal çatışmanın mezhep çatışmasına dönüşmesi riski artıyor.
İyimser olarak Arap ortak kimliğinin Suriye’de Alevi-Sünni çatışmasını önleyeceğini umabiliriz. Fakat Suriye’deki Kürt meselesini hangi ortak değer yumuşatabilir, çözüm kapısını açabilir?!
Evet Suriye’de Kürt nüfusu yüzde 9’dur, fakat Ortadoğu’da üç ülkedeki Kürt nüfusu arasında yoğun bir etkileşim oluştuğunu unutmamak gerekir.
Ulusal kimliklerin tam oturmadığı Ortadoğu’da Suriye’nin siyasi çimentosu nedir?! Çatlaklar yayılır mı?!
Zor vesselam, sağduyudan başka bir reçete gözükmüyor.
Paylaş