Tutuklu gazeteciler ve tecavüz tartışması

AB Başmüzakerecisi Egemen Bağış, BBC’nin ünlü “Hard Talk” adlı haber programında tutuklu gazeteciler konusunda sıkıştırılınca “Mesleğinden dolayı tutuklu olan hiçbir gazeteci yok” diyor ve ardından ekliyor:

“Ama gazeteci kimliği taşıyan ve birine tecavüz ederken yakalanan bazı kişiler var...”

(But there are some people who carried journalist identification cards who have been caught while raping another person.)

DIŞ DÜNYADA DOĞAN İZLENİM


Devlet Bakanı Bağış’ın BBC’de 1 Mart tarihinde yayımlanan bu mülakatı Youtube’dan kolaylıkla izlenebilir.

Başmüzakereci’nin bu cümleyi “Bazı kişiler” diyerek çoğul özne kümesi üzerinden kurması kuşkusuz düşündürücü. Bağış’ın bu açıklamasını BBC’de izleyen herhangi bir yabancı, Türkiye’deki tutuklu gazeteciler tartışmasına bakarken bu dosyayı ister istemez “tecavüz” olgusuyla ilişkilendirecektir.

En azından, bu açıklamayla Türkiye’de tecavüzcü bazı gazetecilerin bulunduğu gibi bir izlenimin doğmuş olduğu inkar edilemez.

Bu “tecavüzcü gazeteciler” meselesi nereden çıktı diye araştırdığımda şu olgularla karşılaştım:

Tutuklu gazeteciler konusunda kamuoyuna açıklanmış olan başlıca iki liste var. Bunlardan birincisi, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) hazırlamış olduğu 102 kişilik liste. İkincisi ise Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun (TGDP) 100 kişilik listesi.

Bu listeler nedeniyle basın kuruluşlarıyla hükümet arasında ciddi bir anlaşmazlık yaşanıyor. Hükümet, listelerdeki isimlerin çoğunluğunun gazetecilik dışı suçlardan dolayı tutuklu bulunduğunu ileri sürüyor.

LİSTELERDE TECAVÜZCÜ VAR MI?


Ancak bugünkü konumuz tutuklu gazetecilerin sayısı değil, bu listeler içinde gerçekte tecavüzcü olup olmadığı sorusu.

Dün hem TGS Başkanı Ercan İpekçi hem de TGDP Sözcüsü Necati Abay ile konuştum. Onlardan aldığım bilgiye göre, her iki listede de tecavüz suçundan içeri girmiş herhangi bir gazeteci yok.

İpekçi, “Biz adli suçlara karışmış gazetecileri izlemiyoruz, yalnızca fikir suçlusu olan, gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklanan meslektaşlarımıza odaklanıyoruz” dedi.

İlginçtir ki, Adalet Bakanlığı’nın TGDP’nin listesiyle ilgili olarak geçen ay hazırlamış olduğu bir bilgi notunda, bu listede yer alan isimlere gazetecilik alanı dışına çıkan bir dizi suç atfedilmekle birlikte “tecavüz” suçlamasına rastlamadım.

Peki o zaman nereden çıktı bu tecavüzcü meselesi?

MEĞER O TANIMA GİREN BİRİ VARMIŞ


TGDP Sözcüsü Abay, “Bu çok ağır bir suçlama, tutuklu gazeteci arkadaşlarımız töhmet altında kaldılar. Biz de Egemen Bağış’ı ve hükümeti tecavüzcü
gazetecilerin kim olduğunu açıklamaya davet ettik. Ancak bugüne kadar açıklayamadılar. Bizce tutuklu gazeteciler konusunda dünya kamuoyu karşısında zor duruma düşünce olayı örtbas etmek için böyle hileli bir yönteme başvurdular” diye konuştu.

Abay, bu arada, “Aslında bu suçtan dolayı mahkûm olan bir gazeteci var, ama o tabii ki bizim listemizde yer almıyor. Adı Hüseyin Üzmez” diye ekledi.
İlginçtir ki, bu isim Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun geçen yıl 18 Mart tarihinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile görüşmesinde Arınç tarafından masaya konan tutuklu gazetecilere ilişkin resmi bir listede de karşımıza çıkıyor. İpekçi’nin Arınç’ın onayıyla danışmanlarından aldığı bu resmi listede 26 “gazeteci”nin ismi yer alıyor.

Dün inceleme imkanı bulduğum bu listenin ikinci sayfasının 17’nci sırasında Hüseyin Üzmez’in ismiyle karşılaştım. Hemen karşısında “Vakit Gazetesi Yazarı” diye yazıyor.

Tabii Egemen Bağış’ın “tecavüz ederken yakalananlar” derken kimi kastettiğini bilecek durumda değilim. 

Ama AB Başmüzakerecisi’nin her iki kuruluş tarafından hazırlanan bu listelerde ismi yer alan ve demir parmaklıkların arkasında kendilerini savunamayacak durumda olan meslektaşlarımıza bir özür borcu olduğu aşikar.
 
NOT: Kısa bir izin nedeniyle yazılarıma bir süre ara veriyorum. S.E.
Yazarın Tüm Yazıları