Paylaş
Daha önce yedi ilde sekiz toplantı gerçekleşmiş, dün de Antalya’da toplantı vardı.
Toplantıların yapılması kadar yapılma yöntemi de önemli. Daha önce Amerika’da, Güney Afrika’da ve İzlanda’da uygulanmış bir yöntemin uyarlaması yapılmış.
Haftalar önceden toplantının yapılacağı şehirdeki cep telefonu abonelerine mesajlar gönderiliyor. Örneğin dün Antalya’da yapılan toplantı için 110 bin kişiye mesaj gönderilmiş, ‘Bir Anayasa toplantısı yapacağız, katılmak ister misiniz’ denmiş. Bu 110 bin kişiden yaklaşık 7 bini ‘Evet katılırım’ demiş.
Sonra o 7 bin kişi yaşa, meslek grubuna ve cinsiyete göre kotalara ayrılmış ve sonuçta dün Antalya’daki kocaman salonda 630 vatandaş vardı, anayasa konuşan tartışan, uzlaşma arayan.
Bu 630 kişiye bir de bu şehirdeki sivil toplum örgütlerinden gelen temsilcileri ekleyin. Ciddi bir katılımcı demokrasi deneyimi.
Toplantıları TOBB’un düşünce kuruluşu TEPAV Direktörü Güven Sak ile bu çeşit ‘arama toplantıları’nın mucidi saymamız gereken Prof. Oğuz Babüroğlu yönetiyor.
Katılımcılar 10’ar kişilik masalara oturuyorlar ve her masa kendi başına bir tartışma grubu oluyor. Masada bir de toplantı yönetimini temsilen önünde bilgisayarı açık bir üniversite öğrencisi var. O öğrencinin işi masadaki tartışmayı verimli hale getirmek ve tartışmada söylenenleri bilgisayarına not etmek.
Bütün masalardaki bilgisayarlar online birbiriyle bağlı, masada alınan not anında merkezi sisteme de geçiliyor. Böylece toplantı yöneticileri her masada yapılan konuşmaları bilgisayarlarından anında takip edebiliyor.
Yöntem olarak on temel soru soruluyor. Her temel sorunun bir de alt grup soruları var. Toplamda soru sayısı 60’ı buluyor. Bu sorular ifade özgürlüğünün sınırları, siyasi partilerin uyacağı esaslar, yargı bağımsızlığı vs gibi spesifik alanlarda son derece spesifik sorular. Her sorudan sonra masalara beşer dakikalık tartışma süresi tanınıyor. Bu tartışmaların ardından da elektronik sistemle bir oylama yapılarak salonun genel eğilimi öğreniliyor.
Soruları ve özellikle de cevaplarda çıkan sonuçları tam olarak yazmamam istendiği için burada yazamıyorum ama şunu söylemem lazım: Antalya’da vatandaşlar, siyasi partilerimizin sahip olduğu özgürlük ve özgüven duygusunun fersah fersah önünde.
Bana, bu durumun bütün toplantılar için geçerli olduğu, hemen hemen her toplantıda çok yüksek katılımın yaşandığı ve katılımcıların da hep son derece özgürlükçü tercihler yaptığı söylendi.
İznim olmasa da bana çarpıcı gelen bir sonucu yazacağım, bugüne kadar yapılan toplantıların hepsinde aynı şey olmuş, ezici çoğunluklar ‘adalet’ istemişler.
Buradaki ‘adalet’ talebini ister yargı sisteminden şikayet diye
okuyun ister toplumdaki genel adaletsizlik, eşitsizlikten yakınma diye. Talep açık: Halk adalet istiyor.
Hem de her alanda.
Katılımcı demokrasi
DAHA önce defalarca Anayasa konusunda nutuklar atılan toplantılara katılmış ve bu çeşit toplantıları çok sıkıcı bulan benim için dün Antalya’da gördüklerim çok çarpıcıydı.
Çünkü bu sefer nutuk atmak yoktu. Halk kendisi konuşuyordu. Masa masa dolaştım, bazı tartışmalara şahit oldum, nice televizyon programında bu kadar iyi ve medeni tartışılmıyor aslında.
Bir katılımcı, ‘Bana ilk mesaj geldiğinde kontör dolandırıcılığı gibi bir şey sandım’ diyordu tanıtım filminde, ‘Ama sonra katıldım ve iyi ki de katılmışım, benim gibi geçimini şoförlükle kazanan birine bile anayasa ile ilgili fikri soruldu.’
Esasen deneyim de gösteriyor ki, şoförün, berberin, memurun, ev kadınının kısacası her çeşit vatandaşın da bu konuda söyleyecek çok şeyi ve yapacak tercihi var. Yeter ki onlara da sorulsun.
Toplantılardan ve uygulanan yöntemden çok etkilenenlerin başında, Meclis Başkanı Cemil Çiçek geliyor. Anayasa yazımıyla görevli bir komisyona da başkanlık eden Çiçek, ‘Keşke’ diyor, ‘Keşke bu yöntemi biz yerel yönetimlerimiz başta olmak üzere hep uygulasak, şehirlerimizin sorunlarını o şehirlerde yaşayanlara sorsak, onların cevaplarını da uygulasak.’
Bu toplantılara bakınca yeni bir anayasa fikrinin toplumda aslında ne kadar güçlü olduğunu görüyor insan. Gerçekten etkilenmemek elde değil.
Anayasa için bölgesel talepler farklılaşıyor
BU toplantılar pek çok şehirde yapılıyor, daha da yapılacak. Ve toplantılarda öne çıkan talep ve yeni anayasaya ilişkin beklentilerin şehirden şehire farklılık göstermesi de son derece doğal.
Örneğin Diyarbakır’da kimlik konuları öne çıkarken İzmir’de yaşam tarzı endişeleri sonuçlara yansıyor. Edirne’nin tercihleri farklı, Ankara’nınkiler farklı.
Bu zenginliği ve farklılığı Meclis’in bize yeni Anayasa yazacak komisyonunun da görmesi önemli. O yüzden komisyon üyesi milletvekilleri de toplantılara katılıyor, talepleri yerinde görüyor.
Önümüzdeki hafta Kayseri’de, 25 Mart’ta Samsun’da ‘gençlik platformu’, 1 Nisan’da Bursa’da, 8 Nisan’da Trabzon’da, 15 Nisan’da Gaziantep’te, 22 Nisan’da Erzurum’da ve 28 Nisan’da da İstanbul’da yapılacak anayasa toplantısı. Kayseri ile Samsun toplantısının arasında sanıyorum bir toplantı da Almanya’da, yurtdışındaki vatandaşlarla yapılacak.
Antalya’da salonun üçte biri kadındı
TEPAV Direktörü Güven Sak, hafta içinde 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla sadece kadın katılımcıların bulunduğu bir Anayasa toplantısı daha yapmış Ankara’da. O toplantıdaki canlılığı anlata anlata bitiremiyor.
Dün de Antalya’da katılımcıların üçte biri kadındı. Her kesimden kadın. Başörtülüsünden tişört ve şortla gelmiş olanına, ev kadınından banka memuresine, hemşireden öğretmene toplumun bütün katmanlarından, bütün sosyal ve kültürel sınıflardan kadınlar.
Bana bütün illerde katılımcıların en az üçte birinin hep kadınlar olduğu söylendi. Bazı masalarda çatır çatır tartışan kadınlar gördüm.
Paylaş