Paylaş
Canım yaz tatiline bile gitmek istemiyordu.
Ankara Piyade Sokak, 22 numaralı apartmanın bodrum katında oturuyor, sadece Mahler dinliyor ve okuyordum.
Şimdi 32 yıl sonra elimde Stefan Zweig’ın Montaigne üzerine yazdığı olağanüstü kitap var.
Dün cumaydı...
Tembellik yaptım.
Kendim bir yazı yazmak yerine, köşemi, Zweig’ın bu harika kitabından alacağım cümlelere bırakıyorum.
* * *
KARANLIK DÖNEMİN TEK SORUSU ŞUDUR
- “Hayatın soylu değerlerinin, barışın, bağımsızlığımızın, doğuştan sahip bulunduğumuz hakların, hayatımızı daha güzel, daha soylu ve anlamlı kılan her şeyin bir avuç bağnazın ve ideologun çılgınlığına kurban edildiği böyle dönemlerde, içinde yaşadığı zamanın etkisiyle insanlığını yitirmek istemeyen insanoğlu için bütün sorunlar, tek bir soruda odaklaşır:
Nasıl özgür kalabilirim...”
- Bu çılgınlık ve vahşet ortamında, bütün tehditlere ve tehlikelere rağmen düşüncemin hiçbir şey pahasına feda edilmeyecek berraklığını, yüreğimin insancıllığını nasıl koruyabilirim?
- Devletin, kilisenin ya da politikanın irademe aykırı olarak bana yönelttikleri o tiranca istekten nasıl kaçınabilirim?
- Sözlerimde ve eylemlerimde, benliğimin en derin noktasındaki ‘Ben’ hangi sınırlara kadar gitmemi istiyorsa ancak oraya kadar gitmeyi yerleşik düzene, dışarıdan dikte edilen ölçülere uymaktan nasıl koruyabilirim?
- Ruhumu ve o ruhun yalnız bana ait olan maddesini yani bedenimi, sağlığımı, düşüncelerimi ve duygularımı, başkalarının çılgınlığı ve yararları uğruna kurban edilmekten nasıl kurtarabilirim?
EY NİKBİN İNSAN: YÜCE SANATIN ŞUDUR
Evet bugün hayatın, hayatımızın temel sorusu budur.
O cümleyi, Zweig’ın kaleminden bir kere daha özetleyeyim:
“Montaigne’i bütün sanatçılardan fazla seviyor ve sayıyorsak, kendini başka hiçbir sanatçının yapmadığı ölçüde hayattaki en yüce sanata, insanın kendi olarak kalabilmesi sanatına adamış olmasıdır.”
O YIL 1942’YDİ VE HİÇ BİTMEYECEK GİBİYDİ
1942 yılıydı.
Dünya Nazilerin yol açtığı bir cehennemi yaşıyordu.
Zweig, Nazi dehşetinden kaçıp, Rio de Jeneiro’ya sığınmıştı.
Bu kitabı yazdıktan sonra 22 Şubat günü karısı Lotto ile birlikte intihar etti.
Çünkü Nazi zulmünün bir daha hiç bitmeyeceğine inanmıştı.
Oysa 3 yıl sonra dünya, o zulümden kurtuldu...
- Stefan Zweig: “Montaigne”, Çev. Ahmet Cemal, Can Yayınları Birinci basım Şubat 2012. Bu olağanüstü kitabı olağanüstü güzel çevirdiği için Ahmet Cemal’e teşekkür ederim. Bence bu dönemin başucu kitabı budur.
İçerde ve dışarıda yatan herkese tavsiye ederim.
O insan ki; işte böyle biridir
- ZWEIG, Montaigne’in portresini şöyle çiziyor:
- Kendini vermeye her zaman hazırdır, kendini adamaya ise asla.
- Her zaman ve hayatın her konumunda yaradılışının en özgün, en iyi yanını kendine alıkoyar.
- Bırakır başkaları konuşsun, sürüler oluştursun, vaazlar versin, türlü gösterişler yapsın; bırakır dünya karmakarışık budalaca yollara sapsın;
- Montaigne’in önem verdikleri bellidir; kendisi için aklın yolundan ayrılmamak, insanlıkla ilgisini kesmiş bir zamanda, insanlığını korumak, kitle çılgınlığının ortasında özgür kalabilmek.
- Onu gamsız, kararsız ve korkak diye nitelendirenlerin alaylarına ses çıkartmaz; önemli mevkilere gelmek için çaba harcamaması karşısında duyulan hayrete tepki vermez.
Zamanın ruhu bize neler söylüyor
- “Sağduyu sahibi insanın kaybedecek hiçbir şeyi yoktur.
Zaman içinde olup bitenler, onlara katılmayı reddettiğin sürece, senin karşında güçsüzdür; zamanın çılgınlığı ise, sen zihninin berraklığını korudukça gerçek anlamda sıkıntı kaynağı olamaz.”
- “Ancak sen, kendi kendini yüceltebilir ya da aşağılayabilirsin -iç dünyasında sağlam ve özgür kalabilen kişi, dışarıdan gelen en ağır baskıya bile kolaylıkla göğüs gerebilir.
Karanlık günde kime teşekkür etmeliyiz
- Bizlerin en çok teşekkür borçlu olduklarımız ise, şu sırada yaşadığımız gibi insancıl olmaktan uzak zamanlarda içimizdeki insanı güçlendirenler;
- Sahip bulunduğumuz ve asla yitirilmeyecek tek şeyden, kendi ‘Ben’imizden vazgeçmememiz konusunda bizi uyaranlardır.
- Çünkü yeryüzünde özgürlüğü yayabilenler ve ayakta tutabilenler, yalnızca herkes ve her şey karşısında kendi özgürlüklerini koruyabilenlerdir.
Paylaş