35’te evlendim 40’ta doğurdum

O kadar çok mail aldım ki Canan Karatay röportajıyla ilgili, kısaltmadan geri kalanını da olduğu gibi yayınlıyorum...

Haberin Devamı

*  76-78 arası dünyada ilk kalp nakli ameliyatını gerçekleştiren doktor Barnard’ın ekibinde çalışıyorsunuz... Ne kadar heyecan vericiydi?
- Çok. Mesleğimde hep ilerlemek istedim. Cape Town’da bulunmak da bana çok şey öğretti. Bu arada o ülkeyi ve doğayı da sevdim, dağlara tırmandım, yüzdüm, her şeyi yaptım. 78’de doçentlik imtihanları için döndüm.
*  Ufukta evlilik filan görünmüyor muydu?
- Yok hayır. Bana, “Evde kaldın!” diyorlardı, 35’tim çünkü, umurumda bile değildi, deli gibi ders çalışıyordum. Annem bir gün, “Senin çalışmanı böleceğim diye korkuyorum ama emekli öğretmen arkadaşlarım bana yarın çaya gelmek istiyorlar!” dedi. Ben de, “Gelsinler, gelsinler, ben size hizmet ederim” dedim. Nasıl /images/100/0x0/55eb4b33f018fbb8f8b7ea4fdedim ben de bilmiyorum, üzerime bir iyilik geldi. Annem de çok şaşırdı. Gerçekten de o gün elimden geleni yaptım. İşte o emekli öğretmenlerin arasında kaynanam da varmış, beni pek bir beğenmiş, oğluyla tanışmamızı sağladı. Annem ve kaynanam Ankara’da Gazi Terbiye Enstitüsü’nde yatılı olarak birlikte okumuşlar, o zamandan arkadaşlar. Anlaştık, kaynaştık. 33 yıldır evliyiz.
*  Peki hangi arada çocuk yaptınız?
- Çocuğu da düşünmüyorduk ama sonra trenin kaçacağını fark edince, 40 yaşında doğurdum. Oğlumuz şimdi 28 yaşında, liseyi de, üniversiteyi de İngiltere’de okudu. Sonra Edinburgh Üniver-sitesi’nde doktora yaptı.
*  99’da Gölcük depreminde gönüllü çalışmışsınız...
- Sadece ben değil, eşim ve oğlum da. Sahra Hastanesi ve Gölcük Devlet Hastanesi’nin civarında kurulan çadırlarda çalıştık. Ben orada en kıdemli doktor olarak diğerlerini idare ediyordum. Günde 250-300 hasta bakıyorduk...
*  Eşiniz ile oğlunuz?
- Onlar tuvalet kazdılar, yemek yaptılar. İş gücü anlamında destek oldular. Gece olunca ateş yaktılar, çorba kaynattılar...
*  Siz rektörlük de yaptınız ve hâlâ aynı üniversitede öğretim üyesisiniz değil mi?
- Evet.
*  Öğretmek, uygulamaktan daha mı keyifli?
- O da çok keyifli. Öğrencilerle olmak müthiş...
*  Sizinki sağlık diyeti mi, zayıflatma diyeti mi?
- Aslında “sağlıklı kalma diyeti.” Nasıl sağlıklı kalınır ve uzun yaşanır? “Bunları yerseniz, bu şekilde yaşarsanız sağlıklı kalırsınız, hastaysanız, hastalıklarınız geriler” diyorum.

Haberin Devamı

6 SİHİRLİ FORMÜL

Haberin Devamı

*  6 sihirli formül: Ekmeği kes, yumurtadan vazgeçme, kuruyemişi ihmal etme, ara öğünü kaldır, hareket et, en az yarım saat yürü ve akşam 8’den sonra ağzına bir şey koyma değil mi?
- Evet böyle özetleyebiliriz. Ancak “hareket etmek” en başta geliyor. Bütün dünyada kanıtlandı ki, insülin direnci en büyük sağlık sorunlarının başında geliyor ve her geçen gün artıyor. Bunun sebebi de hareketsizlik! Türkiye’de de besin endüstrisinde gıdaların doğallıkları kayboluyor, içlerine katkı maddeleri ilave ediliyor ve bu da insülin direncini artırıyor. İnsanlarımız artık yürümüyor. Yürümek çok önemli. Bacak kasları, vücudumuzda en çok enerjiyi ve şekeri yakan yerler. Bunları yapmadığımızda ve tembelliğe alıştığımız zaman işte o zaman bitti. Kullanılmayan kaloriler de insülin hormonunun sayesinde yağ olarak depolanıyor. 8’den sonra bir şey yememenizin sebebi de leptin hormonu. O hormon da ayılarda keşfedildi. Ayılar enteresan hayvanlar. Bizim metabolizmamızın çok üstünde metabolizmaları var. Kış uykusu için inlerine girdiklerinde bayağı yağlı ve iriler. Kış uykusunda doğum yapıyorlar, bebeklerini emziriyorlar. Baharda çıktıklarında bir deri bir kemik kalmış oluyorlar. Bilim adamları sebebini merak ediyor, araştırıyorlar. Ortaya çıkıyor ki leptin diye bir hormon var. 1994’te keşfediliyor, insanlarda da olduğunu görüyorlar. Bu hormon, yağları yakan hormon. Bir şey yedikten 3-4 saat sonra salgılanıyor. Onun salgılanmasına izin verirsek yağlarımız da yakılmış oluyor...

Haberin Devamı

İNGİLTERE’DE KARATAY DİYETİ

*  Ara öğüne neden karşısınız...
- Sık sık yediğimizde ha bire insülin salgılanıyor. İnsülin fazlası enerjiyi yakmadığımız için yağ olarak depolanıyor. İbni Sina diyor ki; “Günde iki öğün sağlıklıdır, üçüncü öğün hastalıktır!” Yeni bir şey değil yani benim söylediklerim. Ben de iki öğün yiyorum. Ama öğle vakti burada az miktarda bir cevizim oluyor.

Benim kanım, ablamın lösemisine çare oldu

Gamze Akbaş’ın hikâyesini 17 Şubat’ta öğrendim.
Bizim ise kader günümüz 16 Şubat’tı. Ablam yaklaşık 4 aydır lösemiyle mücadele ediyor ve henüz 35 yaşında. 14 yaşında da dünyalar güzeli bir kızı var.
16 Şubat akşamı yapılan testlerin sonucunda, benim ablamla tam uyumlu olduğum ortaya çıktı. 4 aydır çektiğimiz tüm acılar sanki birdenbire üzerimizden yok oldu, uçtu gitti.
Ben şu an ablacığımın tabiriyle 3 canlıyım:
1- 30 haftalık hamileyim, bebeğimi taşıyorum.
2- Ablamın kanı bende emanet.
3- Bir de ben varım.
Ve size ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
Maalesef ki bu nasıl bir hastalıksa, insanı bütün hayatından, evladından, her şeyden ayırabiliyor. Ablam sadece ayda 2-3 gün kızını görebiliyor. Şu anda son kemoterapi döneminde, eğer bu süreci de atlatırsa hastalıktan kurtulmuş olacak. Ve inşallah bir daha tekrarlamayacak. Gerçi hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Ama ablama göre, eğer tekrarlarsa, “En azından sen varsın!” diyor.
Bir kere daha, kardeş olmanın ne kadar müthiş bir şey olduğunu fark ettim.
Ablam Aysel, şu an Göztepe SSK Hastanesi’nde tedavi görüyor ve maalesef ki çok fazla hijyen gerektiren bu hastalıkta, 6 hasta aynı odayı paylaşıyor.
Hele bir de çocuk bölümünü görseniz içiniz parçalanır.
Ama yapacak bir şey yok, ben size kısaca hikâyemizden bahsetmek istedim, umarım herkes, özellikle de Gamze, bizim gibi mutlu sona ulaşır...
*  Müthiş! Ne güzel bir haber bu! Çok sevindim sizin için, aileniz için, ablanızın dünyalar güzeli kızı için ve tabii en çok da ablanız için. Sizin için ne kadar büyük bir mutluluk kaynağı. İnşallah bütün lösemi hastaları aynı şekilde mutlu sona ulaşır. Gamze’ye gelince, sık sık kendisi ve eşi Emrah’la konuşuyorum. Ateşi düştü ama değerlerinde henüz bir değişiklik yok. Hâlâ beklemedeyiz. Bu arada Gamze Akbaş için nasıl kan vermeleri gerektiğini soran çok insan var. Bu adresten http://gamzeakbas.blogspot.com merak ettiğiniz bütün bilgilere ulaşabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları