İlkokula 5 yaş bitince başlatmak doğru mu?

25 Şubat tarihinde yayımlanan yazımız “Çıraklık Yaşını 11’e İndirmek Yakıştı mı?” başlığını taşıyordu.

Haberin Devamı

AK Parti grubunun hazırladığı 4+4+4 teklifinde, ilköğretimin 10-11 yaşlarında başlayacak olan ikinci 4 yıllık kademesinde mesleki eğitime kapının açılması için 3308 sayılı Meslek Eğitimi Kanunu’nda düzenlenen çıraklık yaşı 14’ten 11’e indirilmekteydi. Bir başka anlatımla, AK Parti, çocuk istihdamını teşvik eden bir adım atıyordu.

Bu adım, öncelikle Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle bağdaşmıyordu. Çünkü Türkiye 1998 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 138 sayılı sözleşmesini TBMM’de onaylayarak çocuk istihdamını 14 yaşla sınırlama taahhüdünde bulunmuştu.

Ankara’dan gelen haberlerden ILO sözleşmesine ters düşen bu maddeyle ilgili hatanın düzeltildiği ve çıraklık yaşının yeniden 14’e çekildiği anlaşılıyor.

YASA TEKLİFİ ACELEYE GELİNCE

Haberin Devamı

Bu teklifin, uzmanlarla ciddi bir istişare yapılmadan amatörce bir çabayla hazırlandığının bundan daha çarpıcı bir kanıtı olamaz.

Keza, evden eğitimin de ikinci kademede, yani 10-11 yaşlarında başlayabilmesine ilişkin düzenleme de gelen tepkiler üzerine değiştirildi, bu esneklik üçüncü 4 yıllık kademeye kaydırıldı.

Aslında yasa teklifi incelendiğinde ciddi başka mahzurlar da karşımıza çıkıyor. Bunlardan en vahimi, ilkokula başlama yaşının 1 yıl öne çekilmesidir.

Mevcut uygulamada, bir çocuğun ilkokula kaydolabilmesi için 72 ayı (6 yaş) tamamlaması ve 7’nci yaşından gün alması gerekiyor.

AK Parti’nin teklifinde ise çocuğun ilkokula başlaması için gerekli olan süre 60 aya, yani 5 yaşın bitirilmesi sınırına çekiliyor.

HİÇBİR HAZIRLIK YOK

Söz konusu düzenlemenin, bu köşe yazısının sınırları içinde sıralanamayacak kadar çok sakınca taşıdığını belirtmeliyiz.

Bunların başında, teklif bu şekilde geçerse önümüzdeki sonbaharda yeni öğretim dönemi başlarken 2006 doğumlu yaklaşık 1.3 milyon çocukla, 2007 doğumlu yine 1.3 milyon çocuğun birlikte okula başlayacak olması geliyor.

Neredeyse 3 milyona yakın çocuğun birden ilkokullara doluşacak olması öncelikle fiziki altyapıyla ilgili ciddi sorunlar yaratacaktır. Ne derslik sayısı, ne öğretmen kadroları, ne de müfredat açısından ciddi bir hazırlığın olduğu söylenemez.

Bir diğer sorun, ilköğretime başlama yaşının öne çekilmesinin, ilkokuldan çok farklı bir pedagojik formasyonu içeren tümüyle hazırlık niteliğindeki okulöncesi eğitim programını ciddi bir şekilde tehlikeye atacak olmasıdır. Bu programın geleceği belirsizliğe girmiştir.

AK Parti’nin bundan önceki Milli Eğitim Bakanlarının ısrarlı tutumlarıyla (Hüseyin Çelik ve Nimet Çubukçu) Türkiye’de bugün okulöncesi eğitimde yüzde 70’e yaklaşan bir okullaşma oranı yakalanmıştır ve bu sonuç bir başarı olarak görülmelidir.

Önümüzdeki sonbaharda 2006 doğumlu çocukların yüzde 70’i okulöncesi eğitim formasyonunu almış bir şekilde sınıflara adım atacak, buna karşılık 2007 doğumluların çoğunluğu bu formasyondan yoksun bir şekilde okula başlayacaktır.

Kaldı ki 5 yaşını bitiren çocukların ilkokula başlatılması modeli geçmişte birçok kez denenmiş, ancak başarısız olduğu için uygulamadan kaldırılmıştır. Bunda çocukların o yaşta okul disiplinine intibak sağlayamamaları, derslerde uyumaları gibi bir dizi olumsuzluk rol oynamıştır.

Haberin Devamı

ÖNCELİK OKUL ÖNCESİ EĞİTİME VERİLMELİ

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eski Talim Terbiye Başkanlarından Prof. Ziya Selçuk da ilkokul başlama yaşının aşağı çekilmesine ciddi itirazlar getiriyor. Prof. Selçuk, geçenlerde CNN Türk’te yaptığı açıklamada, “Öğretmen hazır değil, veli hazır değil, fiziksel şartlar hazır değil, finansman modeli hazır değil, mevzuat hazır değil... 6 yaş grubunun okulöncesi yerine 1’inci sınıfa başlatılması çok büyük travmalara yol açacak” diye konuşmuştu.

Keza Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) hazırladığı son raporda  “Hazırlık yapılamadığı ve okulöncesi eğitim zorunlu olmadığı takdirde ilköğretime 5 yaşında başlamak çocukların beceri ve yetkinliklerine uygun eğitim verilemeyeceği için çok sakıncalıdır” deniliyor.

Eğitim alanındaki bütün araştırmalar, çocukların özellikle ileriki yaşlardaki başarılarında okulöncesi eğitimin belirleyici bir rol oynadığına işaret ediyor. ERG de bu çerçevede asıl önceliğin “okulöncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi” hedefine verilmesini öneriyor.

Yazarın Tüm Yazıları