<?xml:namespace prefix = o ns = urn:schemas-microsoft-com:office:office /> Ne demek o? “Sonrası” cepte keklik mi? Ya peki yerine gelecek olan, daha çetin ceviz çıkarsa?.. Öyle ya... Menderes’ten kurtulanlar, Demirel’e tosladılar. Demirel’den kurtulanlar Özal’a çarpıldılar. Erdoğan’dan sonrasını bilen var mı? Yok ama yine de “sonrası”nı bekliyorlar. *** Yeni siyasi oluşumlar vardı güya. Vazgeçtiler. Ne oldu, niçin durdunuz diye sorduğunuzda, cevapları: - Erdoğan çekilsin, ondan sonra. CHP’de bölünme beklemeyin. 2015’i görmeden kimse bir yere kıpırdamaz. Yahu bu ANAP ne oldu, DYP niçin uykuda? - Erdoğan hele bir çekilsin, ondan sonrasına hazırlanıyoruz. Siyasette böyle bir beklenti olur mu? Onlara bu ümidi, Başbakan verdi. “2015’te ben yokum” dedi. Muhalefet liderleri de sevindi: “Oh, kurtuluyoruz.” Halbuki Erdoğan’dan sonra Başbakanlık yapmak, avantaj değil, dezavantajdır... Basıp geçtiği yerde ot biter mi artık? *** Yetişmiş çok insanımız var. Ama Futbol Federasyonu için bile münasip bir aday çıkmıyor. Ve cenazeyi kaldırmak, yine Şenes Erzik’e düşüyor... Bırakın adamı rahat. İyi Başkanlık yapar ama UEFA’da ve FİFA’da bize daha faydalı olur. Bırakın orada kalsın. Hayır. Kimse elini taşın altına sokmuyor... Demirören gibi gözüpek gençlerin önünü de kimse açmıyor. İşte bu kafa, siyasette Erdoğan’dan sonrasını bekleyen kafadır... Yâni, fırsatçı, açıkgöz ve tembel. Halbuki merhum Ecevit böyle mi yaptı? Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet Paşa’yı kongrede mağlup ederek geldi... Yeni CHP ise, Baykal’ı ancak hile ile gönderebiliyor.