“Bürovokatör” vardır. Yani... Savsaklayan, işini yapmayan bürokrat.
*
Sabahtan akşama kadar fosur fosur bürosunda oturur, dünya yansa, en son onun haberi olur... İş işten geçtikten sonra “provokatörün işi” der, çıkar işin içinden.
*
Bi de “purovokatör” vardır, “bürovokatör”ün en yakın arkadaşı, kankası. Ne kadar çok işini yapmayan bürovokatör olursa, purovokatör de o kadar rahat at oynatır, malı götürür, keyifle purosunu tüttürür.
*
Trafik canavarı... Yoktur. “Biz bu makamlarda oturuyoruz ama, haybeye oturuyoruz, bildiğin beceriksiziz, durduramıyoruz” diyemediğin için, her defasında ne dersin? “Trafik canavarı hortladı” dersin.
*
“Tüyü bitmemiş yetim” mesela... Yoluna yoluna kaz’a dönen devlet babanın efsane evladı... Güya “hakkını koruyoruz” diye diye hırsızların dilinde tüy bitti ama, yetim kabak hâlâ.
*
Ya “dış mihrak?” Hiçbir günahı olmayan hükümetlerimizi zor duruma sokan her türlü fenalığın altında onun parmağı vardır. Cumhuriyet kurulduğundan beri arıyoruz. Henüz robot resmi bile çizilemedi.
*
Kurumları çalışmayan... Başına bi iş gelmesin diye “korktuğu için mi kaçtığını, kaçtığı için mi korktuğunu” bilemeyen adam sende’ciler tarafından yönetilen uyduruk ülkelerde olur böyle şeyler.