Paylaş
Bize önemli bir yazı göndermiş, sonunda da 2B yasası çıkarken bazı uyarılar yapıyor, bu arada da kimlerin arazi kapattıklarının açıklanmasını istiyor.
Taşçı diyor ki:
“2B’lerle ilgili -orman vasfını kaybetmiş araziler- kanun son şekliyle çıktı, çıkacak...
Sırf Ankara’ya 26 hatıra ormanı yapmış bir kişi olarak, “orman vasfını kaybetmiş(!) araziler...” cümlesinin tanımını bir türlü çözemedim! Vurdumduymazlık, oy gayesi vs.. neticesi İstanbul’daki Sultanbeyli gibi ilçeler oluşturuldu. Mahalle, belde, ilçe olanlara sözümüz yoktur. Ancak, üzerinde konut olmayan alanların, mesela Antalya, boş alanların tapularının da zilliyetlik statüsü ile vatandaşlara geçmesi nasıl olacaktır?
Yarın karşımıza ‘yayla şehirleri’ çıkarsa hiç şaşmamamız gerekir!
Kanun koyucular bu hususu mutlaka düşünmüşlerdir! Ne demek orman vasfını kaybetmek? Eğer dip, kök tapu olarak, bu alanlar Hazine’ye aitse, yeniden ağaç dikersin olur biter.
Bizim sözümüz, tasarrufunu yatırmış dar gelirli kesime değildir. 2B yasası nasıl olsa çıkacak diyerek, yüzlerce, binlerce dönüm arazi kapatan, holdinglere ve şirketleredir. 2B alanlarını kapatanların hangi holding ve şirketler olduğunu bilmek de sanırım vatandaşın hakkıdır. Bu hususla ilgili olarak, tüm detayları yazacak olsak, bir kitap olur dersek abartmamış oluruz.
Dileğimiz kanun koyucuların konuyu derinlemesine incelemiş olmalarıdır.”
İstanbul ve Trakya’da bunlar o kadar çok ki...
CHP’de rövanşist ‘ruh’ ne ister
CHP’den söz ettiğimizde ‘bombardıman’a tutuluruz. Herkes bir şey söyler.
Partide ‘rövanşist ruh’ hiç eksilmez, bunların bazısı ‘ülke’ ve ‘partiyi’ düşünürse, öbür bölümü de ‘koltuk’ ve ‘makam’ peşindedir.
Geçen hafta tüzük kurultayı ile ilgili iki gün süreyle bir değerlendirmemiz çıktı, ardından görüşler geldi. “Bir de ‘başka bir gözle’ tüzük kurultayına bakın diyenler de var:
- Beğenilmediği öne sürülen bu tüzüğü 361 imzası bulunan delegeler ‘itirazsız’ kabul etti. O zaman Deniz Baykal Genel Başkan, Önder Sav da Genel Sekreter’di. Sav’ın ‘itirazları’ cılız kaldı.
- Kemal Kılıçdaroğlu başından beri açık oynuyor. Tüzüğün değişmesini istiyor. Zamanlamada bir an mütereddit kaldı. Tüzük Kurultayı isteyenlerin ‘ne istediği’ tam belli değil. Tüzük Kurultayı diye başladılar. PM ve MYK seçimini promosyon olarak ‘satır arasında’ sunuyorlar. Daha kapalı toplantılarda Genel Başkan değişsin diyerek Baykal’a ‘dolaylı’ sempati atıyorlar. Ama ‘güçlü’ bir ses çıkmıyor; aksine ‘teknik direktör’lüğü geriden Önder Sav yürütüyor. Yani karşı cephe tek parça değil, hepsi Kılıçdaroğlu’nu sıkıştırıp PM’ye, MYK’ya kapağı atmak istiyor. Klasik CHP kurultay atraksiyonları.
- Kim ne derse desin Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘etnik ayrımcılığa’ ve ‘inanç ayrımcılığına’ karşı, ‘kulağı sağır’dır. ‘Kurultaycı’ 361 imzaya bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun ‘inanç siyaseti’ içindeki bazı isimlere şaşırmış denilebilir.
İmzacıların çoğunluğu, genel seçimde başarılı olamayan veya hiç milletvekili çıkaramayan yaklaşık 25 ilde görünüyor. Yani, seçimde kendilerini ispat edemeyen örgütler ve delegeler... Başarısız illerin başında gelen Ankara, Diyarbakır ve Konya gibi illerde imzaların çokluğu dikkat çekiyor. Bazı illerin imzaları şöyle: Ankara 43, Aydın 4, Balıkesir 6, Kars 4, Samsun 13, Ağrı 2, Bursa 8, Diyarbakır 19, Konya 14, Kayseri 10, Ş. Urfa 4, Tunceli 2, Yalova 4, Yozgat 4, Erzurum 8...
Dikkat edilirse, 31 milletvekili olan Ankara’da CHP sadece 7 milletvekili çıkarırken, 47 delege imza vermiş... 26 milletvekili çıkaran İzmir’de CHP’nin vekil sayısı 12... İzmir’de imza verenlerin sayısı 4.
Belediye başkanları ‘tamamen kuşatılan’ İzmir’de bu açıdan da durum tersine.
Kısaca, CHP’de başarılı olan iller susmakta, başarısız olan illerin delegeleri bağırmaktadır.
Nereye geldik
BİR gün öğlen saatlerinde Kuğulu Park’ta oturuyordum. Yanıma ayakkabımı boyamak isteyen 9-10 yaşlarında iki çocuk yaklaştı, ‘boyasın mı’ diye sordular, kibarca hayır istemiyorum dedim. Bunun üzerine yanındaki arkadaşına benimle ilgili olduğunu zannettiğim Kürtçe bir şeyler söyledi. Bunun üzerine ben de İngilizce olarak “gelin boyayın” dedim, tabii benim dediğimi de onlar anlamadı. Ben kendilerine sizin konuştuğunuzu ben anlamadım dedim, benim İngilizce konuştuğumu da siz anlamadınız, ama hepimiz Türkçe konuşsaydık beni anlardın ve şu anda ayakkabılarımı boyuyor olurdun, dedim. Çocuklar ders aldılar mı bilmiyorum ama bana çok şaşkın bir ifadeyle bakıyorlardı.
Basit gibi görünen bu olayda bile, hepimizin aynı dilde konuşmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor sanıyorum.
Önder OSKAY-ANKARA
‘Takdir-i ilahi’ dedirten tesadüf
GEÇEN dönem Bursa Milletvekili olan MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Hamit Homriş kayınpederi Alpaslan Türkeş ile Evren arasındaki bilinmeyen bazı anılarını anlattı... Homriş, Türkeş ile Evren’in Harp Okulu’ndan sınıf arkadaşı olduklarını, 27 Mayıs ihtilali sonrası emekliye sevk edilecek çok sayıda subay arasında olan Kenan Evren’in, Türkeş’in girişimleri ile kurtulduğunu söyledi.
Ayrıca... Evren’in zaman zaman tayin istekleri olduğunu ve hepsinin Türkeş tarafından yerine getirildiğini, Ege Ordu Komutanı olarak görev yaparken de Genelkurmay Başkanlığı için dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e yine Türkeş tarafından önerildiğini anlattı.
Ardından... “Bu kadar yakınlığa karşın rahmetliyi haksız yere 12 Eylül sonrası 5 yıl 2 ay hapis yatırdı” dedi ve şunu ekledi:
“Evren’in yargılanmasına, Başbuğ’un ölüm yıldönümü olan 4 Nisan’da başlanacak. Takdir-i ilahi bu olsa gerek.”
Ve site sakinleri kazandı
TOKİ Ispartakule Evleri Olimpos, Patara ve Efes mahallelerinde oturan kat maliklerinden bir grup şu notu gönderdi: KİPTAŞ’ın kuruluşu olan Boğaziçi Site Yönetimi AŞ’nin, TOKİ’nin yaptırdığı 2000 konutluk Ispartakule Evleri’ndeki yönetim seçimlerinde özgür irademizle oy kullanmamızı engellemek istiyordu. Size sorunu anlatmamızdan sonra dünkü yazınız herkesi uyandırdı. Yapılan seçimlerde, Patara Mahallesi’nde Boğaziçi AŞ nedense seçime katılmadı; çünkü kaybedeceğini anlamıştı. Efes’teki 11 bloktan 9’unu bizim listemiz alırken, Boğaziçi AŞ ancak 3’ünü alabildi. Olimpos’taki 10 blokun 10’unu da site sakinlerinin oluşturdukları listeler kazandı. Şimdi tek umudumuz; yeni yönetimle şeffaf ve demokratik bir şekilde yolumuza devam etmek. KİPTAŞ’a dayatma yapmadığı için teşekkür ederiz.
Paylaş