Taksim hepimizin

Televizyonlarda “Hrant için Taksim”e alt yazısı geçtiğinde sokaklara akmıştık.

Dün hem mahkeme kararını protesto etmek, hem Hrant’ı öldürülüşünün 5. yılında anmak için Taksim’deydik.

On binlerce kişi.

Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı  dün “14.00’te Taksim’de buluşalım” diye e-posta atmış.

Vakfın, Van’daki depremzede çocuklar için eğitim projesi “Adım Adım Ateş Böceği” Taksim Meydanı’ndaki törenle başlıyor.

Dostların, birbirlerini tanımayanların birbirlerine kenetlendikleri. acılarını, sevinçlerini paylaştıkları bir mekân bu alan.

35 yıl önce olaylı 1 Mayıs’tan dünkü Hrant Dink yürüyüşüne kadar sayısız eyleme tanıklık etmiş Taksim elimizden gitmek üzere.

Taksim Projesi hayata geçtiği takdirde belki birkaç yıl sonra Taksim’de toplanamayacağız, meydanda buluşamayacağız.

En önemlisi Taksim’e “akamayacağız”.

Önceki gün Taksim Platformu’ndan  e-postama düşen basın bildirisini virgülüne dokunmadan dikkatinize sunuyorum.

TAKSİM PROJESİ NEDİR

Gündemdeki Taksim Projesi nedir?

Sunulan projede, Gümüşsuyu, Sıraselviler, Mete, Tarlabaşı ve Cumhuriyet Caddelerinde derinliği on metreyi, uzunluğu yetmiş metreyi bulan devasa yarıklar açılıyor, dalış tünelleri ile meydanın altına giriliyor.

Yüksek istinat duvarları yapılıyor.

Kaldırımlar servis yoluna dönüşüyor, ağaçlar kesiliyor.

Yürüyerek Taksim'e çıkmak imk^ansızlaşıyor.

Üstelik çağdaş planlamacılık açısından şehir merkezlerinde artık terk edilen tünel uygulamalarıyla ulaşım sorununun çözülmediği de biliniyor.

Proje adlandırıldığı gibi bir yayalaştırma projesi değil.

Uygulanan yöntem nedir?

Başbakan seçimlerden önce Taksim Projesini açıkladı…

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi oybirliğiyle onayladı…

Yine oybirliğiyle, İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan da “plan tadilatı” ismi altında apar topar geçirildi.

Vergileri ile projeyi finanse eden, oyları ile politikacılarını karar merkezlerine taşıyan kentlilere sorulmadı, anlatılmadı, müzakereye açılmadı.

FARKLI BİR UYGULAMA OLSUN

Müzarekeye kapalı bir yöntem demokratik katılımcı toplumun ifade biçimi olamaz.

Ne İstiyoruz?

Hepimizin ortak değeri olan Taksim'de şüphesiz yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var.

Taksim etrafındaki mahalleleri, yaşayanı, işyeri ve ziyaretçisi ile birlikte ele alınarak planlanmalıdır.

Ulaşım planı ve meydan düzenlemesi ayrı ayrı değil bir bütün olarak tasarlanmalıdır.

Türkiye’nin en önemli meydanı Taksim her kesimden, her yaştan insanın ortak değeri… Anayasa için gerektiği ifade edilen katılım ve uzlaşma temelli yaklaşım, Taksim Meydanı düzenlemesi için de gerekiyor.

Taksim’i “Yeni Anayasa”nın somut provası olarak görüyoruz.

Taksim ve çevresinin düzenlenmesi eskiden olduğu gibi yap-boz biçiminde tepeden inme bir kararla biçimlenmesin…

Gelin bu defa farklı bir iş yapalım.

Bu uygulama neden kenti fikir yönünden zenginleştirecek, nasıl bir yönetim istediğimizi gösterecek başarılı bir örnek olmasın?

Kent yönetimini görevini yapmaya çağırıyoruz.

TAKSİM HEPİMİZİN!

Fosil yakıtlara 409 milyar Dolarlık sübvansiyon

ABU Dabi’deki “Dünya Geleceğin Enerjisi” Zirvesi haberlerine devam.

Zirvenin ikinci günkü açılış konuşmasını yapan Uluslararası Enerji Ajansı Baş ekonomisti Fatih Birol’un ilginç bir tespiti var.

“Fosil yakıtlara 2010 yılında 409 milyar dolarlık sübvansiyon yapılmış. Bir yandan “yenilenebilir enerji” diyoruz diğer yandan fosil yakıtlara dev bir sübvansiyondan söz ediyoruz”.

Çelişkili bir durum gerçekten.

Üstelik Fatih Birol’un sözünü ettiği 409 milyar dolarlık sübvansiyonun sadece yüzde 8’i yoksullara gitmiş.

Birol’un konuşmasından sonra sahneye “yenilenebilir enerji”nin önde gelen şirketlerinin CEO’larını dinliyoruz.

Ekonomik krize rağmen hepsi ağız birliğiyle, yatırımlarını ve Ar-Ge harcamalarını sürdüreceklerini söylüyorlar.

Ne var ki, özel sektörün “Yenilenebilir Enerji”ye sıcak bakması yetmiyor.

Siyasi irade önemi.

Enerji verimliliğinde de öyle.

Sohbet ettiğimiz Schneider Electric Ceo’su Jean Pascal Tricoire, enerji verimliliğinde kamu binalarının örnek olması gerektiğini söylerken haklı.