Bunu da ciddiye alıp iyi bir araştırmacı gazetecilik yaptım. Gerçekten andropoza girmiş olabilir miyim?
Bugüne kadar andropozun ne olduğuyla hiç ilgilenmemiştim.
Araştırmaya internetteki çeşitli sitelerden ‘andropoz’ kelimesini araştırarak başladım.
‘Andropoz’ Latince, erkekliğin sonu anlamına gelen ‘andro’ ve ‘pause’ kelimelerinin birleşmesinden oluşuyormuş,
Tahmin edebileceğiniz gibi burada ‘pause’ kelimesine takıldım.
Pause, uzaktan kontrol cihazlarından bildiğimiz bir kelime.
Geçici olarak durdurmak anlamına gelir. Yani o tuşa ikinci defa bastığınızda olay yeniden başlar.
Bu kelimeyi işitince içim biraz rahatladı.
Burada önemli olan şu: ‘Pause’ tuşuna basıp durduran ve sonra yeniden harekete geçirecek parmak kimin?
KADIN 40, ERKEKSE 45 YAŞINDA GİDİYOR
Genellikle kadınlardaki ‘menopoz’ kelimesinin erkek versiyonu olarak kullanılıyormuş.
Menopoz kadınlarda 40 yaşlarından sonra başlarmış. Erkeklerin andropozuysa 45 yaşından sonra.
Menopozda kadının östrojen hormonları, andropozdaysa erkeğin testosteron hormonu azalmaya başlarmış.
Tabii bu da içimi rahatlattı.
Ama asıl içimi rahatlatan şey şu oldu.
Ne kadında östrojen, ne de erkekte testosteron tamamen kaybolurmuş.
Yani çıkmadık canda umut vardır.
ERKEK İNSAN ARASINA ÇIKAMAZ HALE GELİNCE
Erkekte andropozun belirtilerine gelince...
BİR: ‘Hasta’, yani andropoza giren erkek, “İçinde bulunduğu durumu agresif hareketlerle dışa vururmuş.”
ARA DURUM DEĞERLENDİRMESİ: Bende aksilik biraz var da, agresiflik pek yok...
İKİ: Hasta, yani andropozlu erkek, olur olmaz her şeye sinirlenirmiş...
ARA DURUM DEĞERLENDİRMESİ: Mehmet Barlas’ın, spermofobik yazılarına bile sinirlenmediğime göre, bu durum benim için geçerli değil.
ÜÇ: Hasta; yani andropozdaki erkek, doktora gitmeye utandığı için, zamanla insan arasına çıkamaz hale gelirmiş.
ARA DURUM DEĞERLENDİRMESİ: 18 yaşındayken, belediye otobüsünde tacizcilikle suçlandığım günden beri halk arasına çıkamadığım için, bunu değerlendirme dışı bırakıyorum.
DÖRT: Türkiye’de 50-70 yaş arası erkeklerin yüzde 52’sinde cinsel istekte azalma gözleniyormuş.
ARA DURUM DEĞERLENDİRMESİ: Scarlett Johansson yazımı, bu açıdan nasıl değerlendirilebileceğinin takdirini siz sayın okurlarıma ve Tweet’çilere bırakıyorum.
Değerlendirmelerde bir de ‘sabah ereksiyonunun kalitesi’ diye bir madde var ki, ne olduğunu katiyen anlamadım.
ANDROPOZDA OLANLARI ANLAMAK İÇİN BASİT BİR TEST
Türkiye’de köşe yazarlarının yaşına baktığımız zaman, çoğunun yaşı 40’ın üzerinde.
Acaba bu kıstaslar uygulandığında kaçı andropozdadır?
‘Sabah ereksiyonunun kalitesini’ soramayacağımıza göre, gözle görülür temel değerlendirmeyi ancak şu üç kriter üzerinden yapabiliriz:
‘Olur olmaz sinirlenmek’, ‘Halk arasına çıkamamak’, ‘ıçinde bulunduğu durumu agresif hareketlerle dışa vurmak’.
Gazetelerdeki köşelere ve özellikle de televizyonlardaki üçlü, dörtlü oturumlara bu üç bilimsel veriden baktığımda şunu görüyorum.
Türk basınında kolektif bir menopoz ve andropoz durumu var.
Bir başka gerçek de şu:
Medyada menopoz ve andropoz yaşı, 30’lara inmiş...
Yaptığım şu kısa araştırmacı gazeteciliğin kesin sonucu bu...
BEN YAPTIM, KİM ANDROPOZDA KİM DEĞİL KOLAYCA GÖRDÜM
Bugünden itibaren köşe yazarlarına ve televizyonlardaki ‘konuşan kafalara’ bir de bu gözle bakın.
Kim menopozda, kim andropozda kolayca anlayabilirsiniz.
Çünkü teşhisi de çok kolay...
MEHMET BARLAS’TAN KESİNLİKLE SAKLANMASI GEREKEN YENİ YAYINLAR
‘Küçükleri muzır neşriyattan koruma’ kanunları varsa, ‘büyükleri de spermli yayınlardan korumak için’ özel bazı kanunlar çıkarmak gerekecek.
Çünkü toplumumuzda ‘spermofobi’ hızla yayılan bir endişe kaynağı oluyor.
Türkçeye ‘sperm korkusu’ olarak çevrilebilecek bu kavram, 21’inci yüzyılın büyük bir sorunu olmaya aday.
O kanun çıkıncaya kadar sorumluluk sahibi bir medya mensubu olarak uyarı görevimi yapmaya çalışacağım.
Tabii bunu yaparken, muhbir olarak damgalanmamaya da özen göstereceğim.
O nedenle, şimdi anlatacağım bazı yayınların, yasaklanmasını değil, sadece Mehmet Barlas’ın gözünün önünden çekilmesini istemekle yetiniyorum.
BİR GAZETECİ BÖYLE BİR HABERİ ATLAYABİLİR Mİ
Milliyet gazetesinin internet sitesi geçen perşembe ilginç bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı.
Başlığı şöyle: ‘Penis size across Europe’. Yani ‘Avrupa’da penis boyları’...
Sonuçlar şaşırtıcı. Türkler için bir iyi haber bir de kötü haber var.
TÜRKLER İÇİN İYİ HABER: Durumumuz o kadar kötü değil. Ortalama penis boyu bakımından, ıngiltere, Rusya, İspanya gibi dev ekonomileri geride bırakıyoruz.
KÖTÜ HABER: Yunanistan’a yenik düşmüşüz. Ama aradaki fark sadece 10 milimetre...
İNSAF YAHU ORGAZMIN BİLE TARİHİ YAZILIR MI
Geçen hafta Türkiye’de çok ilginç bir kitap yayınlandı.
‘Sel Yayınları’ndan çıktı. Adı şöyle: ‘Orgazmın Tarihi.’
Yazarı Robert Muchembled.
Paris-Nord Üniversitesi öğretim üyesiymiş.
Kitabın alt başlığı da şöyle:
‘16’ncı Yüzyıldan Günümüze Zevkin Öyküsü’
Mehmet Barlas ve andropoz avcılarının korkusundan kitabı gizli gizli okuyorum.
Ama bakarsınız andropozdan dolayı bir gün kafamın tası atar, olur olmaz sinirli bir anımda bu kitabı da yazıveririm.
İtiraf edeyim, zevkin tarihini anlatan kitabı acayip büyük bir zevkle okuyorum.