Paylaş
Öğrenci milleti...
- İki slogan attı diye dayak yer.
- Yumurta attı diye terörist muamelesine maruz kalır.
- Basın bildirisi okudu diye aylarca kodese tıkılır.
- Saçını kestirdi diye zart edilir.
- Poşu taktı diye zurt edilir.
- Devlet büyüğünü protesto etti diye korumalar tarafından tartaklanır.
Kısacası...
Öğrenci milleti Türkiye’de zaten sevilmezdi, “Yeni Türkiye”de hiç sevilmiyor.
* * *
İşte böyle bir ortamda...
Kendisini protesto eden bir öğrenciye uygarca muamelede bulunan Enerji Bakanı Taner Yıldız’ı tabii ki kutlayacağız.
Hatta abartıp alkışlayacağız bile...
Ama işin ama’sını belirtmeyi de ihmal etmeyeceğiz.
* * *
İşin ama’sı şudur:
Eğer bir memlekette...
Öğrenci dövmek, öğrenci tutuklamak, öğrenci coplamak, öğrenci hırpalamak “rutin” hale geldiyse...
O memleketin bakanlarından birinin “rutin dışı”na çıkması, bakan ne denli içtenlikli olursa olsun “göstermelik” kalır.
Özeleştiri ile geri vites
- ÖZÜR dilemesini bilenlere bayılırım.
- Özeleştiri yapanlara hasta olurum.
- Hatasını kabullenenlere şapka çıkartırım.
- Severim burnundan kıl aldıran insanları...
Fakat gelin görün ki...
Epey bir zamandır Bülent Arınç’ın özeleştirileri, özürleri ya da “hata yaptım” türü itirafları herhangi bir etki uyandırmıyor.
Neden acaba?
* * *
Galiba şundan:
Bülent Arınç çok kısa bir süre içinde o denli keskin dönüşler yapıyor ki...
Yaptığı “özeleştiri” midir, yoksa “geri vites” midir, tam olarak anlaşılamıyor.
Bahçeli’de neler değişti
- GÜLÜMSÜYOR. Ne gülümsemesi! Gülüyor. Hem de sıfır kontrolle...
- Şaka yapıyor, takılıyor, espri patlatıyor.
- Özel meraklarından söz ediyor.
- İktidarı bile şaşırtan siyasi çıkışlar yapıyor.
- Kendisiyle dalga geçiyor.
- Giderek daha ılımlı bir hal alıyor.
- Davranış diliyle hayatın siyasetten ibaret olmadığına dair mesajlar veriyor.
- “Memleket için AK Parti dağılmasın” mesajını bile veriyor.
Delikanlı Kemaliste hiç yakıştıramadım
İSTANBUL Barosu Başkanı Ümit Kocasakal için hep
“O delikanlı bir Kemalisttir” derim.
Çünkü tanıdığım kadarıyla Ümit Kocasakal...
- Devlete yaslanmaz.
- Yasaklarla korkutmaz.
- Eşit şartlarda mücadeleye önem verir.
- Tevazu sahibidir, buyurgan değildir.
- Şeffaftır, tartışmaya açıktır.
- Hiyerarşik ilişkiler kurmaz.
Kısacası...
Eskinin statükocu Kemalistlerinde olmayan özelliklerin tümü kendisinde mevcuttur.
* * *
Fakat gelin görün ki...
Eskinin statükocu Kemalistlerinden kalma bir hastalığı var Ümit Kocasakal’ın: O da iflah olmaz bir türban düşmanı...
Her ne kadar “Ben türbanla uğraşmam” falan dese de başında olduğu baroda 28 Şubat döneminde bile söz konusu edilmeyen bir yasağı uygulamaya koydu.
Mesleğe yeni başlayan stajyer avukatları, staj eğitim merkezlerine almama kararı aldı.
Ve bu kararı çok yakışıksız bir şekilde staj eğitim merkezlerinin girişine asıverdi.
* * *
Ve ben bir kez daha şunu anladım ki:
Bu memlekette her yönüyle ezber bozan bir Kemalistle karşılaşmak çok zor...
Tıpkı ezber bozan bir dindarla, ezber bozan bir liberalle, ezber bozan bir solcuyla, ezber bozan CHP’liyle karşılaşmanın zor olması gibi...
Cüppeli’ye yapılan haksızlıklar
NE “Cüppeli’nin müridi” gibi davranacağız, ne de “Cüppeli’nin azılı düşmanı” gibi...
Önümüzde iki yol yok yani...
Cüppeli’nin yanlışlarına işaret ettiğimiz kadar, Cüppeli’ye yapılan haksızlıklara da işaret edeceğiz.
- Mesela Cüppeli’nin evinin polis kameraları tarafından alınan görüntülerinin medyaya servis edilmesine itiraz edeceğiz.
- Mesela Cüppeli’nin pekala tutuksuz yargılanması söz konusu olabilecekken tutuklu yargılanmasına itiraz edeceğiz.
Paylaş