Paylaş
Türkiye’de piyasa ekonomisinin gelişmesiyle bir ‘İslami burjuvazi’nin teşekkül etmekte olduğu kesindir. Laik kesim bu olguyu AKP iktidarının yolsuzluğu gibi algılıyor, eleştirmek için “müteahhit” veya benzeri metaforları kullanıyor. ‘Burjuvalaşma’ olgusundan İslami kesimde rahatsız olanlar ise, bunu dini hassasiyetlerin azalması olarak algılıyorlar, bu açıdan eleştiriyorlar.
İşte, İslami camianın önde gelen isimlerinden Prof. İhsan Süreyya Sırma, 1980’lerden sonra gelişmeyi şöyle anlatıyor mesela:
“O yıllarda işkence kitabım senede
10 bin basardı. Şimdi öyle değil. Senede bin basıyor. Müslümanlar seküler oldular. Kafelerde oturup nargile içmek daha
cazip oldu. Müslümanların bir derdi vardı. O derdi yok oldu. Derdi olmayan seküler olur. Gider gezer, yer, yaşar.” (Yeni Şafak, 27 Aralık)
‘İyi Müslüman’
İslami kesimdeki değişime “piyasa” faktörünün yanında bir de “kadın faktörü”nü eklemek lazım. Okuyan, meslek sahibi olan dindar kadın “analarımız, bacılarımız” gibi ürkek eve kapanık yaşamıyor. Muhafazakâr gazetelerdeki tesettürlü yazarların çoğunun genç, iyi eğitimli, eşitlikçi ve özgürlükçü olmaları yaşanmakta olan değişimin tipik ve önemli bir göstergesidir.
‘Burjuvalaşma’yı ben öteden beri olumlu bulurum. Hem günlük hayatta rasyonel davranışları geliştirir, hem eşitlik ve özgürlük fikrini... 28 Şubat’ın “irticai sermaye” paranoyasına yönelttiğim temel eleştiri, sermayenin irtica değil, modernleşme getireceği idi. Bunu Çevik Bir’e söylediğimde “Sosyologlar kafamızı karıştırır” cevabını almıştım! Sermayenin modernleşmeyi ve rasyonelleşmeyi geliştirme işlevini ben Weber sosyolojisinden öğrenmiştim, tarihi tecrübelerle doğrulanmış bir teoridir. Bizde de doğrulanmaktadır işte.
‘İyi Müslüman’ olmak için niye işkence altında olmak lazım?! Niye yoksul olmak lazım?! Niye kasvetli, gamlı olmak lazım?!
Hayat prensibinin “korkutmamak müjdelemek, zorlaştırmamak kolaylaştırmak” olması gerekmez mi?
‘Burjuva Türkiye’
Bugün bu konuyu yazmamın sebebi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “müteahhitlere sicil vereceğiz” açıklamasıdır. 1 Ocak’tan itibaren defolu müteahhitler kamu ihalelerine giremeyecekmiş. Çok iyi...
Artık standartsız ‘mücahit’ müteahhit olamayacak yani!
Öyledir, piyasa ekonomisinin gelişmesi yeni standartların, rasyonelleşmenin ve hukukun devamlı gelişmesini gerektirir.
Özal’ın başlattığı piyasa sürecinde AKP’nin Anadolu sermayesini desteklemesi ve eğitimin Anadolu’da daha bir hızla yaygınlaşması, dünkü “köylü” ve “kasabalı” Anadolu’yu artık “girişimci” ve “şehirli” hale getiriyor. Kadın eşitliği ve özgürlük gibi fikirlerin gelişmesinin temelinde bu toplumsal dinamik vardır.
AKP’nin siyasi gücü bu “yükselen sınıflar”a dayanmasından geliyor. CHP’nin yükselmesi bu sınıflara açılmasına bağlı...
Bakın, eski dar kalıpların dışına çıkıyoruz yavaş yavaş: CHP laiklik konusundaki o keskin “bürokratik” üslubu bırakıyor... Muhafazakâr camiada “mücahit” tarzı marjinalleşiyor... Arabayı devirmezsek, yarınki Türkiye daha refahlı ve daha ‘burjuva’ olacaktır!
Paylaş