Aynı düzenlemenin bir başka sonucu var. Ceza düşünce, dava özel yetkili mahkemelerin alanından çıkıyor. Tutuklu olanlar tutuksuz yargılanıyor. İddia şu: Bu düzenlemeden Ergenekon ve Balyoz’dan tutuklu olanlar da yararlanabilir. Bu iddia karşısında akla gelen ilk soru, nasıl yani AKP şimdi Balyoz ve Ergenekon sanıklarının tutuksuz yargılanmalarını mı istiyor? Olacak şey değil. O halde AKP şikede cezaların indiriminde neden israr ediyor? Acele bir senaryo devreye giriyor. AKP, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı hapse atarak arasının bozulduğu Fenerbahçe taraftarını şimdi cezaları indirerek yeniden kazanmak istiyor. Pek makul değil. O zaman ne? Hapisten birilerini mi kurtarmak istiyor? AKP içinde görüş ayrılıklarının nedeni bu soru. Eklemek gerek. AKP içinde bu yasadan dolayı ciddi çatlak, patlak beklemek yanlış. Farklı görüşler olabilir, bazıları oylamaya gelmeyebilir ama, bu partide derin yara açmaz.
KİŞİYE ÖZEL
Bu arada Gül’ün veto gerekçesi gerçekçi değil. Yasa kişiye özel düzenleme getiriyormuş, devam eden dava varmış, o davada yargılananlar için bu yasa özel yasa imiş. Cumhurbaşkanı Gül madem kişiye özel düzenlemeye karşı, Necmettin Erbakan’la ilgili özel düzelemeyi şipşak neden imzalıyor? Kişiye özel başka düzenlemeler de var, onlara sesini neden çıkarmıyor? Gül ile Erdoğan’ın arasında su sızmıyor değil, zaman zaman ayrı düşüyorlar. Ara sıra birbirlerini üzüyor olsalar bile, onların ortak yolculuğunu etkileyecek bir durumun doğması epey zor.
ÖZ EVLATLAR İÇERDE
Asıl hayal ya da beklenti başka yerde. Muhalefet neden bu yasanın arkasında? Bir hayal ama, şikeden dolayı ceza indirimi, tutuklu milletvekillerine yarar mı? Bir hayal ama, bu indirim başka davaların çözümüne zemin hazırlar mı? Aslında ne hazin. CHP milletvekili Namık Havutça doğru bir vurguda bulunuyor. Meclis şike yasasıyla başkalarını kurtarıyor, kendi öz evlatlarını, tutuklu milletvekillerini unutuyor. Hayal burada devreye giriyor. Şikede ceza indirimi üzerinden şans belki onlara da güler.
Mehmet Altan’a tırpan
AKP’yi destekleyen en ciddi liberallerden biri. İktidara geldiğinden bu yana, AKP’nin Avrupa Birliği yolunda attığı adımların arkasında duruyor. Anayasa değişikliğini savunuyor, iktidar-muhalefet çekişmesinde AKP’den yana tavır alıyor. Star gazetesi yazarlarından iktisat profesörü Mehmet Altan. Türkiye’de yirmi yıldır tartışılan “İkinci Cumhuriyet” tezinin babası. Benim eski arkadaşım, ancak düşüncelerine büyük ölçüde katılmıyorum. Özellikle AKP’nin felsefesi ve uygulamalarına dönük çok farklı düşüncelere sahibiz. Mehmet Altan bir süredir AKP’yi eleştiriyor. TV’de ve gazete yazılarında. Sonunda cezasını görüyor, haftada yedi gün yazdığı halde, yazıları beş güne indiriliyor. İbretlik bir durum. Mehmet Altan sekiz, dokuz yıldır destekliyor, son aylarda biraz eleştirince tırpanlanıyor. AKP dostane eleştirilere bile tahammül edemiyor. “Yetmez ama evet” diyen, AKP’yi destekleyen diğer liberallerin kulağına küpe olmak üzere.
Türk-İş’in aklına ‘emek’ geldi
SENDİKACILAR görüşmek istiyor, ilgili bakanlar uzun süredir onlara yüz vermiyor. O da ne, bir anda o sendikacılara bir ilgi, bir ilgi, kimseye kolay nasip olmaz. Yüz vermeyen bakanlar bir anda “ne derdin var, hemen çözeriz, merak etme” gibi arka çıkmalarla sendikacıların sırtını sıvazlıyor. Boşuna değil, Türk-İş Genel Kurulu var ve ciddi bir başkanlık yarışı var. Dün başlayan genel kurulda pazar günü başkan seçilecek. AKP’nin derdi, halen Türk-İş Başkanı olan Mustafa Kumlu’nun yeniden başkan seçilmesi. Aniden fışkıran ilginin arkasında bu yatıyor. Buna karşı, Türk-İş’te uzun yıllardır unutulan bir muhalefet baş gösteriyor. Sendikal Güç Birliği Platformu adı altında toplanan muhalif sendikacıların hedefi Türk-İş’te emeğe dönük bir harekete ivme kazandırmak. Anılar platform, Kumlu’nun karşısına Petrol-İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın’ı aday çıkartıyor. Hesaplara göre, Kumlu önde. Muhalefet farkı kapatabileceğini savunuyor. Başka bir gerçek daha var. Yollar özelleşiyor, Yol-İş zayıflıyor. Şeker fabrikaları özelleşiyor, Şeker-İş zayıflıyor. Sendikalar güç kaybedince, siyasal iktidar işçileri dikkate almıyor. En büyük sendikal çatı, Türk-İş buna sessiz kalıyor. Kumlu’yu AKP iktidarı onun için seviyor. Şimdi yeniden emeği düşünen bir muhalefet filizleniyor.