Tehlike: Köylerimiz kuralsız yapılaşmaya açılıyor

HÜKÜMETİN 17 Ağustos tarihinde yayımladığı 648 sayılı kanun gücünde kararname ile Türkiye’de yapı denetim sistemini nasıl gevşettiğini incelerken beni dehşete düşüren bir düzenlemeyle karşılaştım.

Hükümet, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kuruluşunu düzenleyen 27 maddelik bu kararnameyi hazırlarken, nüfusu 5 binden az olan belediyelerin yanı sıra Türkiye’nin bütün köylerini de denetimsiz bir şekilde sonuna kadar yapılaşmaya açmış.
MÜHENDİSLİK BİLİMİ BİZİM KÖYLERE UĞRAMAZ
Son olarak Van’da depremin bazı köyleri olduğu gibi yerle bir ettiğini gördük. Buna en çarpıcı örnek olarak 259 hanenin tümüyle yıkıldığı Gedikbulak köyünü gösterebiliriz. Van’da ölen 605 vatandaşımızdan 66’sı hayatını köylerdeki enkazların altında kaybetti.
Mevzuata baktığımızda Türkiye’nin çok acı bir gerçeğiyle karşı karşıya geliyoruz. Köylerde yapılan evlerin inşaatı hiçbir kurala tabi değil. Türkiye’de, köylerde yaşayan insanları mühendislik kurallarının koruması altına almayan, depremde onları ölümün önüne atan bir düzen var.
Özal döneminde 1985 yılında çıkartılan 3194 sayılı İmar Yasası da eski sistemin bir devamını getirmiş. Yasanın 27. maddesinin başlığı, içeriğini de özetliyor: “Ruhsata Tabi Olmayan Yapılar ve Uyacakları Esaslar”
İlgili maddede şöyle deniliyor:
“Belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmaz. Ancak yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekir.”
Görüleceği gibi, “muhtarın izni” dışında hiçbir kural yok.
KÖYDE YAPI RUHSATI ARANMAZ
 Aslında yasa böyle kalsa bundan memnun olmamız gerekirdi. Çünkü köyler devamlı kentlere göç verdiği için, yeni konut yapma ihtiyacı büyük ölçüde ortadan kalktığından en azından yeni riskler ortaya çıkmıyor.
Ancak bu durum 18 Ağustos’ta çıkartılan kararnameyle radikal bir şekilde değişti. Kararnamenin 22. maddesine yukarıda alıntı yaptığımız 3194 sayılı İmar Kanunu, 27. maddeyi başlığı ile birlikte değiştirerek, “Köylerde Yapılacak Yapılar ve Uyulacak Esaslar” şeklindeki yeni başlığı altında şu hükümleri getirdi:
“Köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için
yapı ruhsatı aranmaz.
Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur. Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir.”
SAHİL KÖYLERİNDE TALAN YAŞANABİLİR
 Değişikliğin birinci püf noktası, eski yasada “köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların yaptıracağı konutlar”dan
söz edilirken, yeni düzenlemede bu ifadenin çıkartılarak köylerin herkes için konut yapımına açılmasıdır.
Maddenin lafzından da görüleceği gibi, herhangi bir köyde artık muhtardan izin alıp hiçbir ciddi sınırlayıcı kurala tabi olmadan inşaat yapabilmek artık mümkün. Yapı ruhsatı ve en son aşamadaki oturma ruhsatı alma koşulları olduğu gibi kaldırılmış, bir bu kadar vahimi hiçbir denetim sistemi getirilmemiştir. Valiliklere verilen “inceleme yetkisi” belli belirsizdir.
Türkiye’nin özellikle büyük kentlerin civarındaki ve ayrıca bütün sahil bölgelerine bitişik alanlardaki köyler imarsız, kuralsız, denetimsiz bir yapılaşmaya açılmaktadır.
TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası Başkanı Necati Uyar, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Pek çok yerde, Ayvalık çevresini örnek verebiliriz, köyler üzerinde zaten büyük bir inşaat baskısı vardı. Ama mevzuat yapılaşmayı önlüyordu. Getirilen düzenlemeyle sahil köylerinde bundan sonra büyük bir talan yaşanabilir.”
Aynı kararnamede, “köyün ihtiyacına yönelik olarak ilk ve ortaöğretim tesisi, ibaret yeri, sağlık tesisi, güvenlik tesisi gibi yapılar için de imar planı şartı aranmayacağı” hükmünün getirilmiş olması, bir başka mahzurlu düzenleme; özellikle Van’da çöken köy ilkokullarının fotoğraflarını gördükten sonra...
Necati Uyar, köylerdeki yeni imar düzeniyle ilgili şu uyarıyı yapıyor: “Kararnamedeki anlayış gelecek yıllarda yaşanacak ölümlerin tek sorumlusu olacaktır.”
Yazarın Tüm Yazıları