Doçentlik jürileri de tamam

TOPLANTIYA ellerinde basılmış komisyon listeleriyle geliyorlar. Üniversiteler Arası Kurul üyesi olan muhafazakar öğretim kadrosu çok hazırlıklı.

Haberin Devamı

Üniversiteler Arası Kurul sayısı 170’e ulaşan üniversite rektörleri ile her üniversiteden bir temsilcinin katıldığı yaklaşık 340 öğretim üyesinden oluşuyor. Son yıllarda kurulan üniversitelere atanan rektörlerin çoğu aynı görüşü temsil ediyor. Dolayısıyla, Üniversiteler Arası Kurul’da artık o görüş çoğunlukta.
Kurulun görevlerinden biri de, komisyon seçmek. Kurul komisyonları seçiyor, komisyonlar doçent jürilerini belirliyor.
Doçent olmak için her yıl ortalama dört bin öğretim elemanı Üniversiteler Arası Kurul’a başvuruyor. Nisan ve Ekim aylarında. Dört bin öğretim üyesi, kendi alanına göre dört bin ayrı jüride sınava giriyor. Her jüri üç ile beş kişiden oluşuyor. Bu durumda komisyonlar jürilere on bine yakın öğretim üyesi seçiyor.
Fizik, tıp, hukuk, edebiyat gibi, her bilim dalına göre otuzdan fazla komisyon var.
HEPSİ DEĞİŞTİ
Üniversiteler Arası Kurul’un bir ay önceki toplantısında muhafazakar üyeler bu komisyonların kaldırılmasını, yeniden belirlenmesini istiyor.
Komisyonlar değişecek, jüriler değişecek, doçent olmanın ölçüleri değişecek. Kurul’da tartışma çıkıyor, oylamaya gidiliyor, çoğunluk komisyonların değişmesine karar veriyor.
Geçen haftaki toplantıda bu karar doğrultusunda yeni komisyonlar seçilecek. Bir de görülüyor ki, belli eğilimi temsil üyeler ellerinde basılmış listelerle katılıyor toplantıya. Doçentlik jürilerini seçecek komisyon üyeleri çoktan belirlenmiş bile. Bir oylama, basılı listelerdeki isimler artık yeni komisyon üyesi.
Yeni komisyonların üyelerinden bir kaç örnek vermek istiyorum.
ORGANİZE YAPI
Dilbilim Komisyonu: Yeni üyeler Ardahan, Düzce, Kocatepe, Yıldırım Beyazıt ve Yeni Yüzyıl Üniversitesinden. Dilbilim için Dil Tarih Coğrafya Fakültesi var, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi var, nerede onlar, hikaye.
Matematik Komisyonu: Amasya, İnönü, Erzurum Teknik, Kocatepe, Fırat Üniversitesinden. Koca İTÜ’den, ODTÜ’den nazarlık tek üye yok.
Cerrahi Tıp Bilimleri Komisyonu: Bezm-i Alem, 18 Mart, Ege, Gazi, Atatürk Üniversitelerinden. Nerede Hacettepe, Cerrahpaşa, Ankara Tıp.
Köklü üniversitelere yüz verilmiyor, çünkü oralarda bizden olan epey az. Oysa, komisyonlar bizden olmalı ki, bizden olan jürileri seçsin, jüriler de bizden olanları doçent yapsın.
Üniversitelerde eskiden çok siyaset yapılırmış, iddiası var. Ya bu ne? Siyasal ölçü akademik ölçünün önüne geçmiyor mu? Üniversitelerde son manzara bu, ötekileştirme. Dışlanan köklü üniversiteler çok rahatsız.

Haberin Devamı

Bütçenin sesini duyan var mı

Haberin Devamı

TEK tük haber çıkarsa çıkıyor, yoksa ne olup bittiğini kimse bilmiyor. Gelecek yılın bütçesinin görüşüldüğü Plan Bütçe Komisyonunda.
Bütçeye başta hükümet önem vermiyor. Muhalefet de, bütçenin içinden toplumun ilgisini çekecek bir konuyu çıkartamıyor. Oysa, gelecek yıl ülke bu bütçe ile yönetilecek. Kim, ne kadar pay alıyor, para nereden geliyor, nereye, ne kadar harcanıyor, kimse bu sorularla ilgilenmiyor. Buna karşılık;
Gelecek yılın bütçesi ile gelir bölüşümü daha da bozuluyor, vergide adalet daha dengesiz hale geliyor. Dolaylı vergilerin payı yüzde 69’a yükseliyor. Dünyada en adaletsiz vergi düzenlerinden biri.
Dolaylı vergi ne demek? Kullanan herkesden alınan vergi demek. Örneğin telefon, sigara, akaryakıt için en zengin de aynı parayı (vergiyi) veriyor, en yoksul da. Onun için adaletsiz.
Toplam vergiler içinde 2002’de yüzde 65 paya sahip olan dolaylı vergiler şimdi yüzde 69.5.
Belki de, bunun için bütçenin sesini duyan pek yok.

Haberin Devamı

Emniyet şeridi vızır vızır

AKŞAMLARI 17’den sonra TEM.
Sözüm ona, saat 17’den sonra TIR’ların geçişi yasak. Kaç gündür saat 17’den sonra gazeteden çıktığımda, görüyorum, ne yasağı, TIR’lar şakır şakır geçiyor, en azından köprü yönündeki trafikte. Hatta, trafiğe takılmamak için, sol şeritte almış başını gidiyor. Nerede denetim, hangi denetim?
Sözüm ona, emniyet şeridi hep açık kalmalı. Ambulans, itfaiye, polis, bozulan arabalar, v.s. için. Hangi yasak, nerede yasak, TEM emniyet şeridi ek şerit gibi, arabalar vızır vızır geçiyor. Geçen akşam hava alanından köprüye kadar tek bir polis aracı görüyorum, Alibeyköy sapağında öyle duruyor. Sonunda dayanamıyorum, 155’i arıyorum, durumu aktarıyorum.
Aramak mı, ne saflık ama, sonraki bir saat emniyet şeridi yine vızır vızır işliyor. Böyle bir denetimsizlikte kaza da olur, insanlar da ölür, herkesin başına her şey gelir.
Depremde binalar denetimsizlikten yıkılıyor diye on gündür davul çalınıyor, ya trafikteki başıboşlukta?

Yazarın Tüm Yazıları