Ne arıyoruz?

Hâlâ neredeyiz?
Belediyelerin günahı muhakkak ama Senin Belediyen-Benim Belediyem tartışmasına girip de işi particiliğe dökerseniz, senin tencerenin dibi’yle benim tenceremin dibi’nden öteye gidemezsiniz.

Haberin Devamı

Erciş öyledir de Dr. Sözen’in İstanbul’u sanki farklı mıdır? Kocaeli’yi hangi parti mahvetmiştir? Ne bileyim? Yalova’nın kimyasını kim bozmuştur?

Karamürsel’den Gölcük’ten kim sorumludur?

- Hâlâ bunları mı konuşacağız?

Tek Parti Dönemi’ndeki Erzincan felaketine kadar mı ineceğiz? Yoksa Abdülhamit’e kadar mı dayanacağız?

Bırakalım bunları da asıl konuya dönelim.

* * *

Binaların depreme dayanıklı olup olmadığı, eğer dayanıksızsa nasıl sağlamlaştırılacağı... Yıkılması gerekiyorsa yüzbinlerce, milyonlarca evin nasıl yıkılacağı...

İçindekilerin nerelere yerleştirileceği, bunun kaç yıl süreceği, kaç milyar dolar gerekeceği...

- Daha sayayım mı?

Konuşulacak bir sürü laf var.

Fakat biz, Senin Belediyen-Benim Belediyem’de kalmışız.

Bugünkü Başbakan, 1994’te İstanbul’a Belediye Başkanı seçildiği gün demişti ki:

Haberin Devamı

-Benim oturduğum ev bile kaçak.

Ne yapacaktık?

Gidip bir önceki belediyelerin yakasına mı yapışacaktık? Bunun sonu yok ki.

Öte yandan...

İstanbul’a vize koyalım denince de hepimiz kıyameti kopardık.

Tartışmaya hiç mi değmezdi?

Yazarın Tüm Yazıları