Bir sabah kalkmışsın, her şey tozpembe

LUNATİK, yanardöner insanlar için alın yazısı hep aynıdır.

Hayat bazen 24 saatlik bir mutluluğu bile size çok görür.

Haberin Devamı

Olağanüstü hayallerle dolu bir geceye yatar, sabaha kapkara bir güne uyanırsınız.
Çünkü böyle yaratılmışsınızdır, naturanız budur.
Bir akşamüzeri, bir kadeh şampanyadan sonra, her şeyi unutur, korkularınızı atar, kolları sıvar, istediğiniz hayatı yaşamaya azmedersiniz.
Heyhat, korkaksınızdır, cüret edemezsiniz, mahalle yine üzerinize abanmıştır.
* * *
İşte öyle günlerde sizi kurtaracak tek şey “milat koymak”tır.
“Yarından itibaren, her şeyi bırakıyorum. Yepyeni bir hayata başlıyorum” dersiniz. Milat koyup, kurtulacağınızı sanırsınız...
Bir sabah Kafka’nın böceği olarak uyandığınız an; işte budur.
Dönüşüm başlamıştır. O günü milat sanırsınız. Aynaya bakma cesaretiniz olmadığı için, dev bir böceğe dönüştüğünüzü de fark etmezsiniz.
* * *
Bugünlerde herkes yeni bir anayasa yapma heyecanı ve telaşı içinde.
Siyasetten başka yazacak hiçbir şeyi olmayanların kalbi kıpır kıpır, her gün konu arama zahmetine kapılmadan “copycat” yazılar yazma heyecanı başlamış.
Anlıyorsunuz ki, sadece çaresiz insanlar değil, çaresiz toplumlar da kendilerine “milat koyarak” avunmaya çalışıyorlar...
İddia ediyorlar ki, o anayasayı yapınca, ülkede her şey güllük güneşlik olacak.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni miladı başlayacak.
Bilmiyorlar ki, dünyanın en iyi anayasasını da yapsan, o otoriter kafayı değiştirmedikçe, ailesinin içindeki şiddeti her gün yayan o erkeği öldürmedikçe, kafasındaki klişeyi en çok övündüğü tabu olarak gururla korumaya çalışanların vasat iktidarı sürdükçe, adaletin gücüne değil, gücün adaletine inanan, daha da kötüsü uygulamaya muktedir zihniyet yok olmadıkça...
Sen istediğin kadar anayasa yap...
Uygulayacak, daha doğrusu uygulamayacak olan insan, yine bu insan değil mi...
Senin kendi kendine veya ötekine vaat ettiğin “demokratik cennet” zahiri bir görüntüden ibarettir.
İşte böyle anlarda, içimdeki isyankâr sormaya başlar.

Haberin Devamı

YENİ ANAYASAYI YAPACAK O ARKADAŞLARA SORULAR

-  Önce, yeni anayasa yapmaya aday Meclis’e döner ve sorarsın:
Kardeşim, nedir bu afra tafra, bu “Şu irili ufaklı bütün dağları ben yarattım, yaratıyorum” edaları.
Arkadaş, siz, yani yeni anayasa yapma misyonunu yüklenmiş sizleri hangi Meclis seçti?
Hangi anayasa çerçevesinde seçilmiş kim bilir kaç Meclis’in yaptığı kanunlar çerçevesinde seçilip o çatının altına geldiniz?
Hadi, utanmayın, samimi cevaplar verin.
Askerlerin yaptırdığı, halkın yüzde 90’ının evet dediği, daha sonra o anayasa çerçevesinde seçilmiş Meclislerin kim bilir kaç değişiklik yaptığı kanunlar ve rejim sayesinde değil mi?
Eee. Ne mani oldu sizin buralara gelmenize... Taksim Meydanı’nda bir “Arap Baharı” vardı da biz mi görmedik?
-  Arkadaş, Kurtuluş Savaşı’nın kurduğu Cumhuriyet; kendini yenileye yenileye bugünlere gelmedi mi? Bu ülkeyi çokpartili hayata, o kutsal savaşı yapan, bu Cumhuriyet’i kuran şimdi yerden yere vurduğun o insanlar geçirmedi mi?
-  Tamam, askeri darbeler oldu. Ama hangisi Hüsnü Mübarek gibi, Kaddafi gibi, Saddam Hüseyin gibi Humeyni rejimi gibi 40 yıl iktidarda kalabildi?
Ne 40 yılı... 3 yıldan fazla kalamadı.
Son kararı yine sandık vermedi mi...
-  Ey, hafızası kısa, bulutlu, sisli arkadaş, bu ülkenin miladı dün başlamadı.
Bu halkın “baharı” Osmanlı’da başladı, Cumhuriyet’le devam etti, çokpartili hayatla devam etti.
* * *
Lunatik, fırdöndü, yanardöner insanlar gibi, lunatik toplumlar da vardır.
Bir gece önce mutlu yatar, sabahı kapkara dünyalara uyanırlar.
İşte o toplumlar, kendilerine her gün yalancı vahalar gibi yalancı milatlar yaratırlar.
Böyle bir sabahta, yeni bir anayasa yapacağız.
Sanmayın ki, o anayasanın yapıldığı akşamın sabahı, dünyanın en mutlu, en adil, en demokratik toplumu olarak uyanacağız.
Bu kafa var ya, bu kafa...
Hani en küçük farklılığa tahammül edemeyen, kendinden başka kimsenin varlığına, farklı hiçbir düşünceye tahammül edemeyen kafa...
İşte onu değiştirmediğin sürece, her gün milat koy, her gün anayasa yap...
Kafadaki o sis dağılmadıkça, hiçbir faydası yok....

Haberin Devamı

-  BASMAYAN KAFALARA ÖNEMLİ NOT: Bu yazıyı yeni anayasa girişimine karşı olduğum şeklinde okumayın. Tam aksine yürekten destekliyorum. Ama Türkiye, kafalarda bir “zihniyet baharı” yaşamadıkça, bir antiotoriter zihniyet devrimi yapmadıkça, yeni anayasanın hiçbir manası olmayacak demek için yazdım.

Yazarın Tüm Yazıları