Yaptığım eleştirilerin geçmişte soyunma odalarına dart atılarak takımın motive edildiğini çok duydum. Ene için kendini gösterme, bahşedilmiş rütbeyi hakettiğini ispatlama zamanı geldi çattı. Öyleyse alın gelin madalyayı, beni mahcup edin.
YILLARDIR diğer basketbol yorumcularıyla bir noktada anlaşamayız... Ben, ‘eksik ve kusurlu iş yapıldığını göre göre, Milli Takım’a pozitif enerji vermek adına, havadan sudan, gelecekteki güzel günlerden bahsederek her şey yolunda dolgusu yapmak, yarardan çok zarar verir’ diye düşünürüm. Ve bu mantıkla hareket edip, kısa sürede çözülebilecek sorunların altını köşeli çizer, ağır eleştiririm. Diğerleri ise yanlışların altına pembe yastıklar koyup, “Bakmayın hazırlık döneminde savsakladığımıza, orada iman gücümüzle devleşiriz” moral şırıngasını vatanperverlik sanısıyla yaparlar. Litvanya’ya ‘yanlış yoldan gidiyorsan’ uyarmak, doğru yolu göstermektir bizim işimiz. Bir nevi navigator görevi. Oralarda parite umut tacirliği değil pratik gerçeklerdir.
Yüzde 40 verim alabiliyoruz
Sağlam kazığa bağladık mı yoksa öylesine Allah’a mı emanet ettik? İstanbul’daki son hazırlık maçında Karadağ karşısında kilit adamlar Hidayet, Ersan ve Ömer Aşık’ta olumlu ışıklar belirdi. Takım ritminde olmasa da bireysel basketbol kalitelerinde artış var. Semih pek katılamadığı için, Ömer Aşık, Enes Kanter ve Oğuz Savaş’tan oluşacak etten duvarı tam öremiyoruz. Son galibiyet pembe bulutlar üstüne çıkarmasın. Tablo parlak değil... Gerçek şu; çok kapasiteli, kaliteli oyunculardan oluşan kadromuzdan ancak yüzde 40 verim alabilir haldeyiz. Üst düzey basketbol takımında olmazsa olmaz temel hücum ve savunma ilkeleri, uygulamaları yerine oturmadı. Şöyle ki; derin kadroya rağmen, seçili bir tarzımız olmadığından, bençten her gelenle onun basketbolunu oynuyoruz. Ortaya çıkan kakafoninin ne getireceği belli olmuyor.
Kontrollü hücum mu, koş koş at mı
Takım ‘sete set kontrollü hücum’ ederek, efendisi olduğu boyalı alanı etkili kullanarak ezer geçer mi? Yoksa ‘koş koş at’ mı oynar? Henüz koç dahil kimsenin kafasında netleşmemiş. Panevezys kentindeki maçlarda sırasıyla Portekiz, Britanya, Litvanya, Polonya ve İspanya ile oynayacak oluşumuz fikstür avantajı sağladı. Grupta ilk 3 sıraya girme şansı büyük ölçüde Orhun Ene’nin Ömer, Oğuz, Enes ve Semih gibi Avrupa standartlarının üstündeki dört pota altı adamını iyi kullanıp, salt dış atış isabetine dayalı basketboldan vazgeçmesine bağlı. Eleştirilerimin geçmişte soyunma odalarına asılıp dart atılarak takımın motive edildiğini çok duydum. Ene için kendini gösterme, bahşedilmiş rütbeyi hakettiğini kamuya ispatlama, çaylaklığından ötürü liyakatını eleştirdiğimden beni mahcup etme zamanı geldi çattı. Bu kadro ile çıtanın madalya olduğunda hemfikiriz herhalde? Alın gelin, beni mahcup edin.