Paylaş
Ben bir başka kanaldan “diyalog ve müzakere” sürecinin işleyeceğini düşünüyorum.
O kanal Meclis Başkanı Cemil Çiçek’tir.
Ve o kanalın işlemesi de Çiçek’in partiler üstü kimliğini hangi ağırlıkta kullanacağı ve ikna edeceğine bağlıdır.
“Bıçak kemiğe dayandı” diyen hükümet, ramazandan sonra vurmaya hazırlanıyor.
Meclis Başkanı olarak yemin krizini çözmeyi hedefleyen Çiçek ise doğal olarak, bayram ziyaretlerinden bir “ortak barış ve müzakere zemini” çıkarmayı planlıyor.
Tanıdığım Çiçek; bayram ziyaretlerini, “makulü bulma ve yemin krizini çözerek, BDP’nin Meclis’e gelmesini sağlama” fırsatı olarak kullanacaktır.
Buradaki soru ise şudur:
- BDP’nin yemin krizine son vermesi, Meclis’te grubu bulunan bir muhatap konumu elde etmesi anlamına gelecek midir?
Sanıyorum Çiçek’in yapmak istediği de bunu sağlamaktır...
Yani BDP’yi Meclis çatısı altında seçilmiş vekilleriyle bir muhatap haline getirmek.
Bu amaçla siyasi partilerle bayramlaşma görüşmeleri için Çiçek’in şimdiden bir strateji ve yol haritası hazırladığını söyleyebilirim.
Uzun yıllar Adalet Bakanlığı ve terörle mücadele üst kurul başkanlığı yapan Çiçek’in konuya olan hâkimiyeti görüşmelerdeki umut grafiğini yükseltiyor.
Açık olan bir şey var.
30 senedir, tankla, topla, tüfekle, olağanüstü hallerle çözülemeyen bu kanlı meselenin bir noktaya gelebilmesi için Meclis çatısı altında yeni anayasa çalışmalarına her vekilin katılabildiği bir dönemin başlaması esas olacaktır.
Bunun için Çiçek’in “bayram planı”nı önemsiyorum.
İKİNCİ YAZI:
Kandil’e operasyon mu?
BAŞBAKAN ’ın “Ramazan sonrası milat olacak” sözünden ne anladık?
Bana göre yeni Genelkurmay Başkanı 30 Ağustos’ta koltuğuna oturduktan sonra çok ciddi bir harekât hazırlığı olacak...
Uzun süreli ve Kandil’e kadar uzanan bir operasyon olabilir bu...
ÜÇÜNCÜ YAZI:
CHP Esad’la görüşür mü?
GENEL Başkan Yardımcısı Osman Koruktürk’le sohbet ederken aynen şöyle diyor:
“Çevremizde müthiş gelişmeler var. Suriye’de olanları görüyorsunuz. Ama hükümet bize bilgi vermiyor. Dışişleri Bakanı haftada iki kez Clinton’la görüşüyor. Ama bize bir şey anlatmıyor. Hiç olmazsa bir müsteşar yardımcısını gönderse. Bizi bilgilendirse.”
Korutürk’ün bu önerisi için sanıyorum Dışişleri’nden bir açıklama gelir.
Ama ondan önce benim aklıma geçmişten bir fotoğraf geldi.
Rahmetli Ecevit birinci körfez savaşı sırasında şimdiki Esad gibi direnen Saddam’la görüşmeye gitmiş ve olayı yerinde görmüştü.
Ecevit o zaman iktidarda da değildi.
Acaba CHP yönetimi, hükümetten bir açıklama beklemek yerine Şam’a bir heyet gönderebilir mi?
Böyle bir inisiyatif kullanabilir mi?
Paylaş