Paylaş
(Siz hiç böyle şiir okudunuz mu..!!? Yazının en altında..)
Ben, o ünlü şarkının, bu dizesini dinlediğim zaman Beşiktaş gelir aklıma..
Neler çekmişizdir neler..!!?
Her yılın, bir ayrı hikayesi vardır bizde..
Öndeyken geriye düşmeler, 1-0 galipken ölüp ölüp dirilmeler..!!
Adrenalin denilen “Şey” can yoldaşıdır Beşiktaşlının..
O olmazsa yaşayamayız biz..
İşte bu yüzden ben,
“Her şey Hak'tan ama zulmetmek kuldan..” der
“Gönül bir zalimi sevdi, ne yapsın..!!?” diye bitiririm gönlümdeki renk türküsünü..
Aslında, ZALİMLERDEN NEFRET ederim..!!
Fakat; hayatta, zulm ettiği halde tek sevdiği kendi takımıdır herkesin ya..
Onun zulmü “Zevk” (Keyif) verir insana..
Bu, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu için hep aynıdır..
Herkes, kendi “ZALİMİNDEN” MEMNUNDUR..
“Zalimini” (Sevdiğini) asla terk etmez..
Sadece renkleri farklıdır oysa..
Zulüm aynı zulümdür..!!
“Hop oturup hop kalkmalar, dövünmeler, ahlar-vahlar, öyle değil de şöyle olsaydı” misali..
İş yerinde, okulda vs vs arkadaşlarınızla süren gün boyu tartışmalar..
Hep O “ZALİMİN” yüzündendir.. “Zalimin” yaptıklarındandır..
Ama gönül, sevmiştir bir kere.. Renkleri farklı olsa da..
İşte, Fenerbahçe’nin İstanbul’daki maçına gelen 2 kardeşin o acı öyküsü..
Yolda otobüs arıza yapar. İner Fenerbahçeli 2 kardeş..
Katil bir kamyon sürücüsü onları ezer ve öldürür..
Gazeteler “Kaza” der, bana göre ise cinayet..!!
Sarı-Lacivertli takımlarının o kritik maçını seyredemez iki kardeş..
Ve o hafta, Beşiktaş tribünleri.. (Hem de sarı – lacivert..)
“Duygular aynı, Renkler farklı.. Başınız sağ olsun..!!” diye pankart açar.
Beşiktaş seyircisinin bu hareketi karşısında kim eğilmez ki..
Ne de güzel anlatmış bu slogan o “Zalimi..”
Duygular aynı, renkler farklı..!!
“Misal, “Onlar” yenildiğinde BİZ, “Biz” yenildiğimiz Onlar kıs kıs gülmüyor mu..!!?
Ama duygularımız aynı.. Renkler farklı da olsa..
Ve ben, bütün bunları düşünürken, bir ölüm haberi geldi..
Uğur Onur Urhan’dan.. Eski gazetecidir.. Fena Fenerlidir ha..!!
Fenerbahçe Gazetesi’nin Haber Müdürü..
“Doğan Katırcıoğlu’nu kaybettik Ağabey” dedi..
Yıllar, yıllar öncesine gittim.. Sene 89-90 idi..
Hürriyet Gazetesi, GAZETE Gazetesi adı altında bir gazete çıkaracaktı..
Orada bir araya gelmiştik..
Özkan Altıntaş, Ulvi Yanardağ aracılığı ile Ali Aksoyer ile beni transfer etmişti..
Gençtik, fişek gibiydik.. Hani derler ya, “Taşı sıksalar suyunu çıkartırlar” diye..
Biz de öyle idik o yıllarda. Ne ölümden korkardık ne de onu küçümserdik..!!
Ölümle dans ederdik ve bunu da marifet sayardık..
Neyse, o yıllarda İstihbarat Servisi’nin 2 önemli TAŞI vardı..
Biri Rıfkı Kadam, Nam-ı diğer değil Nam-ı DEĞER Rıfkı BABA..!!
Onunla birlikte çalışan Bab-ı Ali’cilerin aldıkları ödüllerin gerçek sahibi..
Polis, itfaiye, jandarma telsizi dinler, telefonla istihbarat yapar ve bize bilgi verirdi..
Muhabirler de -deyim yerindeyse- oraya “Nokta Operasyonu” yapar ve haberi getirirdi.
Çok haberci, bu şekliyle, gazetecilik adına ÖDÜL aldı. Oysa bilgi ve kaynak, yılların tecrübesi RIFKI KADAM’dı .. Yani Rıfkı baba..!! O da sıkı ve GİZLİ Fenerbahçeliydi..
Rıfkı Baba’nın PAZARTESİ sendromu vardı..
Rahmetli Rıdvan Yelekçi’ye gider, gizli gizli “Ne olacak Fener’in hali diye” sorardı..!!
(Fenerbahçe Şampiyon olsa bile o soru hala sorulur ya..)..!!
“Gizliliği” şundandı:
O yıllarda, herkes tuttuğu takımın rengini söylemezdi.ETİK olarak “YASAKTI..”
Çünkü, haberde taraf olmak ahlak dışıydı..
Hele hele yorumlu haber yapmak, hem yasak ve etik (Ahlak) dışıydı.
Bu yüzden herkes GİZLİ takım tutardı.. Kolay kolay rengini belli etmezdi.
Belli etmek “taraf” olmaktı.. Bu, mesleki olarak yüz kızartıcı bir şeydi..
Neyse, göçtü gitti bu dünyadan Rıfkı Baba..
İstihbaratın 2. önemli adamı, yani Doğan Katırcıoğlu da gitti onun yanına..
Çok şey öğretti o dönemin genç gazetecilerine.. Onları her zaman korurdu o hep..
“Er Rayn’ı kurtarmak” adına hareket etmezdi kimseler o yıllarda..
Ve ben, gerçek Fenerbahçeli mesleki büyüğüm Doğan Katırcıoğlu’nun cenazesine gittiğimde aklım allak bullak olmuştu..Çünkü, Biz ONA bir sürpriz yapacaktık.
Adına gece düzenleyecektik..
Cemiyet Lokali’den Hıdır’la ve bazı arkadaşlarla bu planı yapıyorduk.
Biz onun için Cemiyette insanları toplayacaktık.
Olmadı .. O BİZİ TOPLADI cenazesinde..
Sıkı Fenerbahçeli’ydi ama..
RENKLERİMİZ AYRI AMA GÖNÜLLERMİZ BİRDİ BİZİM..!!
Haberi “Koklamayı, habere ulaşmayı, haberi toparlamayı, tarafsız olmayı, eğilip bükülmemeyi” hep onlar gibi insanlardan öğrendik..
Onun bunun adamı olmamayı da..!!
Ve, Şair Enver Gökçe’nin dizesi geliyor aklıma:
“Ölüm! Adın kalleş olsun..!!"
Unutmayın, şu basit hayatta “Renkler ayrı AMA DUYGULAR AYNI..!!” kalacaktır!
Doğan ağabey!, söyle oradaki bizimkilere, "Yakında biz de geliriz oralara..
Kim bilir; belki, gazozuna bir de MAÇ “çeviririz..!!”
Ya da çıkartırız yine, GAZETE GAZETESİ’ni..
Gazozuna da olsa yenmek isterim ama..!!
Bu yazının GİZLİ öznesi
Fenerbahçeli Doğan Katırcıoğlu’nun kendi şiirinde gizlidir.
Bu kadar mı güzel ifade edilirdi be Usta..!!
“Hiç çocuklar ağlamasa
Hiç insanlar aç yatmasa
Hiç kimse yumruğunu sıkmasa birbirine
Vurmasa insanlar birbirini
...Kırmasalar insan kalbini
...İşte öyle bir dünya istiyorum.
Çok mu?
Yoksa…
Yok mu?..
Doğan Katırcıoğlu / 1985
Kardeşlik ve insanlık yani..!!
Neyse OC Kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben Can; Orhan Can..!!
Paylaş