Paylaş
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun Mersin bağımsız milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, Tarsus’a bağlı Yenice beldesinin ana caddesi boyunca sıralanmış bütün dükkânlardan içeri girip seçim kampanyası yürütürken, sıradaki kuaför salonundan içeri daldı.
Kürkçü içeri adım atınca, burada çalışan üç genç kızla karşılaştı. Tebessüm ederek “Yenice’nin en güzel kızları burada toplanmış...” diye söze girecek oldu...
Kalabalık grubun birden dükkânın içine doluşmasının şokunu üzerinden atamayan kızlar, utangaç bir şekilde yere baktılar. Kürkçü, durumu toparlama ihtiyacı hissetti ve hemen Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun barış, özgürlük ve kadın hakları için verdiği mücadeleden söz etmeye başladı. Kızlar, daha da suskun bir hale girdiler.O ana kadar sessiz kalan dükkânın patronu, 30’larının henüz başında gözüken Sevtap Karacan, işte tam bu sırada duruma müdahale etti: “Bak, sırf Deniz Gezmiş var diye seni buraya aldım...”
Sevtap Hanım, Dev-Genç’in son genel başkanı Ertuğrul Kürkçü’nün, Mahir Çayan ve arkadaşlarının 12 Mart’ta Deniz Gezmiş’in infazını engellemek için giriştikleri eylemde güvenlik kuvvetlerinin kuşattığı Kızıldere’deki evden sağ kurtulan tek kişi olduğunu okumuştu.
“Şimdi seni görünce” dedi Kürkçü’ye: “Sanki Deniz Gezmiş’i görmüş gibi oldum.”
Kürkçü veda edip ayrılınca, içeride kalıp dükkânın patronuna “Deniz Gezmiş sizin için neyi temsil ediyor?” diye sordum.
Sevtap Karacan, “Çocukluktan beri yani...” dedi ve sustu; ardından “Burası sol görüşlüdür zaten...” diye tamamladı sözlerini...
DENİZ’LERİ SORACAKSIN
Yenice, İkinci Dünya Savaşı’nda İsmet Paşa’nın İngiltere Başbakanı Winston Churchill ile buluştuğu ve tarafsızlık politikasından geri adım atmadığı tarihi zirve toplantısına ev sahipliği yapan kasaba.
Ağırlıklı olarak Türk ve Arap Alevilerin yaşadığı Yenice, 1990 sonrasında güneydoğudaki köy boşaltmalar nedeniyle Diyarbakır ve Şanlıurfa’dan da bir hayli Kürt göçü almış. Bu nedenle Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun ana gövdesini oluşturan BDP’nin kuvvetli olduğu bir bölge.
Nitekim geçen salı günü başından sonuna eşlik ettiğimiz esnaf ziyaretleri sırasında Ertuğrul Kürkçü kendisini oldukça sıcak, dostane bir ortamın içinde buldu Yenice’de.
Ve Deniz Gezmiş’in hatırası da sıkça kendisine eşlik etti. Örneğin, girdiği bir tesisatçı dükkânında, duvarda Hazreti Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin tablolarının yanı sıra Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın fotoğrafları da karşıladı kendisini.
Tesisatçı, yalnızca kuvvetli bir destek vermekle kalmadı Kürkçü’ye, “Deniz’lerin hesabını da soracaksın, değil mi?” diye de sordu.
DURUŞUN YETER
Kürkçü, girdiği her dükkânda tezgâhın arkasındaki kişiden aldığı titreşime göre tepki vermek, diyalogları doğaçlama idare etmek durumunda.
Bir de siyaset yaparken soruları mekânın ruhuna uygun bir şekilde formüle etmesi gerekiyor. Örneğin girdiği bir kuyumcuda “İmalat da yapıyor musunuz?” diye soruyor. Kuyumcu Mehmet Korkmaz’dan “Yapıyoruz” yanıtı alınca, Kürkçü’nün seçime dönük şifreli sorusu geliyor “Ayarı yaptın mı?”
Yanıt geliyor: “Biz ayarı doğuştan yapmışız... Başım üstüne...”
Girdiği dükkânların önemli bir bölümünden eli boş çıktığı söylenemez Kürkçü’nün. Yaptığı sondajlar karşısında muhtelif yanıtlar alıyor. Kimi inşallah diyor. Kimi, elimden geleni yapacağım diyor. Bir başkası “Vekâletimi al, istediğin gibi kullan” diye açık çek veriyor. Bir fırından içeri girdiğinde alkışlarla karşılanıyor. Bir kadın “Yurdumuza barış gelsin” diyor. Bir bakkal “Her biji” (Çok yaşa) diyor. Van’dan yeni göç etmiş simitçi “Seni destekleyeceğiz” diye konuşuyor.
Tabii, kendisinin elini sıkıp hiç renk vermeyen, “Kararınızı verdiniz mi?” sorusuna “Bakacağız...” diyen mesafeli muhataplarla da karşılaşmıyor değil.
Ama yine de bu mahallenin solcu duruşu ve etnik kompozisyonu Kürkçü’nün seçim turundan yüksek bir moralle ayrılmasını sağlıyor. Girdiği bir kahvede emekli olduğunu söyleyen Ahmet Keleş adlı vatandaş önce kendisiyle birlikte hatıra fotoğrafı çektiriyor, ardından “Senin duruşun yeter...” diye sesleniyor.
Kürkçü için çok zor bir seçim olacağa benzemiyor. Mersin’de 2009 yerel seçiminde BDP’ye İl Genel Meclisi için yaklaşık 95 bine yakın oy çıkmış. Bu yüzde ve kampanyanın genel seyri, Kürkçü’nün 12 Haziran’da Meclis’e gireceği yolundaki beklentileri destekliyor.
SERHADO’YU DİNLERKEN
Kürkçü, BDP’liler dışında sol seçmenlerden gelen destekten de çok memnun. Bu arada sıkça Deniz Gezmiş’e atıf yapılması konusunda da “Toplum devrimci hafızasını kazanmaya, devrimci hareketle fikri ve duygusal bir bağ kurmaya başladı” diye konuşuyor. TV dizilerinin de toplumun hafızası üzerindeki “ölü toprağını kaldırdığını” söylüyor. Öğle saatlerine kadar süren kampanya Tarsus’un Fevzi Paşa Mahallesi’ndeki BDP’lilerin irice bir kulübe ile baraka arası bir yapıdaki seçim irtibat bürosunda beyaz plastik masalarda pide, nane, peynir, siyah zeytin, domates ve salatalıktan oluşan sade bir öğle yemeği ile devam ediyor.
Bu sırada dışarıda park etmiş sarı renkli doblo seçim arabasından bir Kürtçe rap şarkısı yayılıyor ortalığa.Söyleyen, Kürtlerin ilk “rap” starı Serhado. Mardinli, Almanya’da yaşıyor. Serhado’nun son derece tempolu rap şarkısının adı Zimane Kürdi (Kürt dili)
“Devrimci hareketin içindeyken günün birinde parlamenter demokrasi içinde yer almak üzere böyle bir kampanya yapacağınız aklınızın ucundan geçer miydi?” diye soruyorum Kürkçü’ye.
“Şahsen benim aklımdan bile geçmezdi. Ben 35 yaşıma kadar yaşayabileceğimi bile düşünmüyordum ki...” diye yanıtlıyor...
Paylaş