İstifa da bir hizmettir

Sezon başlarken, "İkinci ligden ve küme düşen takımlardan alınan oyuncularla ancak küme düşmemeye oynanır" demiştik.

Maalesef haklı çıktık.

İkinci yarıya girerken, sezon başında alınan tüm oyuncuları gönderip yerlerine ikinci sınıf yenilerini alırken de isyan ettik.

Dinletemedik.

Çünkü Galatasaray'da akıl devre dışı.

Çünkü Galatasaray'da vizyon çağ dışı.

Sanki Türkiye'nin batıya açılan penceresi kapanmış.

Sanki, kuruluş ilkesi 'Türk olmayan takımları yenmek' olan kulübün hafızası silinmiş.

Manzara çok net:

Takım yenilgi rekorlarını alt üst ediyor.

Puan basamaklarını bir bir iniyor.

Harcanan paranın hesabı bilinmiyor.

Önümüzdeki sezonda takımda kalacak futbolcu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Maalesef Arena'da bile yüzler gülmüyor.

Derler ki;

Arap ülkelerinde en çok bağıran, en çok gürültü yapan kavganın galibidir.

Dünya desibel rekorunun kırıldığı maçta bile yenik ayrılan takım neyin nesidir?

Halkına kurşun sıkan Kaddafi'ye NATO müdahale ederken...

'Nato kafa nato mermer' bir zihniyetin elinde eriyen, taraftarını kahreden Galatasaray'ın ilacı nedir?

Gelinen noktada istifanın da bir hizmet olduğunu anlamak için daha ne gerekir?

***

Maçı analiz etmek spor adamlarının görevi...

Ben bir gazeteci olarak, bir Galatasaraylı olarak ve her şeyden önemlisi bir insan olarak şunu söylemek zorundayım.

Kadıköy'de, 52 bin taraftarın önünde sinirlerine hakim olamayan ve bunu yıllardır mağlubiyete mazeret olarak gösteren Galatasaraylı futbolcular, yöneticiler bu maçtan ders çıkarmalı.

Sahaya fırlatılan rakı şişesine rağmen soğukkanlılığını koruyan ezeli rakibimizin futbolcularını tebrik etmeli...

Futbol bu; yenersin yenilirsin...

Ama mekanın takımı oynatmaya yetmeyeceğini artık öğrenmelisin.

***

Son söz:

Saat 22:45...

Orada kimse var mı?

ibaydar@hurriyet.com.tr