Hukuk devletine elvedaya doğru

AKP için demokrasi amaç değil, araçtır.

Haberin Devamı

Kendi iktidarını dikensiz gül bahçesine çevirmek, ülkeyi keyfince yönetebilmek, attığını atmak, sattığını satmak istiyor.
O nedenle Silivri’yi kendisine karşı olanları susturmak için kullanıyor.
Orada görevlendirilen özel yetkili mahkemelerin baktığı davaların ne zaman biteceği belli değil.
Çünkü AKP bu davaların yıllarca sürmesini istiyor.
İçerde yatanların tutukluluklarının sürmesi dışarda muhalefet yapmak isteyenleri korkutuyor.
Kimse kuşku duymasın, hukuktan yoksun bu davalar sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidecek.
Sami Selçuk’a göre iki neden var:
Tutukluluk süresinin uzaması.
İddianamelerin yazılış biçimi.
Ünlü hukukçu “Dünyanın hiçbir yerinde iki, üç bin sayfalık iddianame olmaz” diyor. Sonra da ekliyor: “Böyle bir iddianame düzenleyen bir ekibe bu kadar önemli bir davayı ben teslim etmem.”

Silivri’de sürdürülen davalarda ayrıca bir sürü usulsüzlükler de var.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı tutuklamalar...
Yasal olmayan telefon dinlemeleri...
Polis tarafından uydurma kanıtların üretilmesi gibi.
İnsanlar aslı astarı olmayan suçlamalarla hukuk normlarına aykırı şekilde içerde tutuluyorlar.
Mahkûm olmadan cezalandırılıyorlar.
Bütün bunlar Türkiye’nin hukuk devletinden hızla uzaklaştığını ortaya koyuyor.
Adalet Bakanlığı’ndan 4 müfettişin yönetimindeki 20 polis geçtiğimiz günlerde Prof. Mehmet Haberal’ın odasını aramak için hastaneyi bastı.
Amaç, Haberal’ı hastanede yatıran doktorlara gözdağı vermekti.
Bunu bir hukuk devletinin duyarlığı ile değil, bir terör örgütünün hücre evini basar gibi dehşet salarak yaptılar.
Bütün hastaneyi, hatta Haberal’ın odasının önündeki nöbetçi jandarma erlerini bile terörize ettiler.
İnsanları yerlere yatırdılar, cep telefonlarını topladılar, ittiler, kaktılar.
Böyle bir hukuk devleti olur mu?
Bir hukuk devletinin böyle müfettişleri, böyle polisi olur mu?
İşte AKP’nin getirdiğini iddia ettiği ileri demokrasi...

AKP iktidarı yüksek yargıyı tamamen ele geçirdi.
Torba yasa yürürlüğe girince artık yargı bağımsızlığı ortadan kalkmış olacak.
Böylece iktidar tamamen denetimsiz kalacak.
Demokrasi, otokrasiye dönüşecek.
Böyle bir dönem ya faşizmi ya da anarşiyi getirir.
Ya kırk katır, ya da kırk satır misali.
Tanrı Türkiye’yi böyle bir felaketten korusun.
İş işten geçmeden ülkesini seven herkes de aklını başına toplasın.

Müjdat Gezen onur abidesidir

İKTİDARIN yeni hedefi belli ki sanatçı Müjdat Gezen.
Niye kızıyorlar Müjdat Gezen’e?
Başbakan’ın, bakanların çevresinde dönmüyor.
Onlardan destek istemiyor.
Cumhuriyet’i, Atatürk’ü, demokrasiyi, hukuk devletini savunuyor.
Muhalefet yapıyor, doğruları söylüyor.
Boşuna uğraşmasınlar... Benim tanıdığım Müjdat Gezen kafasını kesseniz doğru bildiği yoldan dönmez.
Yüreklidir.
Kimsenin önünde eğilmeyecek kadar da onurludur.

 

Yazarın Tüm Yazıları