Paylaş
Ortalık bir kez daha toz duman…
Kimilerine göre, stat açılışında yaşanan protestolar demokratik bir hak.
Kimilerine göreyse, stadın yapımında başrolü oynayan Başbakan Erdoğan’a karşı yapılmış büyük bir vefasızlık ve terbiyesizlik.
Galatasaray Kulübü’nü yönetenler de ikinci görüşü benimseyip Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan defalarca özür dilediler.
İyi de ettiler.
Çünkü Başbakan Erdoğan, kurdele kesip başı ağrımadan stadı açabilecekken, ortaya çıkan eserin heyecanını Galatasaray camiasıyla paylaşmak için oradaydı.
Ve orada misafirdi.
Dolayısıyla, öyleydi-böyleydi, aksırma-tıksırma ve bilumum yan unsurlar, temel nezaket kurallarının göz ardı edilmesine gerekçe olamaz.
Ama bir de madalyonun diğer yüzü var...
+ + +
O gece açılışta olan, stadın bütününe hakim bir noktada oturup olan biteni tüm çıplaklığıyla gözlemleyen biri olarak süreci özetlemek isterim:
İlk yuhalama, Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın stadın tanıtımı ile ilgili barkovizyon gösterisinde belirmesi ile yaşandı. Fazla güçlü değildi.
Sonra, Başbakan’ın açılışa katılacağı anons edildiğinde yuh sesleri yükseldi. İlkinden daha kuvvetliydi.
Bu ilk iki olay yaşanırken Başbakan henüz tribünde değildi.
Adnan Polat konuşması sırasında Başbakan’a teşekkür edince üçüncü kez ‘Yuh’ sesleri yükseldi.
Aynı anda alkışlayanların sayısı da hayli fazlaydı ama ıslıkların gölgesinde kaldı.
Gelelim filmin koptuğu noktaya…
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, -ki kendisi de Galatasaraylı’dır- toplum psikolojisini hiçe sayarak, hayli ateşli bir ses tonuyla ve sonunda söyleyecekleri doğru olsa bile öyle yanlış bir yerden konuşmaya başladı ki, olanlar oldu.
Tepkiler infiale dönüştü.
Başbakan ve beraberindekiler stadı terk etti.
Açılış skandala dönüştü.
+ + +
Sonrasında yaşananlar ise, başka bir skandal.
Özelikle de Galatasaray Yönetimi adına...
Mesela, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Spor A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Selim Terzi’nin Twitter hesabına yazdığı şu sözler:
“Galatasaraylılığım’dan utanıyorum. Başbakanı, TT Arena’da yuhalayanların babaları belli değildir, buna eminim. Şerefsizler yuhalayan kahpe GS taraftarı…”
Devlet Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış’a bağlı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Müşaviri Yasin Ekrem Serim de şunları yazdı:
“Böyle bir şerefsizlik yok. Nankörsünüz... Kimin sayesinde o statta maç izliyorsunuz. Kim yaptı lan o stadı size. Geri zekalı, kuş beyinliler...”
Açıkçası, statta yaşananlardan dolayı özür dilemesini bilen Galatasaray Yönetimi’nin, 106 yıllık bir camianın haklarını korumak adına özür talep etmesi de gerekir.
Başkan Adnan Polat’a, Galatasaray Başkanı seçildiği Galatasaray Lisesi’ndeki tarihi salona adını veren Tevfik Fikret’in şu dörtlüğünü hatırlatarak yazıyı bitirmekte fayda var
Kimseden fayda ummam, dilenmem kol kanat...
Kendi boşluk ve gök kubbemde uçar giderim...
Eğilmek, esaret zincirinden ağırdır boynuma..
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim.
Paylaş