Kadın istihdamı: İşte somut öneriler

TÜSİAD, 40. yıldönümünde yine kadını masaya yatırdı.

Tam 10 yıl önce “Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru Yürüyüş” Raporunu yayınlamış olan TÜSİAD önceki gün çalışma hayatında kadını masaya yatıran bir panel ve çarpıcı bir filmle karşımızdaydı.
Film derneğin Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Nur Ger ve ekibi tarafından hazırlanmış.
Filmin kısaltılmış versiyonları 8 Mart’a kadar Anadolu’da çeşitli televizyon kanallarında gösterilecek.
TÜSİAD’ın bu girişimi, Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl Türkiye’yi son sıralara yerleştiren “Cinsiyet Uçurumu Raporu”nun nihayet ciddiye alındığının kanıtı.
Zira, iş yaşamında yüzde 24’lük, siyasette ise yüzde 9’luk oran bizi yıllardır sonunculuklara mahkûm eden nedenlerin başında geliyor.
TÜSİAD’ın iki çalışması arasında 10 yıl var.
Kadın istihdamında bir arpa boy gitmediğimiz gibi, gerilere düşmüşüz.
Nedeni basit:
Kadın istihdamını arttırmak ancak yasal düzenlemelerle, teşviklerle mümkün.
Siyasi irade olmazsa olmaz koşul.

SİYASİ PARTİLER YARARLANABİLİR

Bunun örneklerini, hangi ülkenin ne yaptığını ortaya koyan bir kitap var artık elimizin altında.
TÜSİAD’ın panelistleri arasında olan İTÜ öğretim görevlilerinden Doç. İpek İlkaracan’ın “İş ve Aile Yaşamını Uzlaştırma Politikaları” kıymetli bir rehber.
Seçim yaklaşırken, kadına yönelik politikalar oluşturmak isteyen siyasi partiler için özellikle.
Umarım bu çalışmadan yararlanan partiler olur.
İpek İlkkaracan, “Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği”nin katkısıyla gerçekleştirmiş kitabını.
Kitapta, kadın istihdamını arttırmayı başaran yedi ülkeyi mercek altına almış.
Dördü gelişmiş, üçü ise gelişmekte olan ülkeler.
Bu ülkelerin tümü esnek çalışma saatler gibi düzenlemeler yaparak, yaşlı ve çocuk bakım yükünü hafifleterek kadının çalışmasını sağlamış.
Örneğin İspanya’da kadının işgücüne katılımı 1976 yılında yüzde 30’un altında.
2008 yılı sonunda yüzde 50’nin üzerinde.
Ne yapmış İspanya?
Babalara “babalık izni” getirmiş, annelere “vergi indirimi, esnek çalışma saatleri uygulamış, devlet okullarında kreş sayısını arttırmış.

GÜNEY KORE VE MEKSİKA ÖRNEKLERİ

İspanya’nın aldığı önlemler bunlarla sınırlı değil elbette benim daha fazla detaya girmeye yerim müsait değil.
Güney Kore, 2000 yılından itibaren çocuk ve yaşlı bakımı için kamu yatırımlarını önemli ölçüde arttırmış.
Kreşlerdeki çocukların sayısı 1990’lu yıllara göre 20 kat artmış.
Yaşlı bakımı, hamilelik izni, esnek çalışma saatleri gibi önlemlerle Güney Kore’de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 58.
Kimi alanlarda model gördüğümüz Uzakdoğu’nun bu geleneksel toplumu bizden fersah fersah ileri bir durumda.
4-5 yaşlarındaki çocukların ana okul öncesi eğitim sorununu yüzde yüz çözen Meksika’da ise çalışan kadın oranı yüzde 47.
Bakalım bu örneklerden yola çıkarak kadın seçmenlerine vaatlerde bulunacak bir siyasi parti görebilecek miyiz?

Zorlu ‘kreş’, Özyeğin ‘üst yönetimde kadın’ diyor

TÜSİAD üyeleri arasında gerçekleştirilen ankette çalışan kadın oranı yüzde 35 çıkmış.
Üst kademelerdeki kadın oranı ise yüzde 43.
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, “Bu oranlar yeterli değil. Anketleri periodik olarak tekrarlayacağız” diyor.
Önceki gün izlediğimiz filmde çarpıcı kareler var.
Cam temizlemek için hayatını neredeyse tehlikeye atan temizlikçi kadın...
Sosyal güvencesi bile yoktur.
Sabahtan akşama tarlada ömür tüketen kadın...
Emeğinin karşılığını asla almamıştır.
Filmde erkeklerin ağzından, kadını güçlendirecek, çalışma hayatına atılmasını sağlayacak bazı somut önlemlere kulak veriyoruz.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, “Kreş imkanları gerek özel girişimlerle, gerek kamu ve belediyeler tarafından yaygınlaşmalıdır” diyor.

SANCAK’TAN KOTA TALEBİ

Hüsnü Özyeğin, “Şirketlerin tepe noktalarında ve orta kademelerinde daha çok kadın” talep ediyor.
Ethem Sancak, “Hiç gocunmadan ister kota deyin, ister pozitif ayrımcılık kadının yönetime katılması gerek” diyor ve kotaya karşı çıkan Başbakan Erdoğan ile ters düşüyor.
Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, “Meclis’te kadın temsili en az yüzde 30 olmalıdır” diye konuşuyor.
Oyuncu Kenan İmirzalıoğlu, kadının emeğinin karşılığını almasını istiyor ve sosyal güvenceye vurgu yapıyor.
Ali Sabancı en net olanı.
“Sadece erkeklerin egemen olduğu 36 milyonluk bir ülkede mi yaşamak istiyorsun. Yahut özgüvenli kadınların yetiştiği 72 milyonluk bir ülkede mi” diye soruyor.
Erkeklerin ağzından kadınlar için çözümler sunmak güzel ancak benim bizzat TÜSİAD’dan daha somut çözümler beklentim var.
Örneğin şirketlerinde kadın kotasını uygulasın.
İş yerlerinde kreş uygulamasını yaygınlaştırsın.
Yazarın Tüm Yazıları