Tatminsiz bir erkeğin feryadı

YİNE 40 yaş kadınına konuşuyorum.

40 yaş diyorsam, bilin ki, 50’den de söz ediyorum.

Bugünün 50’si, dünün 40’ıydı.
Bakın, Heidi Klum ne diyor.
Süper model.
Parasını silûetinden kazanan kadın.
Hem de kıvırtmadan, evirip çevirmeden, üstüne basa basa söylüyor:
“Genç görünmek için kilo alın...”
* * *
O bir kadın...
Daha 37 yaşında.
Eksik söylüyor.
“Genç görünmek için kilo alın” diyor.
Ben erkeğim ve eksiği tamamlıyorum.
“Güzel olmak için kilo alın...”
“Kadınlığınızı ortaya çıkarmak için kilo alın.”
Samimi söylüyorum. Ta, şuramdan gelerek söylüyorum.
Biliyorum, bazıları yine “Senin zevkin böyle; büyük göğüslü, geniş kalçalı kadınları seversin” diyecek.
Öyleyse aradan çekileyim, sözü yine Heidi Klum’a bırakayım.
“Yaşlanmakta olan kadınlara verilebilecek en iyi tavsiye şudur: Çok zayıf olmayın. Kemiklerinizin üzerinde biraz et olması her zaman daha iyidir. Sadece kastan ibaret olursanız yüzünüz süzgün görünür.”
* * *
Yine eksik...
Yine ben tamamlayayım.
Kadın hatları, Allah’ın yarattığı en güzel estetik çizgilerdir.
Çok zayıf beden, o çizgileri siler süpürür.
İşte o nedenle gelin diyorum; gelin kadın erkek bir olalım; kadınların kafasındaki bazı putları kırmaya başlayalım.
Mesela “Madonna” miti.
Sanmayın ki, erkekler 50 yaşındaki takallus etmiş, adaleli Madonna’yı beğeniyorlar.
Yok böyle bir şey.
Erkekler, Dolce Gabanna fotoğraflarındaki Madonna’ya hayranlar.
Göğüslerini, kalçalarını, kadın duruşunu adalesiz biçimde sergileyen 50’li yaşlardaki kadına.
Kadın hatlarını, Akdeniz lakaytlığı ile teşhir eden Madonna’ya bayılıyorlar...
* * *
Uzun süreden beri kadınlara bazı “erkek duyguları” anlatmak istiyordum.
Tabii bütün erkeklerin değil.
Kadın konusunda kafa yoran, kadın konusunda mustarip erkeklerin duygularını kastediyorum.
İşte o erkekler çoğunlukla kafalarında bir “kadın efsanesi” yaratırlar.
Sonra bir gün o “efsane kadınla” karşılaşırlar.
“Efsane kadın”, kadın efsanesinin yerini alır.
Bir daha da hiç gitmez.
Erkek efsane kadınını bulur ama, asıl sıkıntısı o zaman başlar.
O kadını seyrederken aldığı hazzı bir türlü yeterince ifade edemediğine inanır.
Bulduğu her kavram eksik kalır.
Abartır, abartır; ama abartma bile yetmez.
O an Allah’tan istediği tek şey, erkek gözlerini o kadına vermek ve o gözlerden kadınını kendine seyrettirmektir.
Elinde kudret olsa, içindeki simyacıya vereceği tek emir şudur:
“Al şu erkek beynimi, efsane kadınımın aynasına çevir.
Çevir ki, benim gözlerimle seyretsin, benim beynimle görsün.”
Ebedi tatminsizdir.
Aşkı, tutkuyu, sadakati ifade edebileceği başka hiçbir şey onu tatmin edemez.
Seyretmenin sansürsüz hazzını şebeke kaybı olmadan efsane kadına hissettirebilmek.
Heyhat, hiçbir zaman muvaffak olamaz...
Efsane kadın için ödenecek bedel de budur.
Ebedi bir tatminsizlik, anlatamama duygusu...
Ama doğduğu günden beri o bedeli ödemeye hazırdır.
Yazarın Tüm Yazıları