Deniz Baykal son noktayı koydu

Ne diyor Baykal:
“Seçilmiş bir genel başkan var. Partiyi seçime o götürecek. Hepimize düşen görev ona bu çabasında yardımcı olmaktır...”
Ve devam ediyor:
“Partide genel başkanla ilgili bir sorun yoktur. Genel başkan görevinin başındadır. Ona yönelik herhangi bir tartışma söz konusu değil. Partide MYK ve PM ile ilgili tartışmalar yaşanıyor. Bunların bir kısmının hukuki bir kısmının siyasi sorunu var. Bu tartışmaların çözümü de aile meclisidir. Siyasette kırgınlık diye bir şey olmaz. Gergin anlarda dahi bir tartışma içinde olduğum arkadaşlarıma karşı, gönlümde bir kin duygusu olmadı. Hiçbir zaman tartıştığım arkadaşlarım hakkında olumsuz tek bir cümle söylemedim. Söylemedim çünkü, iç dünyam bu değildi. Ben elimden geldiğince anlayışlı davranıyorum. Diğer arkadaşların da bu şekilde sürdürüyor olması çok önemlidir. Kimseyle küslüğüm kavgam yok...”
Deniz Baykal, bugün Türk siyasetinin en deneyimli, en birikimli kişilerinden biridir.
Her ne kadar genel başkanlıktan ayrıldıktan sonra kendisi yalnız bırakılmaya, uzaklaştırılmaya çalışılsa da inatla ve ısrarla mücadelesini sürdürmeye devam etmiştir.
Baykal bir iddia adamıdır.
Siyaset de iddiayla yapılır.
Baykal, uzun yıllar CHP’nin genel başkanı olarak görev yapmıştır.
Başarılı olmuştur, olmamıştır.
Bunun cevabını kamuoyu ve partinin yetkili organları verecektir.
Ama Baykal, bu sözleriyle ve tavrıyla bana göre partideki seyri netleştirmiştir.

Tek gerçek var, o da parti içi demokrasi

Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bu tartışmalar, kadro hareketleri bizi şaşırttı mı?
Yıllardır siyaseti yakından takip eden bir gazeteci olarak şahsen hiç şaşırmadım.
Örnek mi?
O kadar çok ki...
CHP’nin şu an için en güçlü olduğu yer olarak en gösterilen İzmir’de her şey güllük gülistanlık mı sizce?
Açık açık yazayım...
Paramparça...
Partililer hangi tarafa gideceğini şaşırmış durumda...
Baykal’cılar, Sav’cılar, Kılıçdaroğlu’cular diye adlandırılan isim listeleri havada uçuşuyor.
İl başkanlığı seçimleri kaç yıldır İzmir’de yapılmıyor, hiç aklınıza geldi mi?
İlçe başkanları...
Diyebilirsiniz...
“Diğer bütün partilerde de öyle...”
Doğru...
O yüzden bu yorumları sadece CHP için algılamayın.
Ama CHP’deki kadro hareketleri her zaman daha keskin olmuştur. Atamayla yapılan il başkanlığı tercihleri belli ki, her partide sıkıntı yaratıyor. Teşkilat çalışmıyor, siyaset bir kadro hareketi olarak algılanıyor.
Daha net yazalım...
İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, şimdi sizce hangi kadroya destek veriyordur?
İlçe başkanları...
İzmir milletvekillerinin dağılımını nasıl yapmak lazım...
Bu tercihlere göre il başkanı yeniden değişecek midir?
İl başkanıyla büyükşehir belediye başkanının ve metropol ilçe belediye başkanlarının arası nasıldır? Yoksa yeni duruma göre mi şekillenecektir?
Bir sürü cevap bekleyen soru...
Ama en doğrusu...
Partilerde demokratik süreci işletmekten geçiyor.
Atanmış değil seçilmiş, ilçe başkanları, il başkanları, meclis üyeleri, belediye başkanları, milletvekilleri halkın önüne çıkarmazsanız istikrar yakalayamazsınız. Bu gerçek her parti için geçerlidir.

Biz kimlerin devamıyız?

Kimlerin devamıyız biz? Osmanlının devamı olduğumuz kesin. Borçlarını bile ödemişiz kuruşu kuruşuna...
Ama sadece Osmanlının mı? Yanıt, ne kadar geriye gitmek istediğinize bağlı... Orta Asya’daki atalarımızın, Sümerlerin, Elamların, Asurların, Akatların, Hititlerin, Hattilerin, Hurrilerin, Luvilerin de devamıyız; kısmen de olsa...
Truvalıların, Likyalıların, Karyalıların, Frigyalıların, Lidyalıların devamı olduğumuza da pek itiraz geleceğini sanmam.
Ama “Bizansın devamı olabilir miyiz?” sorusuna karşı mutlaka sesler yükselecektir. Geçmişte ihtilalcilere methiyeler düzen, adlarını nerelere koyacakları konusunda birbirleriyle yarışan, bugün ise demokrasi dersleri verip, tabelaları en önce kim değiştirecek diye savaş verenler, Bizans’tan miras kalmış olmasın bizlere?
Yoksa Romalıların mı devamıyız? Merak etmeyin; Roma uygarlığının temelinde yer alan Etrüsklerin mezarlarında yapılan bilimsel araştırmaların sonucunda bu insanların genetik açıdan Türklerle çok yakın olduklarını filan söylemeyeceğim.
Sadece yakın dostu Brütüs tarafından hançerlenen Sezar’ı anımsatacağım sizlere...
Şöyle bir bakın etrafınıza... Kaç modern Brütüs göreceksiniz?
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)