Gül’den BM’ye ‘Kadının rolünü güçlendirelim’ mesajı

BİRLEŞMİŞ Milletler’de bütün yollar kadınlara çıkıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önceki sabah Birleşmiş Milletler’de düzenlenen “Yoksulluk, Açlık ve Cinsiyet Eşitliği” başlıklı yuvarlak masa toplantısında yaptığı konuşma kadının rolüne dönük kuvvetli göndermelerle doluydu.

Gül, konuşmasında şöyle dedi:

“Kadının güçlendirilmesi kendi başına bir hedef değildir. Aksine, bütün kalkınma hedeflerinin de merkezinde olan bir hedeftir. Kadının hak ettiği yeri almasına izin verilmeyen bir toplumda ekonomik ve sosyal kalkınma sürdürülebilir kılınamaz.”

BARIŞIN GELECEĞİNDE KADININ ROLÜ


Gül, yine önceki gün öğleden sonra BM Genel Kurulu’nda Birleşmiş Milletler’in yeni binyıl kalkınma hedefleri için düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada ise bu kez kız çocuklarının eğitimi hedefini vurguladı. Gül, Türkiye’nin ilköğretimde yüzde 100 oranda okullaşma hedefine doğru ilerlediğini anlatırken, bunda kız çocuklarının okula gönderilmesi için annelere yapılan doğrudan yardımların da önemli bir rol oynadığını belirtti.

Kadının konumunun güçlendirilmesi, BM’nin yeni binyıl hedeflerinin gözden geçirildiği bu yılki toplantılarda çok geniş bir yer tutuyor. BM içindeki çalışmalarda, kadının rolü artık yalnızca bir eşitlik meselesi olarak ya da toplumsal gelişmedeki işlevselliği bağlamında görülmüyor. Aynı zamanda, kadının rolünün yükselmesiyle barışın güçlendirilmesi hedefi arasında doğrudan ilişki kuran kuvvetli bir içtihat da yerleşiyor.

Bu noktada Türkiye’nin de siyasetçi, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler düzeyinde BM’de bu alanda yapılan çalışmalarda oldukça aktif bir rol oynadığını belirtmeliyiz.

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER İÇİN İSTANBUL ZİRVESİ


Cumhurbaşkanı Gül’ün katıldığı bu yılki BM toplantıları, kadının rolünden açlık ve yoksullukla mücadeleye, iklim değişikliğinden biyolojik çeşitliliğin kaybı başlığına kadar insanlığı 21’inci yüzyılda bekleyen bütün temel sorunların masaya yatırıldığı çok geniş bir gündeme yayılıyor.

Binyıl Kalkınma Zirvesi olarak açılan bu yılki toplantılarda, 140’a yakın ülke devlet başkanı ya da başbakan düzeyinde temsil ediliyor. Bundan önce 2000 yılında belirlenmiş olan on yıllık kalkınma hedefleri bu yılki toplantıda gözden geçirilecek ve zirve sonunda yine 10 yıllık bir döneme yayılan yeni bir hedefler bildirisi açıklanacak.

Küresel ekonomik krizin özellikle en az gelişmiş ülkelerin durumunu daha da kötüye götürmesi, yoksulluğun ve açlığın yayılması, bu ülkelerin durumuna daha yakın bir ilgi gösterilmesini zorunlu kılıyor. Bu grupta yer alan 49 ülkenin BM çatısı altındaki zirve toplantısının önümüzdeki haziran ayında İstanbul’da yapılacak olması, Türkiye’ye bu alanda da önemli bir rol yüklüyor. Bu zirvenin sonunda bir “İstanbul Eylem Planı” açıklanması bekleniyor. Bu haliyle Türkiye, bir yandan kuzey-güney ekseninde “G-20” grubu içinde dünyanın en zenginleriyle birlikte yer alırken, diğer yandan da güney-güney ekseninde en az gelişmiş ülkelerin sorunlarına da sahip çıkarak, bu yönde inisiyatifler üstlenerek arada bir tür köprü rolü üstlenmiş oluyor. Gül, önceki gün BM’deki konuşmasında Türkiye’nin üçüncü ülkelere kalkınma desteğinin yardımlarının yılda 1.5 milyar dolara ulaştığını da açıkladı. Bu rakama sivil toplum kuruluşlarının yardımları da dahil.

GÜVENLİK KONSEYİ’NİN SAĞLADIĞI FIRSATLAR

Türkiye, bu yılki BM toplantılarında kuşkusuz Güvenlik Konseyi üyesi olmasının getirdiği çok önemli avantajlardan da yararlanıyor. Özellikle BM Genel Kurulu’nun açıldığı eylül ayında Güvenlik Konseyi’ndeki dönüşümlü başkanlık sırasının Türkiye’ye geçmiş olması, pek çok fırsat sunuyor.

Bu çerçevede, Türkiye, yarın BM Güvenlik Konseyi’ndeki “Barışın Korunması ve Koruyucu Diplomasi” başlıklı zirvenin de düzenleyicisi konumunda.

Güvenlik Konseyi üyeliği, Türkiye’nin BM faaliyetlerine daha kuvvetli bir şekilde nüfuz etmesini, kendisinin çok uzağındaki sorunlarla da aşina olmasını sağlıyor.

Örneğin Türkiye BM’de Kuzey Kore Yaptırımlar Komitesi, Kongo Komitesi ve Terörizm Komitesi olmak üzere tam üç ayrı komitenin başkanlığını yürütüyor.

Ve her yıl yapılan BM Genel Kurulu’nun çok önemli bir başka yararı da var. BM, bu toplantıya katılmak üzere gelen dünya liderleri arasında gerçekleştirilen ikili temaslarla zengin bir uluslararası diplomasi trafiğine de sahne oluyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün de cuma akşamına kadar sürecek olan New York çıkarmasının önemli bir ayağını buradaki ikili temasları oluşturacak.
Yazarın Tüm Yazıları