Paylaş
Çünkü... Güçlü iktidarların, yüksek yargıyı kontrol altına alma girişimini tehlikeli ve korkutucu buluyorum.
Çünkü... Yargıç ve savcıların iktidarların denetimine geçmesini istemiyorum.
Çünkü... Adalet duygumun zedelenmesini istemiyorum.
Çünkü... 12 Eylül’ü yapanlara yargı yolu açmadan 12 Eylül’den rövanş alınacağına inanmanın safdillik olduğuna inanıyorum.
Çünkü... Kısmi anayasa değişikliği yerine toptan anayasa değişikliği istiyorum.
Çünkü... Hükümetin temel amacının demokratikleşme olduğuna zerre kadar inanmıyorum.
Çünkü... Kimselerin “Dur” diyemediği iktidarın totaliter eğilimlerinin daha da artacağına inanıyorum.
Çünkü... Demokratik adımların ancak uzlaşmayla atılabileceğine inanıyorum.
Çünkü... YÖK’ü ele geçirdikten sonra tek bir sızlanma kelimesi bile etmeyenlerin, yüksek yargıyı ele geçirdikten sonra da aynısını yapacaklarından eminim.
Dr. Çelik’ten mesaj
DÜN ünlü pop müzik sanatçısı Çelik’in köşe yazısını eleştirmiştim.
Kendisinden şöyle bir mesaj aldım.
Yorumsuz yayınlıyorum:
“Yazımı ve köşemi tanıttığınız için teşekkür ederim. Sağlık ve huzur dilerim. Sevgi dolu saygılarımla... ÇELİK ERİŞÇİ... Pop Müzik Sanatçısı... İTÜ Sosyal Bilimler Doktora Öğrencisi.”
* * *
Bu arada dünkü yazımda tam bir “Ele verir talkını / kendi yutar salkımı” durumuna imza atmışım.
“Yoksa maazallah maskara olmak işten bile değildir” diyeceğime, “Yoksa maazallah maskara olmamak işten bile değildir” demişim.
Düzeltir, uyarıda bulunan dikkatli okurlara teşekkür ederim.
Yağmuru sevmek için 6 basit neden
BİR: Hepimize o bayıldığımız, havasına girmek için can attığımız meşhur “SEVEN” adlı filmi yeniden seyretmek için bir fırsat sunar.
İKİ: Yaz günü temmuzda üşümek gibi muazzam bir imtiyaza sahip oluruz.
ÜÇ: Çok eğlenceli ve çok fantastik bir yağmurda yüzme eylemi gerçekleştirme şansı doğar.
DÖRT: Giysi dolaplarımızdaki ince montlar anlam kazanır.
BEŞ: Daha fazla yağmur şarkısı öğrenmemize yol açar.
ALTI: Yaz neşesi ile sonbahar hüznünün insanı mest eden cazibesine kapılma imkânı elde edilir.
Numan Bey’in handikapları
SAADET Partisi’nde hafta sonu kongre süreci başlıyor.
Barajın yüzde 7’ye çekilmesi doğrultusunda talebin yükseldiği şu günlerde bu kongre çok önemli...
Numan Kurtulmuş, şu ana kadar çok iyi bir liderlik sergiledi.
Dengeleri iyi gözetti.
Fakat bu kongrede radikal adımlar atması gerekebilir.
Bu yüzden “handikap” çok.
Merak ediyorum:
Mesela... Erbakan Hoca, Numan Bey’in eline bir liste tutuşturup “Bu isimlerle çalışacaksın” derse ne yapacak?
Mesela... “Ak saçlı” Milli Görüşçüler, Numan Bey’den desteği çekerlerse ne yapacak?
Mesela... Partiyi dışa açma konusunda ne vaat edecek?
Mesela... AK Parti’nin içe kapanma eğilimi gösterdiği, İsrail’e posta koyduğu, Batı desteğini hafiften yitirmeye başladığı bir dönemde Saadet Partisi, AK Parti’den nasıl farklılaşacak?
Bütün bu soruların yanıtını öğrenmek için kongreyi yakından takip edeceğim.
Canım sıkılıyor
Ahmet Necdet Sezer’in en az oy alan adayları rektör ataması garabetini en fazla diline dolamış bir gazeteci olarak, aynı uygulamanın hiçbir şey yokmuş gibi aynen devam ettirilmesine fena halde canım sıkılıyor.
O günlerde bu konuyu birinci mesele haline getirenlerin, bugün suspus olmalarına canım sıkılıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, sanki meseleden ilk kez haberdar olmuş gibi konuyu YÖK’e sormasına, yani top çevirmesine canım sıkılıyor.
Bugünkü YÖK yönetimi ile o günkü YÖK yönetimi arasında zerre kadar fark olmamasına canım sıkılıyor.
Cumhurbaşkanı Gül’ün YÖK’ten gelen listede en fazla oyu alan adayı rektör olarak atamak yerine, “Ben de bu sistemden pek memnun değilim galiba...” türü demeçler vermesine canım sıkılıyor.
Bir yandaş ayıbı
YANDAŞ gazetelerden biri başlık atmış:
“Ret cephesinde ilginç ittifak”.
Müttefikleri sıralamış:
CHP, MHP, BDP, HSYK, YARSAV falan...
Allah’tan PKK’yı eklememişler.
Hepsi anayasa değişikliğine “Hayır” diyecekmiş.
Lisan-ı hal ile söylenmek istenen şu:
“Bunlar hayır diyorsa, sen evet de...”
Ne kadar ayıplı bir yaklaşım bu...
En az Kürt açılımı için “Bu bir AKP-PKK projesidir” demek kadar ayıp.
En az türban yasası için “AKP-MHP el ele” demek kadar ayıp.
Paylaş